Bahçeli: Suça karışmamış, silahlı bir eylemde bulunmamış kim varsa gelip ailesiyle kucaklaşmalıdır

İmralı sürecini bir yıl önce yaptığı Meclis konuşmasıyla başlatan MHP lideri Bahçeli, TBMM'deki çözüm komisyonu heyetinin İmralı'da Abdullah Öcalan'ı ziyaret etmesi sonrası sürecin gidişatını belirleyecek açıklamalarda bulundu. Bahçeli, "Farklı saik ve sebeplerle aldanıp kandırılan, fakat suça karışmamış, silahlı bir eylemde bulunmamış kim varsa gelip ailesiyle kucaklaşmalıdır. Bizim kaybına göz yumacağımız tek bir insanımız yoktur" dedi.

Bir yıl önce Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Öcalan'a umut hakkı verilsin" diyerek başlattığı çözüm sürecindeki örgütün fesihi, silah bırakma, komisyonun kurulması, komisyondan bir heyetin İmralı'ya giderek Öcalan'la görüşmesi gibi gelişmeler sonrası, Devlet Bahçeli bugün Türkgün gazetesine verdiği söyleşide süreci değerlendirdi. Bahçeli, sürece ilişkin yaptığı açıklamada, şehit aileleri ve gazilere seslenerek, "Onların başlarını öne eğdirmeyeceğiz. Pazarlık içinde değiliz. Al-ver sürecine tamamıyla kapalıyız. Türkiye’nin egemenlik hukukunu, Cumhuriyet’in kurucu ve kuruluş felsefesini zafiyete uğratacak hiçbir yanlışın içinde Cumhur İttifakı olarak yer almayız" dedi.

"Kürt kardeşlerimin terörle uzaktan yakından bağ ve bağlantısı yoktur" diyen Bahçeli, "Farklı saik ve sebeplerle aldanıp kandırılan, fakat suça karışmamış, silahlı bir eylemde bulunmamış kim varsa gelip ailesiyle kucaklaşmalıdır. Bizim kaybına göz yumacağımız, heba edeceğimiz tek bir insanımız yoktur. Türkiye Cumhuriyeti haşmetlidir, bunun yanında şefkatlidir" ifadelerini kullandı.

MHP lideri Bahçeli'nin Türkgün gazetesine verdiği söyleşinin ikinci bölümünde öne çıkanlar şöyle: 

"Terörsüz Türkiye’yi sulandırmaya ve sabote etmeye dönük beşinci kol faaliyetinin cesamet kazandığını düşünüyor musunuz?" sorusuna Bahçeli, "Cesamet değil de, cüret edenler kümesi kimi zaman kalabalıklaşıyor, kimi zaman da kaçışmalar olduğundan tenhalaşıyor. Türkiye’nin dehşet uyandıran, vahşetle anılan bölücü terör musibetinden kurtuluşunu değil de, yüzyılın en müessir milli uyanışının çuvallamasını bekleyenlerin millet ve vatan sevgileri bana göre kurak, çorak ve bataktır. Yazık bunlara. Yapılanı yıkmak kolay, zor olan yıkıntılar arasındaki cevheri bulup ortaya çıkarmak." yanıtını verdi. 

"SDG/YPG 27 Şubat İmralı çağrısına riayet etmeli"

"PKK’nın kurucu önderliği elini taşın altına koymuştur. 27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın hitamında PKK 12 Mayıs’ta silah bırakmış ve örgütsel varlığını lağvetmiştir. 11 Temmuz’da bir grup PKK’lı silahlarını yakmıştır." hatırlatmasını yapan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Özellikle Suriye’nin kuzey doğusunda tesir alanı bulunan SDG/YPG henüz silah bırakmamış, 27 Şubat İmralı çağrısına riayet etmemiştir. Halbuki İmralı’nın çağrısı PKK’nın yanı sıra bölücü terörün tüm bileşenlerini kapsamaktadır. En azından bizim anladığımız böyledir, yorumumuz bu doğrultudadır. SDG/YPG Şam yönetimiyle imzalanan 10 Mart tarihli mutabakata mutlaka riayet etmelidir."

