LEVON BAĞIŞ

Levon Bağış

OBUR

Batan geminin içkileri

Tüm alkollü içkilerin adlarının arkasında farklı kelimeler ve farklı hikâyeler var ama ben en çok Calvados’un isminin kaynağını severim.

Damıtılmış alkol Akdeniz’in doğusunda, Arap egemenliğindeki topraklarda doğduğunda, içilmek için değil de daha çok tıbbi amaçlarla kullanılıyormuş. Ancak, alkol seviyesi düşük, şarap ya da başka bir fermente içkinin kaynamayacak kadar ısıtılıp, alkolün buharlaştırılmasıyla elde edilen içkiler, dünyanın birçok yerinde keyif verici madde olarak kullanılıyor ve her coğrafyada farklı isimler alıyor.
Araplar, tıpkı terlermiş gibi, damla damla akan bu içkilere, ‘ter’ anlamına gelen ‘arak’ ismini vermiş örneğin. Bu isim neredeyse tüm yakın coğrafyamızda, ‘arak’, ‘rakı’, ‘rakiya’ gibi kullanımlarla karşımıza çıkıyor. 
Damıtık içkiler Hıristiyan Avrupa’ya yayıldıkça içilmeye başlasa da, Avrupa’da da önceleri tıp okullarında, tıbbi amaçlarla kullanılmış ve bu mucizevi sıvıya Latince ‘aqua vitae’ yani ‘yaşam suyu’ adı verilmiş. 
Damıtmanın temel ilkelerini yazan, Montpellier Üniversitesi’nden Villanova’lı Arnauld, bu sıvının ilaç olduğuna inananlardan biriydi. “Biz buna ‘aqua vitae’ diyoruz ve bu ad son derece uygundur, çünkü gerçekten de bir ölümsüzlük suyudur. Ömrü uzatır, kötü sıvıları temizleyip atar, kalbi canlandırır ve gençliği sürdürür” diye yazmış profesör...
İskoçlar da malttan damıttıkları yüksek alkollü içkiyi, benzer şekilde, Keltçede ‘yaşam suyu’ anlamına gelen ‘uisghe beatha’ olarak adlandırmışlar; bugün bütün dünya o içkiye ‘viski’ demekte.
Hollandalılar da geri kalmamış, şarabı damıtarak elde ettikleri içkiye ‘yanık şarap’ adını vermişler. ‘Brendi’ kelimesi, Hollandacadaki ‘branewijn’ kelimesinden türemiş.
Tüm alkollü içkilerin adlarının arkasında farklı kelimeler ve farklı hikâyeler var ama ben en çok Calvados’un isminin kaynağını severim. 
Calvados, Fransa’nın Normandiya bölgesinde üretilen bir elma brendisi. Bölge 10 milyona yakın elma ağacıyla, Avrupa’nın elma başkenti sayılabilir. Bölgede yaşayanlar, yüzyıllardır bu elmalardan şarap üretme geleneğini sürdürüyorlar. Düşük alkol ve asit nedeniyle, üzümden yapılan şaraplar ile pek aşık atamasa da, 5 derece civarındaki alkol oranıyla, sevenleri de yok değil. Alexandre Dumas’nın meşhur ‘Mutfak Sözlüğüm’ kitabında bu şaraplara ayrılmış bir madde bile var. Normandiya’nın elma şarapları pek sükseli değilse de, o şarapların damıtılmasıyla elde edilen ve Calvados adı verilen elma brendileri, başta Paris kafeleri olmak üzere dünyanı birçok yerinde içki meraklıları arasında beğeni topluyor. 
Calvados’a dair en eski kayıtlar 1553 yılına ait. İlk ortaya çıktığında ‘elma brendisi’ olarak adlandırılmış. Söylenceye göre, Ortaçağ’da Normandiya açıklarında batan İspanyol gemisi ‘El Calvador’, bu içkinin isim babasıdır. Gemi kazasından kurtulan İspanyolların, karaya çıktıkları şehrin sakinlerine Endülüs Emevilerinden öğrendikleri damıtmayı öğrettikleri anlatılır.
Hikâye ne kadar doğrudur bilinmez ama, damıtıldıktan sonra uzun yıllar meşe fıçıda bekletilen ve özellikle Normandiya’nın Pays d’Auge bölgesinden gelen Calvadoslar, en iyi konyaklarla kalite kıyaslamasına girecek özellikte içkilerdir. Yıllanmış olanlar, kakao oranı yüksek, acımsı çikolatalarla çok iyi uyum sağlar. Oda sıcaklığında ve konyak bardağında tüketilebilir. 
Kış yaklaşıyor. Ateşin karşısında içinizi ısıtacak bir içki çekerse canınız, bir gün Calvados’a da fırsat verin derim.