Meğer TİT örgüt değilmiş!

Baskın Oran’a gönderilen TİT imzalı tehdit mektuplarının şikâyet konusu olduğu davada Mahkeme, İçişleri Bakanlığı’ndan gelen “sağ gruplar terör örgütü değildir” yazısına dayanarak “TİT diye bir terör örgütü yoktur” kararına varıp dosyayı, sulh ceza mahkemesine gönderdi.

FUNDA TOSUN
fundatosun@agos.com.tr

Basın toplantılarını, gösteri ve mitingleri, kitapları, hatta henüz basılmamış kitapları “örgüt” faaliyeti olarak değerlendirerek yargılayan özel yetkili mahkemeler, geçmişte birçok kanlı eyleme imza atmış olan TİT (Türk İntikam Tugayı) adına yapılan tehdidi görev alanında görmedi. Yargıtay, gazetemizin yazarı Prof. Baskın Oran’ı tehdit eden TİT’çinin davasının özel yetkili mahkeme yerine sulh ceza mahkemesinde görülmesine karar verdi. Sanık verilen karar uyarınca Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak.

Prof. Oran’a 2008 yılında TİT imzasıyla gönderilen tehditlerle ilgili dava aradan geçen 4 yıla rağmen hâlâ başlayamadı. Oran’a ilk tehdit Agos gazetesindeki e-mail adresine 30 Mayıs 2008’de “sanane banane” rumuzlu olarak zerkama@hotmail.com adresinden gönderildi: “Hrantdan sonra yeni hedef Baskın Oran olacaktır. O pislik de ortadan kaldırılacaktır. Siz merak etmişsinizdir biz kimiz diye. Türk intikam Tugayı. Ölüme az kaldı. Bekleyin geliyoruz.”

Bu tehdidin ardından Oran’ın yaptığı suç duyurusu üzerine özel yetkili Ankara Savcılığı bir soruşturma açtı, ancak dosyayı Agos’un bulunduğu İstanbul’a gönderdi.

İlk tehditten 5 ay sonra, aynı adresten 28 Ekim 2008’de şu tehdit geldi: “Sizin gibi k...ler bu ülkeyi terk edecek. Yoksa sonunuz kötü olur. S... gidin ülkemizden. Bizi devlete şikayet ederek elinize hiçbir şey geçmez. Bakın ben hala dışardayız... Baskın .....ni de ortadan kaldıracağız. Zoru başarır. İmkansız zaman alır. (TİT) İstanbul sorumluları.”

Dosya sürekli gezdirildi

Tehditlerin devam ettiği süreçte soruşturma dosyası savcılıklar ve mahkemeler arasında gidip geldi. Özel yetkili İstanbul Başsavcıvekilliği, dosyayı Mersin Başsavcılığı’na, Mersin ise özel yetkili Adana Başsavcıvekilliği’ne gönderdi. Burada sanık hakkında iddianame düzenlenerek dava açıldı ama Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi, davayı İstanbul’a gönderdi. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi ise yeniden Ankara’ya gönderdi. Ankara özel yetkili 12. Ağır Ceza Mahkemesi 19 Ekim 2010’da bu defa işlenen suçun “örgüt” suçu olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararıyla dosyanın sulh ceza mahkemesine gönderilmesine karar verdi. Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi de suçun örgüt suçu olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verince davaya hangi mahkemede bakılacağına karar vermesi için dosya Yargıtay 5. Ceza Dairesi’ne gönderildi.

Daire’nin geçen Şubat ayında verdiği ancak taraflara yeni tebliğ edilen kararında, davanın sulh ceza mahkemesinde görülmesine karar verildi. Daire, bu kararına gerekçe belirtmedi, ancak özel yetkili 12. Ağır Ceza Mahkemesi kararının yerinde olduğunu belirtmekle yetindi.

Dairenin yerinde bulduğu 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında, tehdit suçunun terör suçu olmadığı ve sanığın da TİT’le bağlantısının saptanmadığı gerekçesiyle özel yetkili mahkemenin görev alanında kalmadığı savunulmuştu. Karar üye Halit Dönmez’in karşı oyu ve Başkan Süleyman İnce ile üye Erol Tatar’ın oylarıyla alınmıştı.

