Daha önce pek çok mezhebin kilise ayinine hatta mağaradan kilisede de ayinlere katılmıştım. Ancak böylesine evrensel ve ilâhi bir ayine hiç tanıklık etmemiştim. Ayini izleyen binlerce kişi gibi uzun süre yaşadıklarımın etkisinde kaldım. Papa, hem 325 yılında toplanan İznik Konsili’ndeki birlik ruhunu 1700 yıl sonra yeniden hissettirdi, hem de Hıristiyan dünyasında bir dönüm noktası yarattı.
27 Kasım'da Türkiye'ye gelen Papa Leo, 29 Kasım'da Türkiye Hıristiyanları için bir ilki gerçekleştirdi. Papa 14. Leo, Volkswagen Arena’da saat 17.00’de halka açık ayin icra etti. Bu ayin için dünyanın dört bir yanından gelen binlerce insan, sabahın erken saatlerinde Arena’ya girebilmek için yağışlı havaya rağmen uzun süre kapıda bekledi. Saat 14.00’te girişleri açılan alana insan seli aktı. Neredeyse bir ay öncesinde kontenjanları dolan ayine gelen davetliler, üzerlerindeki Papa tişörtleriyle üç katlı salona alındı. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı ayinde, Ermeni, Süryani, Keldani, Rum ve Latin Katolik ruhaniler ve rahibeler de yer aldı.

Salona girenleri, sahnede büyük bir sunak görünümlü ama sunak olmayan bir alan karşılıyordu. Sahne tasarımını, HAYCAR Mimar ve Mühendisler Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve iç mimar Nora Hisarlı tasarlamıştı. Ayin için haç işaretinin olduğu bir dekor hazırlanmıştı ve Meryem Ana ile İsa Mesih’in ikonası sahnede yer alıyordu. Bu ikona, Galata Surp Pırgiç Kilisesi'nden getirilen, 1830 tarihli ve İtalya’dan getirilmiş Meryem Ana’nın İsa Mesih’in çocukluğu ile olan tablosu. 1834'te İstanbul’daki ilk Ermeni Katolik Kilisesi’ne hediye edilmiş. 1835’te başlayan ve 1838’de halk ve İstanbul Ermeni Katolik Başepiskoposu Antuan Nouridjian’ın duaları ile şehirde gezdirilen ikona sayesinde sona eren veba salgını sırasında mucize sayılmış. İkona, Papa’nın ayini için sunakta çiçeklerle yerine aldı.
Koro ve renkleri
Ermeni, Süryani, Rum ve Latin Katolik ruhani liderler ve konuşma yapacak insanlar için sahnede sandalyeler bırakılmıştı. Ruhaniler ise litürjik kıyafetleriyle ayinde ilahi söylemek için sahnede yerini almıştı. Herkeste büyük bir heyecan vardı. Salona girenler, sahnenin hemen karşısında bir rahibe tarafından yönetilen evrensel koronun seslendirdiği Ermenice, Arapça, Süryanice ve İtalyanca ilahilerle büyüleniyordu. Bu ilahilerin çeşitliliği, ayine dair de bir ipucu veriyordu. 200 kişilik bu evrensel koroda ilahi söyleyenler, farklı renklerde şallar takmıştı. Turuncu Ermeni, sarı Keldani, kırmızı Süryani, yeşil renk şallar da Latin Katolik’lerdi. Ayrıca tüm oturaklara, “Kutsal Ayin, Noel’e Hazırlık Devresi, Birinci Pazar Günü” isimli ayin kitabı bırakılmıştı. Ayin akışına dair kitapta Ermenice, Süryanice, Arapça, Türkçe ve İtalyanca dillerinde bilgiler yer alıyordu. Böylelikle tüm ayin, kitaptan takip edilebildi.

