ORTA SAYFA

ORTA SAYFA Ermeni tarihine adanmış bir hayat: Anahide Ter Minassian

Tarihçi Anahide Ter Minassian Ermeni tarihi üzerine çalışmalarıyla bilinen özel bir isimdi. Fransa’da yaşıyordu ancak kökü bu topraklardaydı, neredeyse tüm aile büyüklerinin Anadolu’daki Ermeni tarihiyle önemli ve kopmaz bir bağı vardı. Bu sayımıza katkıda bulunan yazar, yayıncı ve akademisyen dostlarımız Anahide Ter Minassian’ın hem ilginç hayat hikayesine hem de çalışmalarının Ermeni tarihinde ne kadar önemli bir yer tuttuğuna dair makaleleriyle Minassian’ın hayatına ışık tuttular.
ORTA SAYFA Anahide Ter Minassian'ın ardından: Tarihyazımı Ermenice Sopranosunu Kaybetti

Bu dünyada büyük isimlerle dolu bir aileye doğmak ne ağır bir yüktür! Birçok insan, hayat boyu peşlerini bırakmayan soyadları, hikayeler, beklentiler altında eziliverir, büzüşür, silikleşir. Pek az kişi, 11 Şubat günü kaybettiğimiz tarihçi Anahide Ter Minassian gibi ailesinin mirasını yemeden, o isimle kavga etmeden köklerinden yeşermeyi başarabilir. Malumunuz, Anahide Ter Minassian Abdülhamid Osmanlısı’nda hem Doğu vilayetlerindeki Ermenilere yapılan zulmün, hem de bu zulme direnişin sembolü olmuş Muşlu Gülizar’ın torunudur. Büyükbabası ise 1880’lerin sonundan soykırım günlerine kadar ömrünü adalet mücadelesine adamış, 1908’den 1915’e kesintisiz vekillik yapmış, mecliste her söz aldığında ‘Bizim Muş ovasında…’ diye başlayıp doğduğu toprakların acılarına ses olmuş cefakâr bir o kadar da renkli bir sima, Ermeni Devrimci Federasyonu (EDF) üyesi Keğam Der Garabedyan’dır.
ORTA SAYFA Anahide Ter Minassian'ın ardından: Hayatın ötesine

Aras’ta çalışmaya ilk başladığımda, üniversite yıllarımda Ardaşes Margosyan okumamı salık vermişti, onun ‘Ermeni Devrimci Hareketi’nde Sosyalizm ve Milliyetçilik’ kitabını. İletişim’in Cep Üniversitesi serisinden çıkan o minicik kitaba sığdırmayı başardığı onca bilgiden, tarihsel perspektifinden, olayları anlatış biçiminden çok etkilenmiştim. 20 yaşına varmamış, dünya ve memleket ahvaliyle yakından ilgili Türkiyeli bir Ermeni genç için, hiçbir şeyin bizlerle başlamadığını, mücadele ruhunun zamanları ve hayatları aşan bir yanı olduğunu apaçık gösteren bir hediyeydi.
ORTA SAYFA Büyükada Rum Yetimhanesi’nin hâlâ yazılmamış tarihi

Dünyanın ikinci en büyük ahşap yapısı olarak kabul edilen Büyükada Rum Yetimhanesi geçtiğimiz hafta Europa Nostra ile Avrupa Yatırım Bankası tarafından ‘Avrupa’nın Tehlike Altındaki 12 Kültürel Mirası’ arasında gösterildi. Yetimhanenin çökme tehlikesi altında olduğu uzun süredir biliniyor. Restorasyon için Ekümenik Patrikhane’nin maddi imkanları yetersiz. 1964 yılında boşaltılan daha sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce el konan bina 2010 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının ardından Patrikhane’ye teslim edilmişti. Yetimhanenin yaşadığı hukuki ve siyasi süreç hem bu gazetede hem de konuyu yakından izleyen diğer kaynaklarda sık sık konu edilmişti. Biz bu gelişmeler üzerine “Peki Yetimhane’de nasıl bir hayat vardı?” sorusunun peşine düştük. Ve Yetimhane’de 1955-61 yılları arasında öğretmenlik yapan Yani Kalamaris ile buluştuk. Kendisi bize Yetimhane’nin deyim yerindeyse yazılmamış tarihini anlattı.
ORTA SAYFA İstanbul’dan Turabdin’e terk ediş öyküleri

Almanya’da Duisburg-Essen Üniversitesi Türkistik Bölümü’nde düzenlenen 1‘Uluslararası Kemal Yalçın Sempozyumu: Anadolu’nun Evlatları’ başlıklı etkinlikte konuşan Herman Hintiryan ve Melke Gabriel’in konuşmalarını özetleyerek sunuyoruz.