‘Sağ gruplar örgüt değildir’

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Akın Birdal suikastine ilişkin “TİT terör örgütüdür” yönünde kararı olduğunu hatırlatan Oran’ın avukatı Oya Aydın, TİT’in “örgüt” kapsamında değerlendirilmemesinin bir devlet zihniyeti olduğunu söyledi. İçişleri Bakanlığı’nın dava dosyasına gönderdiği bir yazısında TİT’in geçmişten bugüne gerçekleştirdiği eylemler sıralanarak ardından “Sağ gruplar örgüt değildir” ifadelerinin kullanıldığını belirten Aydın, “Bu bize Süleyman Demirel’in zamanında ‘Bana sağcılar insan öldürüyor dedirtemezsiniz’ sözünü hatırlatıyor. Demek ki aynı bakış açısı devlet geleneğinde hâlâ devam etmekte. Hem Bakanlık düzeyinde hem mahkemeler düzeyinde Demirel’in bu sözüne arka çıkılıyor. Sırf muhalif oldukları gerekçesiyle insanlar ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlamasıyla cezaevine atılırken, adı sanı belli, eylemleri belli TİT’e nasıl ‘örgüt’ demezsin” dedi. Aydın dosyayı AİHM’e götüreceğini de duyurdu. 

HÂKİM UYARDI: EKSİK SORUŞTURMA VAR

Hakim Halit Dönmez’in karşı oyunda ise geçmişte yaşanan olaylar ve sanığa isnat edilen eylemin ciddiyetinin dikkate alınması gerektiğine vurgu yaparak “MİT ve Emniyet istihbarat kurumları vasıtasıyla daha ayrıntılı araştırma ve inceleme yapılarak eylemin TİT terör örgütünün amacı kapsamında işlenip işlenmediği hususunda bir değerlendirme yapılarak nihai kararın daha geniş yetkili olan özel yetkili mahkemece verilmesi gerektiği kanaatiyle çoğunluğun görevsizlik kararına katılmıyorum” demişti.

TİT TARAFINDAN DÖRT KEZ TEHDİT EDİLDİ

Prof. Oran’a 2008’den itibaren TİT adına çok sayıda tehdit mesajı gelmeye başladı. Oran’a son gelen TİT imzalı tehditte ise şu ifadeler yer alıyordu: “Ömrünü Ermenilere yalakalık yaparak şerefsizce bir hayat süren Baskın Oran hala Türk topraklarında Türk kelimesine tahammül edemiyorsun. (...) Türk ün vatanında kim Türke meydan okumuş sizmi okuyacaksınız. İtlerinide alıp Ermenistana gidin ya değilse ölüm senin için kaçınılmaz bir son olacaktır. Senin gibi Ermeni kanı taşıyanların layık olduğu yer musalla taşıdır. (...) artık ölüm vaktin gelmiştir (...) Buradan duyurulur ki Türk İntikam Tugayları olarak kabaran bu hesabı kapatacağız. 17 Haziranda Baskın Oran adlı bu piçi ortadan kaldırarak Türk ün gücünü gösterceğiz.”

‘AYAĞIMIZI DENK ALMAZSAK!’

TİT tarafından gönderilen 20 Ocak 2007 tarihli e-postada, “Ayağınızı denk almazsanız bir dahaki sefere Agos binasını havaya uçuracak kadar patlayıcı madde elimizde var” ifadeleri yer aldı.

Haziran 2011’de Evrensel gazetesine TİT imzalı bir tehdit mektubu yollandı. “Ermeni diasporası ve yandaşları da hiçbir talepte bulunmadan geri dönmeksizin Türk topraklarını terk edecek. Agos Gazetesi ve yandaş medya kuruluşları kapanacak ve çalışanlarıyla birlikte Türk topraklarını terk edecek” ifadeleri yer alıyordu.

Kategoriler

Güncel İnsan Hakları