Sunaktaki kadınlar
İlginç olan bir şey vardı, normalde sunakta kadınlar yer almaz. Ancak bu sahnedeki “sunakta” kadınlar da oturuyordu. Üstelik daha sonra ayinde konuşma yapacaklardı ve sınırları aşan bir ayin olacaktı. Tam o esnada, iki din görevlisi ve bir kadın sunucu tarafından açılış konuşması yapıldı. Papa’nın ziyaretinin önemi, İznik Konsili’nin 1700’üncü yılı ve iman ikrarı üzerine konuşuldu. Papa’nın düzenleyeceği ayinin sıradan bir ayin olmadığı paylaşıldı, “Birazdan rabbin masasında toplanacağız. Kutsal komünyon sizde yeni bir umut, yaşamlarımızda kalıcı bir ışık doğursun. Rabbimiz hepimizi korusun” denildi. Böylelikle, İsa Mesih’in “Son Akşam Yemeği”ni anarak ekmek ve şarap alma ritüeli olan “komünyon”un yapılacağı da belirtildi. Ayrıca ilahi esnasında nasıl davranılması gerektiğine dair bilgi de verildi.
Kortej halinde sunağa ilerlediler
Salon dolmuştu ve kapılar kapanmıştı. Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan, İstanbul ve Ankara Süryani Ortodoks Cemaati Ruhani Lideri ve Patrik Vekili Mor Filüksinos Yusuf Çetin, Rum, Süryani, Ermeni ve Katolik ruhaniler de sunakta yerini aldı. Herkes ayağa kalkmış, büyük bir heyecan içerisinde Papa’yı bekliyordu. Kısa bir süre sonra koro ilahi seslendirmeye başladı ve Papa’nın da yer aldığı ruhani heyet tapor (resmi geçit) ile salonda yürümeye başladı. Sunağa doğru ilerleyen heyette, Latin Katolik, Keldani, Süryani ve Ermeni Katolik Patrikler ile ruhaniler, Papa’ya mumlarla eşlik etti. İncil’i Ermeni, haçı da Katolik bir ruhani taşıdı. Papa, taporda Ekümenik Patrik Bartholomeos ile birlikte yürüdü. Bu esnada alandaki binlerce kişi Papa’ya dokunmaya çalışıyor, coşkusunu “çok yaşa Papa” diyerek alkış ve zılgıtlarla yansıtıyordu.

Papa’nın üzerinde bu sefer mor litürjik kıyafet bulunuyordu. Bu renk, “Geliş ve Tövbe Dönemi” ile ölmüş olanlar için kutlanan Övgü Duaları ve ayinlerde kullanılıyor. Sunağa çıkan ruhaniler teker teker İncil’i öptü, cübbelerini çıkardı ve yalnızca Papa’nın cübbesi kaldı. Sunakta kendisine verilen haç ile Meryem Ana ve İsa Mesih çerçevesinin önünde eğilen Papa, daha sonra masaya koyulan İncil’i öptü. Ve ayin başladı. Papa İtalyanca dua ederken, “Pişmanlık Eylemi” okundu ve Tanrı’dan af dilendi. Koronun seslendirdiği ilahiler eşliğinde Papa sahnenin üstüne yerleştirilen merdiven ile tepedeki haç sembollü koltuğuna oturdu. Kortejde İncil’i taşıyan Ermeni ruhani, Ermenice giriş duasını okudu. Ermenice ilahilerin eşlik ettiği ayinde, dua bitiminde Papa İncil’i öptü. Bu bölümde, kendimi bir Ermeni kilisesindeki ayindeymişim gibi hissettim.
Papa ayine, İngilizce verdiği vaaz ile devam etti. Binlerce kişi pür dikkat Papa’nın vaazını dinlerken, salondaki ekranda da Türkçesi yansıtıldı. Vaaz bitiminde tüm arena Papa’yı alkışladı. Daha sonra ayin, kademeli şekilde Süryani, Rum ve Latin ayinlerine uygun olarak icra edildi. Her mezhebin ayin ritüeli yapılırken, koro da o mezhebin ilahilerini seslendirdi. Bu ayinle, İznik Konsili’nden sonra ilk kez tüm Hıristiyanlar bir arada kendi kültür, gelenek ve dilleri ile ayin icra etti. Üstelik bunu, Türkiye’de ilk kez bir Papa halka açık ayin ile yaptı.

Kadınlar ‘sınırları aşan’ sunakta
Kilise ayininde kadınlar sunağa çıkamazken, Papa’nın halka açık ayinindeki sunakta kadınlar da yer alıyordu. Bu sunak bize, evrensel ve eşit bir Tanrı katını sembolize ediyordu. Hatta sunakta Aziz Pavlus'un Romalılara yazdığı mektuptan bir bölüm, Sr (rahibe) Juliana Mikaela tarafından okundu. Ayrıca sunakta “Evrensel Dua”dan bir bölüm de Ermenice, Arapça, Türkçe ve İtalyanca okundu. Türkçesini Katolik cemaatinden Şule Rogenbüke, İtalyancasını da yine bir kadın okudu. Tarih boyunca ilk kez bir rahibe ve kadınlar, gerçek anlamda bir sunak olmasa da, ayinde sunakta yer aldı, dua okudu ve konuşma yaptı.
Ayin boyunca dikkatimi çeken bir detay da, Ekümenik Patrik Bartholomeos'un çift başlı yılan asasını yanında duran bir ruhaninin tutmasıydı. Patriklerin asası, sürekli dik ve ayakta durmak zorunda. Bartholomeos'un asasını, Rum Ortodoks bir ruhani ayin sonuna kadar ayakta taşıdı.

