Aşktır insanı benzersiz kılan, kendi olduran

KARİN KARAKAŞLI

Bir edebiyatçı kitap çevirirse, o kitaba gönül kalbini koyduğundan şüphelenmek gerekir. Sanki bunu herkesin okumasını ister gibidir. O nedenle öykülerinin aşığı olduğum Tomris Uyar’ın, şiirlerine aşık olduğum Octavio Paz’ın denemelerini çevirdiğini gördüğümde, kitaba okumadan aşık oldum. Ve okuduktan sonra sadece aşkımı teyit etmesi kaldı.

‘Çifte Alev- Aşk ve Erotizm’, hayatın anlamını şiirde bulan Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Paz’ın  tadına doyulmaz bir deneme kitabı. Otuz yıldan uzun bir süre biriktirdiği bilgi ve deneyimi damıtan Octavio Paz, tarihin farklı duraklarında aşk ile erotizm, bilim ile felsefe, dil ile şiir arasında upuzun bir yolculuğa buyur ediyor hepimizi.  Mitolojiden güneş sistemine uzanan sınırsız bir zaman ve uzamda özgürlüğümüzün peşine düşüyoruz. Tomris Uyar’ın su gibi akan Türkçesine, Paz’ın referans verdiği her bir şair, yazar ve düşünüre dair kapsamlı dipnot bilgiler aktaran özenli bir editörlük çalışması da eklenince adeta kırk kapılı bir saraya girmiş gibi hissediyor insan kendini. Her kapının ötesi apayrı bir dünya.

Şair için birbirini zıtlıkla tanımlayan ikilikler değil, tamamlayıcı çiftler var. Zaten  çifte alev imgesi bile bir başına bu bakış açısını sezinletiyor okura.  Cinsellik erotizmi tetikler ve buradan da aşk ateşine varılır. Öte yandan şaire göre şiirin dille ilişkisi, erotizmin cinsellikle ilişkisine benzer: “Şiir denen sözel duruşmada dil, doğal amacı olan iletişimden sapar. Dil doğal olarak çizgiseldi; sözcükler, akan su gibi birbirini izler. Oysa bir şiirde çizgisellik kendi üstüne kıvrılır, adımlarını geriye doğru izler, dolambaçlanır. Düz çizgi, ilk-örnek değildir artık, yerini daire ile sarmal almıştır. Şiir, tıpkı erotizmin üremeyi ayraca alması gibi iletişi ayraca alır.”

Kişi’nin biricikliği

Octavio Paz dünyanın yaradışına dair bilimsel açıklamalardan mistik ruhanilerin yorumlarına insanlığın bütün mirasında gezindikten sonra modern zamanın açmazına demir atıyor. Adına ironik bir şekilde iletişim çağı denilen, her tür bilgi ve haberin başımızdan aşağı boca edildiği bu çağda neden bu kadar yalnızız? Neden bu kadar kıymetsizlik duygularıyla savaşmak zorundayız? Bu noktada Paz’ın aşka yüklediği özgün misyonu da sezinliyoruz. Aşk sadece birine karşı duyulan romantik duygulardan ibaret değil. Hatta onun sonsuz olasılıklarını bu tek popüler anlama indirgemek hakaret bile sayılır. Zira, Paz için aşk hayatı ve insanı doğuran, var eden biricik kaynak:

“Aşk düşüncesi, bin yıldır toplumların ahlâkî ve tinsel mayası olmuştur. Avrupa’nın bir kıyısında doğmuş ve Batı düşüncesi, ve bilimi gibi evrenselleşmiştir. Oysa bugün dağılıp gitme tehlikesiyle yüz yüze. Düşmanları, kilise ve sofuluk ahlâkı gibi eski düşmanları değil; aşkı bir eğlenceye dönüştüren rastgele cinsel ilişki ve bir tür köleliğe dönüştüren para. Dünyamız sağlığına yeniden kavuşacaksa, dermanı çifte olmalı. Siyasal yeniden oluşum, aşkın dirilişini kapsamalı. Aşk da, siyaset de, uygarlığımızın odak noktası olmuş olan kavramın, kişi’nin yeniden doğmasına bağlıdır.”

Bu imajlar çağında Octavio Paz’ın mesajının insanı dirilten, şifa veren bir gücü var. “En uzakta olanı değil, en yakında ve günlük hayatta olanı yeniden keşfetmek, felsefecilerimizin,  sanatçılarımızın ve bilim adamlarımızın yaratıcı imgelemine düşüyor: Her birimizin gizemini keşfetmek. Şairlerin yapmaya çalıştığı gibi aşkı yeniden icat etmek için ‘kişi’yi yeniden icat etmeliyiz.”

Bu keşfe gönüllü olanlar için Octavio Paz’ın söyleyeceği çok şey var.  Gazete yazılarına deneme denen bir dönemde kıvamlı ve her biri satırı emek ürünü bir kitaba kavuşmak yanılsamalardan kurtulmak ve hakiki olanı bulmak demek. Dolayısıyla ‘Çifte Alev’i elinize aldığınızda bir kitabı okumaktan çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Kitabın iç ve gizil gücü, size kendinizi yeniden tanımlamak ve bütün sınırlayıcı etiketlerden sıyırmaya talip. Yeter ki bunu isteyecek yüreğiniz olsun…

Çifte Alev-Aşk ve Erotizm
Octavia Paz
Çeviri: Tomris Uyar
Everest Yayınları
220 sayfa.