Jeanette, Melanie’ye aşık olunca…

BÜRKEM CEVHER

Jeanette Winterson’un ilk romanı ‘Tek Meyve Portakal Değildir’ Sel Yayıncılık tarafından yayımlandı. Yazarın 2014 tarihli yeni bir önsözü ile birlikte yayınlanan kitap, otobiyografik özellikler taşıması ile dikkat çekiyor. Ana temaları arasında din, aile ilişkileri, cinsel kimlik, cinsel ilişkiler ve çocukluktan gençliğe, gençlikten yetişkinliğe geçişin bulunduğu bir ‘bildungsroman’ (aile tarihi romanı) ‘Tek Meyve Portakal Değildir’.

Roman kahramanının adının da Jeanette olması okuyucuya kitabın bir otobiyografi olup olmadığı sorusunu sordursa da yazar için otobiyografik temalar sadece ham malzemelerdir; yazar onu kendi dileği ve yeteneği ölçüsünde dönüştürür. Kitabın bölüm adlarının Eski Ahit’in bölümlerinin adları ile aynı olması tesadüf değildir. Yazarın hayatını da Eski Ahit şekillendirmiştir.

İncil’den öyküler

İncil’den alınan öyküler, romanda değişime uğramaktadır. Mitolojik hikâyeler ve tarihi olaylarla beslenen metinde, kurgu ve gerçek iç içe geçmekte, Winterson kendi hikâyesini tekrar kurgulayıp yazmaktadır. Zaten yazara göre “Hikâyeler böyledir işte onları istediğimiz hale getiririz.” Tarih de bir bakıma hikâye anlatma sanatıdır, o nedenle de anlatana göre değişiklik gösterir. “Çoğu kez tarih, geçmişi inkâr etmenin bir aracı olur. Geçmişi inkâr etmek, onun bütünlüğünü tanımayı reddetmek demektir. Onu duruma uydurmak, zorlamak, işletmek, görünmesi gerektiğini düşündüğümüz şekilde görünene kadar onun ruhunu emip çıkarmak. Hepimiz, kendimizce birer tarihçiyiz.” O nedenle de yazar kitabının otobiyografik özelliklerine göre değil, verdiği edebi zevke göre değerlendirilmesini istemektedir.

Romanın kahramanı Jeanette, Pentekostal cemaatine mensup olan ailesi tarafından misyoner olarak yetiştirilmek üzere evlat edinilmiştir. Annesi oldukça dindardır ve kızını dini kurallara uygun olarak yetiştirir. Küçük yaşlarda okumayı öğrenen Jeanette hayata dair bilgilerini İncil’den öğrenir. Annesi, ancak kanun zoruyla Jeanette’i okula göndermeye razı olur. Okulda her zaman ‘öteki’ olarak kalır Jeanette. Yazdığı kompozisyonlarda, yaptığı resimlerde, elişi dersinde işlediği kumaşlarda kullandığı tema hep İncil’den alınmıştır, karamsardır. O nedenle de öğretmenleri eve mektup yazmak zorunda kalırlar. Ancak bu mektup annesini daha da mutlu eder ve Jeanette’i daha çok sever annesi.

Koşulsuz olmayan sevgi

Annenin sevgisi koşulsuz değildir. Jeanette annesinin beklentilerini karşıladığı oranda sevgi ve kabul görür. Yedi yaşındayken şişen lenf bezleri yüzünden kulakları bir anda duymamaya başlar. Tüm kilise cemaati ile birlikte annesi de onun vecd halinde olduğuna kanaat getirir. Annesi bu dönemde onunla çok ilgilenirken, bu durumun hastalığa bağlı bir sağırlık olduğunu fark ettiğinde kızını hastanede yalnız bırakır.

Ergenlikle birlikte Jeanette erkeklerle ilgilenmediğini fark eder ve bir süre sonra da Melanie isimli bir kıza aşık olur. Annesine bunu söylemesi ile birlikte de zor günler başlar. Annesi ve kilisenin rahibi, Jeanette’in içine cin girdiğine kanaat getirirler. Jeanette’in nedamet getirmemesi de bu kanaatlerini perçinler; artık annesinden sevgi göremeyecektir. Annesi otuz altı saat boyunca yemek vermeden odasına kilitler kızını. Otuz altı saatin bitiminde de on altı saat süren bir cin çıkartma töreni yapılır. Annesi sonunda kızını evden atacak ve ancak yıllar sonra anne kız ilişkisi bir dengeye oturacaktır. Bu denge annenin kızını olduğu kişi olarak kabul etmesinden ziyade kızının eşcinselliğini yok sayması ile mümkün olur.

Değişen misyon

Jeanette küçüklüğünden itibaren çok özel biri olduğunu düşünür, İsa Mesih gibi tüm insanlığı kurtaracaktır. Ancak büyüdükçe misyonu değişir. Asıl amacı kendini bulmak ve kendini olduğu gibi kabul etmek olacaktır. Okuyucu Jeanette’in bu misyonunu, roman yazma yoluyla ileriye taşıdığını ve okuyucuların da kendilerini bulmalarını sağlamaya çalıştığını fark eder. Sonuçta Jeanette insanlığı bir bütün olarak değil, insanları bireysel olarak kurtarma misyonu yüklenmektedir.

Portakal ise kitapta annenin baskıcı dünyasının otoriterliğini sembolize etmektedir. Anne için hayat iyi ve kötü, doğru ve yanlış gibi keskin sınırlarla ayrılır. Bu sınırın sembolüdür portakal. Jeanette ne zaman zor bir soru sorsa, annesi ona portakal verir. Hastaneye yattığında onu bir kase portakalla hastanede yalnız bırakır. Meyve demek annesi için portakal demektir. O nedenledir ki annesi Jeanette’i evden attığında, Jeanette bir manavda çalışmak istemez. Portakal satma düşüncesi bile onu rahatsız eder.

Dili, konusu, kitabın kurgusu ile okuyucuya farklı bir okuma deneyimi sunan oldukça güzel bir kitap ‘Tek Meyve Portakal Değildir’. Yine Sel Yayıncılık tarafından yayınlanan ‘Bedende Yazılı’ ve ‘Vişnenin Cinsiyeti’ni okumanızı da bu vesile ile tavsiye ediyoruz.  

Tek Meyve Portakal Değildir
Jeanette Winterson
Çeviri: Sevin Okyay
Sel Yayıncılık
215 sayfa.