Kararlı bir çabanın romanı

‘İhtimal’, daha geniş ve güzelim ayrıntılarıyla incelenebilir ama ben en çok roman boyunca olduğu kadar sonrasında da Nihan’ın neler yaptığını, mutlu olup olmadığını merak ettiğimi söylemeliyim.

ZEHRA BAŞ

İhtimal, sözcük anlamı düzeyinde anlatıldığı günlerde ülkeyi sardığı düşünülen imgesel bir boşluğa okuyucunun dikkatini toplaması bakımından ilginç bir roman. Bununla beraber, söz konusu boşluğun ve umutsuzluğun yalnızca o döneme özgü olduğunu sanmak yanlış olur. Nitekim dünyada savaşları, toplama kamplarını ve atom silahlarını görenler de sonradan yapıtlarını ortaya koymuşlar, benzer şekilde güvensizlik ve yaşantıda anlam arama duygusunu edebiyata katmışlardır.

Ancak Selma Sancı’nın -önceki kitabı Espas’ın temel konusu Babıâli olmakla birlikte- küçük insanların yaşamlarına gözlerini kapatmak istemediğini not etmemiz gerekir. Yeni kitabında ise oldukça sürükleyici bir hikâyede karakterlerin karşı karşıya kaldıkları muhtemel durumlarda yaşadıklarını, yaptıklarını izlerken, ilgimizi olandan ötelere, genel insanlık durumuna götürürüz. Yazarın İhtimal’de elde ettiği anlatım etkisi, bir bakıma birey yolundan okuyucuda ilgi uyandırmakla elde edilen, moral gücü katan türden bir etkidir. İçtenlik ve sembolik coşkuları, sunumu romanını kişisel eğilimlerden kurtarmış, aynı zamanda ona hikayesinin açısını genişletme ve başka olumsuzlukları yansıtma olanağını sağlamıştır.

‘Espas’tan ‘İhtimal’e

İlk romanı olan ‘Espas’, konusu, alışılagelen bakış açısından ayrılışı ile oldukça özgün, öyküye daha yakın bir novelladır. Yeni kitabı ‘İhtimal’ ise daha sonraki yıllarda geçen ama benzer karakterler üzerinden anlatılan hayat davranışı aynı zamanda başka bir yol arayıp bulmaya duyulan özlemin de samimi bir hikâyesidir. Temanın seçiliş ve incelenişi, mutluluğun niteliği ve sorunların göreceliği gibi konuları ele alması ile rastgele değildir. Tam olarak belirtmek gerekirse ‘İhtimal’in bütün kavramları ve esinlendiği durumlar, her toplumdaki genel durumları çağrıştırır. Bundan ötürü karakterlerin gösterdikleri derin insan sevgisi, basit olan ama herkeste pek bulunmayan bu nitelik özellikle günümüzde önem taşımaktadır. Romana gerçeklik havası veren, kitaptaki kişilerin her birinin toplumun bir kesiminin elle tutulur temsilcisi olmasıdır. Böylelikle anlatılan insan hayatları hepimiz için son derece aşina görünmektedir. Sancı, bu romanıyla, kapağındaki desende çiçeğin suyunun az oluşu, seçtiği mekânlar ya da kitaplarla kişisel, sosyal ve düşünsel olarak yaşadıklarımızla, benzerliklerimizle okuyucunun düşünüşüne dokunmak ister gibidir.

‘İhtimal’in konusu hakkında şunlar söyleyebiliriz. Roman daha çok Nihan adında genç kız tarafından anlatılmış gibidir. Arkadaşından ayrı düştüğüne üzülmüştür, nedenini hiç anlamadan ona kavuşmak ister ve sonradan böyle bir ihtimalin kapısı aralanır. Bütün bu süreç sırasında kendi duyguları onu toplum karşısında ayakta tutar. Bir diğer ana karakter sahaf da benzer nedenlerden dolayı toplumdışı kalmıştır, doğrudan onun yaşadıklarına tanık olur, ama aynı zamanda hayata karşı uyumsuz bir davranışın insanı nerelere götürebileceğini görmüş oluruz.

‘İhtimal’, daha geniş ve güzelim ayrıntılarıyla incelenebilir ama ben en çok roman boyunca olduğu kadar sonrasında da Nihan’ın neler yaptığını, mutlu olup olmadığını merak ettiğimi söylemeliyim. Güzin’e yazdığı bir mektupta; “Fikret’le barışma ihtimaliniz yok mu? Hiç mi yok?” diye soran Nihan’ı tanıyan herkes ona kendince bir gelecek çizecektir. İçinde bulunduğu çıkmazdan kurtulacak çareler düşünsem de asıl her çeşit yüreklendirici etken ortadan kalktığında ayakta kalmayı kolay kolay başaramaz bana göre. Ancak ‘İhtimal’de olduğu gibi finali bir ölçüde okuyucunun hayaline bırakılan romanlardan yanayım.

İhtimal Selma SancıSel Yayıncılık 144 sayfa.