Bahçeli, "Bölücü terör örgütünün açtığı yaraların kapatılması hususunda geniş bir konsensüs vardır. Bundan bahtiyarım. Milletimiz 'Terörsüz Türkiye' adım ve atılımlarının arkasındadır. Kaldı ki bu hedefe ulaşılmasıyla birlikte, tekrar söylemeliyim ki, kazanan Türkiye ve Türk milleti olacaktır" ifadelerini kullanarak, şöyle devam etti:

"'Terörsüz Türkiye' hedefini zehirleme arayışında olanlara bilhassa milletimiz kulak asmayacak, itibar etmeyecektir. Bir konunun yalnızca bir tarafını görmek aslında bütün seçeneklere kapalı olmak, tekdüzeliğe çanak tutmak demektir. 
Katılaşmış ve kapanmış diyaloglara daha üst bir uzlaşma seviyesinde canlılık kazandırmanın amaç ve arzusundayız. 

"1,5 asırdır süregelen küresel emperyalist komplo, vatanımız ve milletimiz üzerinde hesap yapan müstevli oyunlar inşallah tasfiye edilecektir. Hedef büyüktür, bu hedefin gerisine düşmek, tavize ve teslimiyete boyun eğmek söz konusu değildir.

"Türkiye kutlu bir doğum arifesindedir"

Göreceli anlaşmazlıkları önce çoğaltıp sonra körükleyen, ardından da düşmanlıklara dönüştürmek için fitne yayan iç ve dış hıyanet şebekesinin çarkı kırılacaktır. Türkiye kutlu bir doğum arifesindedir. Bu doğumun sancıları olabilir, yanlış anlamalar olabilir, bazen sinirler de gerilebilir, hatta temaslar zayıflayarak mesafeler açılabilir; fakat sabır, sebat ve soğukkanlılıkla Türkiye sevdasında buluşmamız, ortak ve parlak bir geleceğe yürüme kararlılığımız her soru ve sorunla başa çıkmaya kafidir. Yeter ki samimiyet ve dürüstlük çizgisinden ayrılmayalım. Yeter ki dağılmamızı ve bölünmemizi kurgulayan muhasım koalisyonuna karşı hep birlikte ve kardeşçe göğüs gerelim.

"Pazarlık içinde değiliz"

"Terör sorununu çözeceğiz, bölücülük damarını kesip atacağız. Siyasi, ekonomik ve hukuksal reformlarla toplumsal ahenk ve adaleti inşallah tam manasıyla inşa edeceğiz. Şehit ailelerimiz kaygılanmasın. Gazilerimiz korkuya kapılmasın. Onların başlarını öne eğdirmeyeceğiz. Pazarlık içinde değiliz. Al-ver sürecine tamamıyla kapalıyız. Türkiye’nin egemenlik hukukunu, Cumhuriyet’in kurucu ve kuruluş felsefesini zafiyete uğratacak hiçbir yanlışın içinde Cumhur İttifakı olarak yer almayız, alamayız, almayacağız. Maksadımız milli birlik ve kardeşliğimizi, bunun yanı sıra iç cephemizin tahkimini ve taçlanmasını sağlamaktır. Münferit ve müfsit söylemleri ciddiye almıyoruz. Terörsüz Türkiye hedefini istismar eden sözde milliyetçi geçinenleri de ademe mahkum ediyoruz." dedi.


"Türkiye Cumhuriyeti şefkatlidir"

"Sizin Kürtlere karşı samimi ve pozitif mesajlarınız çok yankı buldu. Terörsüz Türkiye hedefi aynı şekilde bir kardeşlik ve kader ortaklığını mı gözetiyor?" sorusuna ise Bahçeli, şu yanıtı verdi:

"Hiç şüphesiz. Bakınız, Kürt kardeşlerimin terörle uzaktan yakından bağ ve bağlantısı yoktur. Farklı saik ve sebeplerle aldanıp kandırılan, fakat suça karışmamış, silahlı bir eylemde bulunmamış kim varsa gelip ailesiyle kucaklaşmalıdır. Bizim kaybına göz yumacağımız, heba edeceğimiz tek bir insanımız yoktur. Türkiye Cumhuriyeti haşmetlidir, bunun yanında şefkatlidir. 

Cumhuriyet’in yeni yüzyılında milli birlik ve dayanışma ruhumuzun gücüne güç katmak gerekmektedir. Nitekim Kürt kardeşlerim bu amacın safındadır, fazilet ve ferasetleri de iç ve dış komploları püskürtecek kırattadır. Biz hep birlikte Türkiye’yiz, hepimiz Türk milletiyiz.

Ayrılıkçı emeller, ayrımcılığı tahrik ve teşmil eden entrikacı hevesler çöpe atılacaktır. Bu coğrafyada var olmanın, hür ve müstakil yaşamanın gerek ve yeter şartı da budur."

Kategoriler

Güncel Türkiye