LUSYEN KOPAR

Bu gerçek mi, tek miyim? Neden tekim? Kilisede banttan bir ilahi sesi, ağzımda yarım yamalak bir dua, oturmuş bekliyorum. Birileri gelecek herhalde. Ortalık kıpırdandı, Yönetim Kurulu üyeleri geçti, Talin yanlarında, gözüm kapıda, araçtan inenlere bakıyorum. Paşinyan’ı gördüm! Mum yakmasını, dua etmesini uzaktan seyrettim. Daha sonra öne doğru yaklaşınca selamlaştık. O kadar yalnızdım ki, selamlaşabildim. Bugün Ermeni cemaatinin bir bireyi olarak değil, Ermeni Patrikhanesi’ne bağlı bir papaz eşi olarak, söyleyebildiklerimdense söyleyemediklerim kıymetli olsun sizin için.

1991-1997 arasında Ermenistan Cumhurbaşkanı Levon Ter Petrosyan’ın kıdemli danışmanı, Dışişleri Bakanı’nın başyardımcısı ve Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri olarak görev yapan Gerard J. Libaridian “Ermenistan Türkiye İlişkileri” başlıklı kitabının Türkçe yayınlanması vesilesiyle İstanbul’daydı. Kendisiyle gerçekleştirdiğimiz kapsamlı röportajın ilk bölümünü geçen hafta yayınlamıştık. Bu hafta ikinci ve son bölümü yayınlıyoruz.

Türkiyeli gazetecilerle birlikte gittiğimiz Ermenistan gezimizle ilgili notlarım gazetemizde yayınlanmıştı. O notlarda Ermenistan Parlamentosu ziyaretimizden de kısaca bahsetmiştim. Bu ziyaret sırasında "Orbeli" Merkezi aracılığıyla iktidar blokundan"Benim Adımım" partisinin milletvekili, dilbilimci-coğrafyacı, Avrupa İnsan Hakları ve Kamu Sorunları Daimi Komisyonu üyesi Maria Karapetyan ile Agos okuyucuları için özel bir röportaj gerçekleştirdim. Karapetyan, Ermenistan Parlamentosu’ndaki odalardan birini bize tahsis ederek sorularıma kapsamlı yanıtlar verdi.

Margara-Alican sınır kapısına vardık. Aklımda garip düşünceler, karnımda garip kelebekler. Ne kadar da yakınım Türkiye’ye. Şimdi ben burada neyim? Ermeni? Türk? Türkiyeli Ermeni? Hani elimdeki pasaportla karşıya geçmeye kalkarsam ne olur? Dile kolay 30 yıldır bekliyorum şuranın açılmasını. Yetmez mi bekleyişim? Ben biliyorum bu sorunun cevabını. Bugün Iğdır’da çay içmek, Margara’da yemek yemek istiyorum. Benim gibi binlercesi var bu topraklarda.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Ermenistan'da Türkiye'de bir grup gazeteci ile bir röportaj gerçekleştirdi. Heyetin içinde Agos'tan Lusyen Kopar da vardı. Kapsamlı açıklamalarda bulunan Paşinyan, " Ermeni Soykırımı’nın uluslararası alanda tanınması bugün dış politika önceliklerimiz arasında yer almıyor" dedi ve şöyle devam etti: "Bizim gerçekliğimizde bunu inkâr etmek ya da bundan vazgeçmek mümkün değildir, çünkü bu hepimiz için inkâr edilemez bir gerçektir. Ancak mesele bununla ilgili değil. Ermenistan’ın devlet çıkarlarına hizmet etmeye nerede ve nasıl odaklanmalıyız, bildiğimiz gerçekleri, tarihî gerçekler de dahil olmak üzere, nerede ve nasıl vurgulamalı ve bu gerçeklere dayanmalıyız?"

155 yıl sonra Kütahya sokaklarında Gomidas’ı aradım. Evinin yollarında yürüdüm, ayağım taşına değdi, evinin eşiğinde elimi önce taşa, sonra yüzüme sürdüm. Kapısına dokundum, “Çalsam” dedim, “Çalsam kapıyı ‘Burası her fırsatta Kütahya yollarını aşındıran yetimimin sığınağı, yuvası, müziğinin en güzel notası bu ev. Çok sevdi, çok üretti, çok acı çekti ve sonrası derin bir suskunluk...’’ desem o ev beni anlar mı? 20 Ekim 2024 Pazar gününü hayat defterimin sayfalarına ‘En anlamlı günlerden biri’ diye not düştüm. Kütahya yolcusu ben, Pakrat Estukyan, eşi Seta Estukyan, Ara Nuran Menekşe, Murat Menekşe ve Murat İçlinalça Eskişehir’e gitmek için tren garındayız. Hoş muhabbet içinde onları dinlerken birden güleç ve samimi bir bey elindeki biletlerle bize yaklaştı. O ana kadar Ulunay Bey’i maalesef tanımıyordum. Kim bilebilirdi ki A. Ulunay Türkkan, Kütahya’daki Gomidas yolculuğumun en değerli parçası olacak.

Türk-Yunan Mübadelesi’nin 100. yılı vesilesiyle, yaşanan acılara yakından bakan ve iki yakanın ortak duygularını insancıl bakış açısıyla anlatan bir film, Yakamoz... Sat-7 televizyon kanalının çabasıyla gerçekleşen filmin galası 25 Haziran’da Kadıköy Sineması’nda yapıldı ve ilk alkışlarını topladı. Film 28 Haziran’da sinemaseverlerle buluştu. Gala öncesinde Sat-7’nin kapısını çalıp yönetmeni Ali Kerem Gülermen ve oyuncu Kirkor Dinçkayıkçı ile buluştum. Bu film ortak acıları beraber yaşayıp, beraber iyileşmenin en güzel örneklerinden biri diyebilirim. Gidip görmek, görüp anlatmak lazım. Hepinize iyi seyirler...