Bir kitap dolusu bit yeniği

BÜRKEM CEVHER

Günışığı Kitaplığı çok güzel kitaplar yayınlıyor. Gerek çevirilerde kullanılan özenli dili, gerekse baskı kalitesi ile sadece çocukların değil yetişkin okurların da dikkatini çekiyor. Kapağı ve ismi ile hemen ilgimi çeken ‘Bitlerimi Geri Verin!’ her yaştan okuru eğlendirecek bir kitap. 

Uluslararası bir üne sahip olan Pierre Elie Ferrier’in hem yazıp hem de çizimlerini yapmış olduğu bu kısacık kitapta hayata dair pek çok eleştiri bulacağınızı, bir çocuğun bitlerle kurduğu dostluğu yüzünüzdeki gülümseme eksilmeden okuyacağınızı düşünüyorum. Okuyucu kitlesi olarak ilkokul ikinci ve üçüncü sınıflar hedeflenmişse de kendi steril yaşamında yapayalnız bir çocuğun bu yaşama mutlak bir kontrast olarak bitlerle kurduğu arkadaşlık hiç bitmesin isteyeceksiniz.

‘Yeni Efendiler’

‘Yeni Efendiler’ sitesinin seçkin ailelerinden birinin oğlu olan Anton’un canı çok sıkılıyordur. Anne ve babası sabah çok erken saatlerde evden çıkıyor, akşam eve döndüklerinde Anton bilgisayar başında veya video oyunu oynarken çoktan uyuyakalmış oluyordur. Bir kardeşi olsa elbette bu kadar sıkılmaz ama annesi işi bırakıp bir çocuk daha doğurmaya kalksa bu seçkin sitedeki evlerinin kirasını ödeyemeyecek duruma gelebilirler. Ne de olsa seçkin olmak bazı fedakarlıklar gerektirmektedir.

Bir gün Anton’un başı kaşınmaya başlar. Anton bitlenmiştir. Farkında olmadan sihirli sözleri mırıldanır:

“Ooo biti biti, karamela sepeti!

“Çalışkandır ikibiti

“Mavi gözlü üçübiti

“Misafirdir bititi!”

Bu sihirli sözcüklerle bitler bir anda konuşmaya başlarlar, evcilleşirler, sadık ve uysal olurlar. Anton hemen onlarla oynamaya başlar. Ama anne ve babasının bitlerden haberleri olmamalıdır. Yoksa hemen o bitlerden kurtulmanın yolunu ararlar. Yine de Anton onları uzun süre saklayamaz.

Bir gün eve erken dönen annesi, Anton ve bitlerin oyunlarına denk gelir. Hemen bu sorunu çözmesi gerekmektedir. Onun gibi bir insanın çocuğu nasıl bitlenir? “Fakir falan da değiliz ama oğlum bitlendi,” der durur kendi kendine. O andan itibaren bitler dillerine de musallat olur. ÇaBİT hazırlanmalı, derhal BİTzaneye gidilip, ilaç alınmalı ve bitlerden kurtulmalıdır. Ama BİT türlü BİTzaneye giremez, çünkü başkaları vardır içeride.

“Ne yapacağımızı BİTemiyorum, saçlarını hemen kesBİTmemiz gerek,” der Anton’a. Ama BİTber de kesmek istemez saçlarını Anton’un. O bitler diğer müşBİTlerin de saçlarına bulaşabilir. Sonunda Anton’un saçlarını askeri BİTberde kestirmeye karar verirler. Ama bitlerle birlikte Anton’un saçları da gider. Anton “Bitlerimi geri verin’” diye homurdanır. Acaba bitlerini bir daha görebilecek midir?”

İnce eleştiri

Hikâyesiyle, çizimleriyle çocukları çok eğlendiren bir kitap olan ‘Bitlerimi Geri Verin!’ çağımızın tüketim toplumuna da ince bir eleştiri getirmektedir. Anton’un oturduğu sitenin ismi olan ‘Yeni Efendiler Sitesi’, zengin/yoksul arasındaki ilişkiye bir tür efendilik/kölelik üzerinden bakmaktadır. Bitlenmek gibi kişinin elinde olmayan bir durum doğası gereği pis bir durumdur; o nedenle bu durumu fakirlere ait görür Anton’un annesi. Fakir olmadıkları halde oğlunun bitlenmesine akıl sır erdiremez. Diğer yandan zengin de değillerdir, anne çalışmazsa o yeni efendilerden olmalarına imkan yoktur.

Bit şampuanı almak için eczaneye dahi giremez. Ya başka müşteriler oğlunun bitlendiğini öğrenirse? Bu kitap bana beş altı yıl kadar önce yaşadığımız bir böcek olayını hatırlattı. O bahar evimizde hamam böcekleri görülmeye başlamıştı. O sene, yaşadığımız apartman çevresinde de çok fazla hamam böceği ölüleri vardı. Ben de apartmanda diğer evlerde de böcek olup olmadığını, böcek varsa tüm apartmanın ilaçlatılmasının daha sağlıklı olacağını söyledim. Lakin bütün daire sakinleri evlerinde böcek olmadığını söyledi. Biz de evimizi bireysel olarak ilaçlattık. Ancak bu kadar çok hamam böceğinin sadece bizim altıncı kattaki evimizde olması akla ve mantığa sığmıyordu. O yıl bütün daireler gizli gizli evlerini ilaçlatmaya çalıştı. Evde hamam böceği bulunması sitedeki seçkin yaşama ait kabul edilmiyordu zira. Kimse böyle bir utancı itiraf etmek istememişti.

Böceklenme, bitlenme gibi pis bir durumu kendinden daha alt sosyal/kültürel gruplara atfederek kendi sosyal statüsünü yükseltmeye çalışan kent insanının çalışmazsa hayatta kalması mümkün değildir. Buna rağmen bunun farkına varmamakta ve ‘Yeni Efendiler’den olmak için ellerinden geleni artlarına koymamaktadırlar. Ancak çocuklarının bu steril ortamlarda ne kadar yalnız oldukları ve sıkıldıkları da gün gibi ortada. Azade Aslan’ın harika çevirisi ile Türkçe’ye kazandırılan bu fantastik dostluk hikâyesini biz çok sevdik, sizlerin de seveceğini umuyoruz.

Bitlerimi Geri Verin!
Pierre Elie Ferrier
Çeviri: Azade Aslan
Günışığı Kitaplığı
40 sayfa.