KOHAR Kütüphanesi ve Paramaz’ın bir piyesi

Gezintimizin sonunda Garo, “Şimdi sana bir de süpriz var” deyip 5 yıl önce Amerika Şikago’da eski bir sahafta bulunan, temizlenerek yeniden ciltlenen bir kitapçığı önüme koydu. Kitap, Paramaz’ın bir piyesiydi. Kitapçığın ön sayfalarında içeriği ve ne zaman yazıldığı nerede sahnelendiğine ilişkin bilgiler olduğunu da söyledi ve pdf olarak eseri bana gönderdi.

Mayıs ayının önemli bir bölümünü Beyrut’ta geçirdim. Daha önce defalarca gittiğim bu kenti tek başıma gezme ve ayrıntılı tanıma imkânım oldu. Kimi arşivlere bakarken KOHAR Kütüphanesi’nden de tesadüfen haberdar oldum. Arkadaşım Aleks’in kızı Dsovak orada çalışıyordu. Ermeni şarkı kitapları ve sözlükler konusunda uzmanlaşmış bir merkez olduğunu ziyaretim sırasında anladım. KOHAR’ı bana araştırmacı Garo Derounian gezdirdi. Haçaduryan ailesine ait binanın iki katında son derece modern biçimde döşenmiş bir kütüphane ve mücellithane ile karşılaştım. Alt katta çalışan işinin ehli, aile kökleri Adana, Maraş ve Antep’e uzanan kadın ve erkeklerle selamlaşıp, tanıştım. Benimle geldikleri yörenin Türkçesiyle konuştular. Dünyanın değişik yerlerinden neredeyse parçalanmış kitap/kitapçıklar onların usta ellerinde sayfa sayfa yeniden bakımdan geçirilip ciltleniyor ve üst kattaki kütüphanede yerlerini alıyor. Ermeni el yazmaları, Kilikya Krallığı ve Ermeni Soykırımı tanıklıkları üzerine 1.000'den fazla kitabın yanı sıra 2.300'den fazla Ermeni şarkı kitabı, 500'den fazla sözlük barındıran bu kütüphanedeki en eski kitap ise 1633 yılına kadar uzanıyor. Kütüphanede ayrıca 3.500'den fazla müzik kaseti, CD, DVD ve LP de var. Aslında Haçaduryan ailesinin annelerinin İsmi Kohar. Bu adla kurulmuş dünyanın dört bir yanını dolaşmış, Türkiye’de de konserler vermiş büyük bir senfoni orkestrası 5 yıl önce görevini tamamlamış. Şimdi aynı isim Beyrut’ta bir mücellithane ve kütüphanede yaşıyor.

Paramaz’ın piyesi

Gezintimizin sonunda Garo, “Şimdi sana bir de süpriz var” deyip 5 yıl önce Amerika Şikago’da  eski bir sahafta bulunan, temizlenerek yeniden ciltlenen bir kitapçığı önüme koydu. Kitap, Paramaz’ın bir piyesiydi. Kitapçığın ön sayfalarında içeriği ve ne zaman yazıldığı nerede sahnelendiğine ilişkin bilgiler olduğunu da söyledi ve pdf olarak eseri bana gönderdi. Paramaz’ın bir piyes yazdığını “Ermeni Devrimci Paramaz’’ kitabımı hazırlarken bulduğum bir Ermenice mektubun çevrisinin önüme gelmesiyle haberdar olmuştum. Kitabımın son sayfalarında bu mektubun orijinaline ve çevirisine de yer vermiştim. 

Paramaz Piyes 2. sayfa

Paramaz’a Van’daki bir partili arkadaşı yazdığı mektupta bilgi verirken; “Sizin ‘Eller Yukarda’ yı Kundakçıyan Kızlar Okulu yararına bir kere oynayarak 30 lira gelir sağladık. Osmanlı filosu yararına da Donanmada bir temsil verdik’’ diyordu.

Dolayısıyla Paramaz’ın piyes kaleme aldığını biliyordum ama bunun birden fazla olduğundan haberdar değildim. Piyesin Pdf’ini çevirsin diye Cenevre’de yaşayan arkadaşım Garabed Yelegen’e gönderdim. Onun yazdıkları şunlardı; ‘’Kitabın önsözüne göre bu tiyatro oyunu üç el yazması şeklinde kopya edilerek Amerika’ya ulaştırılmış ve kitap 1919 yılında basılmış. Kitabın kapağında müzikle karışık tiyatro eseri yazsa da, iki-üç yerde halk türküsü söyleniyor. O yüzden buna müzikal bir oyun denemez. Kitabın önsözünde yazdığına göre piyesin konusu gerçek hayattan alınmış ve 1912 yılında Diyarbakır’daki Arekyan okulu için Diyarbakır lehçesine uyarlanmış ve o tarihlerdeki okul müsameresinde sahneye konmuş. Garabed ağanın aile fertleri ve o yörede yaşanan sorunlar üzerinden anlatılan olaylarda, Garabed ağanın kendisinin ve kızının tefecilik yaparak yüksek faizle borç verdiği yoksul Ermeni köylülerin mallarına nasıl el koyduğu anlatılmakta ve Garabed ağanın oğlunun paralarla birlikte ortadan kaybolması ile Garabed ağanın trajik sonundan bahsedilmektedir.”

İdam sehpasında cesur, enternasyonalist ve piyes yazarı

Hukuksuz bir yargılama sonucu idam cezasına çarptırılan Paramaz (Madteos Sarkisyan) ve 19 arkadaşının Beyazıt Meydanı’nda asılmalarının üzerinden 110 yıl, bu konuyla ilgili benim yazdığım kitabın yayınlanmasının üzerinden 10 yıl geçti.

10 yıl boyunca bu konu üzerine çok şey yazıldı, söylendi. Ne var ki sosyalist solun büyük kısmı Marx’ın Kugelmann’a yazdığı mektupta yaptığı bir benzetmeyle bu konuyu “sessizlik komplosu”  ile görmezden geldi, geçiştirdi. Çünkü ulusçulukla kirlenmiş sosyalizmin versiyonları ülkemizde de oldukça etkili. Bu topraklarda sosyalist hareketin tarihinin yeniden ele alınmasına vesile olan bu çalışma bir paradigma değişikliği yaratmış olsa da konuyu gündemde tutmak ve Paramaz’ın 110. ölüm yıldönümünde bir de onu ‘’ Rüzgarın Getirdiğini Rüzgar Alır’’ adındaki piyesin yazarı kimliğiyle anmak istedim. Paramaz ve arkadaşlarının anıları baki kalsın.

Kategoriler

Toplum Güncel



Yazar Hakkında