Şarap ve ekmek ne anlama geliyor?
Ayinin devamında, ekmek ve şarap kadehi masaya koyuldu. Papa ve beraberindeki ruhaniler, buhurdanlığı yakarak masadaki ekmek ve şarabı dualar ederek kutsadı. Papa bu esnada, İsa Mesih’in son akşam yemeğinde yaptığı konuşmayı tekrarladı: “Gerçekten ele verildiği gece ekmeği aldı, sana şükrederek onu takdis etti, böldü ve Havarilerine vererek şöyle dedi: ‘Alınız ve hepiniz yiyiniz. Bu sizin için kurban edilen benim bedenimdir.’ Aynı şekilde yemekten sonra şarap kupasını aldı, sana şükrederek onu takdis etti ve Havarilerine vererek şöyle dedi: ‘Alınız ve hepiniz bu kupadan içiniz. Bu benim kanımdır, yeni ve ebedi ahdin kanıdır. O, günahların bağışlanması için sizin ve bütün insanlar uğruna dökülecektir. Bunu beni anmak için yapınız.”
Daha sonra arenanın her bir bölümünde ruhaniler katılımcılara, kutsanan okunmuş ekmeklerden verdi. Üzerinde haç işareti olan bu ekmekler, ruhaniler tarafından insanların ağzına koyuldu, ekmeklere yalnızca ruhaniler dokundu. Bu da, kilise ayinlerinde yapılan bir ritüeldi. Ekmeklerin dağıtılmasıyla Papa, “Kardeşlerim, Mesih’in sevgisi içinde birbirinize barış ve huzur dileyiniz” dedi ve yanındaki Monsenyörler ile sarıldı ve onları öptü. Ardından binlerce kişi, yanında bulunanlar ile sarılarak birbirlerine barış ve huzur diledi. Bu ritüel, kiliseye giden bir insanın kimse ile küs ya da dargın olmaması veya kiliseye küs girdiğinde bu kişiler ile barışması için tekrarlanıyor. Ancak Papa bu ayinde, ziyareti boyunca verdiği mesajlardaki “barış ve birlik”i tüm Hıristiyanlara bizzat yaşattı. Bu “an” binlerce insanı büyülemiş, gerçek üstü bir ayindeymiş gibi dua ediyorlardı.

“Kilise iman ikrarındaki birliğini yeniden buldu”
İstanbul Latin Katolik Kilisesi Episkoposu Monsenyör Massimiliano Palinuro, ayin sonunda bir konuşma yaptı. Monsenyör, tüm organizasyonlar için cumhurbaşkanına, kardeş kiliselerin patrik ve liderlerinin ayin ve dualara eşlik etmesine dair teşekkür etti. Ayrıca hala 2023 depreminin yaralarını taşıyan Antakya’dan gelen ruhaniler ve Hıristiyanları da selamladı. Monsenyör, “Tıpkı Pantekost’ta olduğu gibi bugün 70’den fazla millet burada. Hepimiz bir aileyiz. Kilise iman ikrarındaki birliğini yeniden buldu. Hıristiyanlar ve Müslümanlar, yüzyıllardır beraber kardeşçe yaşıyor” dedi. Ayrıca Ekümenik Patrik Bartholomeos’a da Papa’ya eşlik ettiği için özel olarak teşekkür edildi.
Monsenyör daha sonra Peder Arsen Ekinciyan tarafından yaptırılan gümüş kadehi Papa’ya sundu. Yine HAYCAR adına iki ayrı Balyanlar kitabı da Papa’ya takdim edildi. Koronun büyüleyici ilahileri sürerken, engelli bir kız çocuğu ile birkaç kişi sunağa çıkarak Papa’nın elini öptü. Daha sonra Papa ve sunakta ayine eşlik eden ruhaniler, tapor ile arenayı gezdi. Binlerce kişi gözyaşları içinde Papa’ya, “çok yaşa Papa” diye bağırıyordu. Taporda taşınan haç havaya kaldırıldı ve haç çıkartıldı. Tapor, Papa ve beraberindekilerin arenadan ayrılmasıyla son buldu. Görkemli ayin de Papa’nın gitmesiyle bitti.

Daha önce pek çok mezhebin kilise ayinine hatta mağaradan kilisede de ayinlere katılmıştım. Ancak böylesine evrensel ve ilâhi bir ayine hiç tanıklık etmemiştim. Ayini izleyen binlerce kişi gibi uzun süre yaşadıklarımın etkisinde kaldım. Papa, hem 325 yılında toplanan İznik Konsili’ndeki birlik ruhunu 1700 yıl sonra yeniden hissettirdi, hem de Hıristiyan dünyasında bir dönüm noktası yarattı.

