GENEL

Sidar Ergen’in yazdığı ‘Son Dönem Osmanlı Yemek Kültüründe Ermeni Mutfağının Katkısı: Ermeni Harfli Türkçe Yemek Kitapları’ isimli kitap Libra Yayıncılık’tan çıktı. Ergen, Ermeni harfleriyle Türkçe yazılan yemek kitaplarının kültürel yaşama katkısının yanı sıra, Arap ve Ermeni harfli Türkçe yemek kitapları arasındaki ilişkiyi ele alıyor. Sidar Ergen ile kitabından yola çıkarak mutfak kültürünü konuştuk.

23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı 19 Ocak’ta Hrant Dink’in önünde öldürülmesiyle toplumsal bellekte sembolik bir yer edinen Sebat Apartmanı’nda bulunan Agos Gazetesi’nin eski çalışma ofisinde, 145 m2’lik alanda açıldı.

Selahattin Demirtaş'ın cezaevindeyken yazdığı ikinci kitap olan 'Devran', eleştirmen ve yazarlar tarafından bir panelde ele alınacak.

İlay Romain Örs’ün derlediği ‘İstanbullu Rumlar ve 1964 Sürgünleri: Türk Toplumunun Homojenleşmesinde Bir Dönüm Noktası’ başlıklı kitap İletişim Yayınları’ndan çıktı. Kitap, ‘Sürgün’ün 50. yılında 2014’te İstanbul ve Atina’da yapılan iki ayrı konferansta sunulan araştırmaların ve tanıklıkların bir bölümünden oluşuyor.

Hrant Dink Cinayeti Davası önümüzdeki hafta devam edecek. Kamu görevlilerinin yargılandığı davada önümüzdeki hafta eski İstanbul Valisi Muammer Güler ile MİT personelinin tanık olarak dinlenmesi bekleniyor.

‘1928 İzmir Panoraması’ adlı kitap, Yeşilyurt Kitabevi Yayınları’ndan çıktı. ‘Anadolu Yahudileri: Ege’de Yahudi İzleri’ kitabıyla tanıdığımız tarihçi Dr. Siren Bora tarafından kaleme alınan çalışma, 1928 yılında dönemin ünlü fotoğrafhanesi ‘Hamza Rüstem’ tarafından Değirmendağ üzerinden yüksek bir yapının çatısından, muhtemelen günümüzde Etnografya Müzesi olarak kullanılan binanın kulesinden çekilmiş. Siren Bora ile fotoğrafın ve kitabın öyküsünden yola çıkarak, 1922 İzmir Yanıgını’ndan günümüze İzmir’in geçirdiği dönüşümü konuştuk.

THY, bundan sonra Dış Hatlar standında Agos gazetesine yer vermeyecek

Hrant Dink Vakfı’nın düzenleyeceği Batı Ermenicesi Dil Çalışmaları Yaz Dönemi, 10 Haziran – 12 Temmuz tarihleri arasında İstanbul’da yapılacak.

İyi ki vardı Mehmet Ördekçi, iyi ki teğet geçmiş hayatlarımıza ve iyi ki tanımışız onu şu kısacık ama çok yoğun hayatında. Hayatını işkenceler ve hapishane soğuklarında geçiren; ayağı halıya on yıllık mahpus hayatı sonrasında temas eden bir insanın gözyaşına inanın, samimidir o gözyaşları çünkü.

Hanriet Topuzyan Başoğlu Yukarı Fırat havzasındaki kadim Ermeni yerleşim birimlerine gerçekleştirdiği gezinin kendisinde bıraktığı izlenimleri ve bölgenin tarihine dair notları geniş bir makale haline getirdi. Bu makalenin ilk bölümünü geçtiğimiz hafta yayınlamıştık. Bu hafta geziye ve notlara kaldığımız yerden devam ediyoruz.