‘PKK Şemdinli’de asıl Kandil’i koruyor’

Şemdinli’de günlerdir süren çatışmalar son bulmuyor. Kürt sorunu üzerine çalışan akademisyen Harun Ercan, örgütün kurtarılmış bölge yaratmak gibi bir gücü olmadığını, Türkiye’nin Kandil’e olası bir saldırısını önlemek için öncül bir saldırı yaptığını söyledi.

UYGAR GÜLTEKİN
uygargultekin@agos.com.tr

PKK, son 15 gündür ilk silahlı eylemini gerçekleştirdiği Şemdinli’de eyleme başladı. Yol kesmeler, karakollara yönelik saldırıları da sürdürüyor. Şemdinli’de çatışma bölgesine giriş-çıkışlar tamamen kapanmış durumda. Hayatını kaybeden asker ve gerilla sayısına ulaşılamıyor. PKK ve hükümet cephesinden farklı açıklamalar geliyor.  Suriye’de PKK destekli PYD’nin öncülüğünde Kürt yönetiminin ortaya çıkmasının hemen ardından PKK’nın Şemdinli’de böyle bir eyleme başlaması, bölgedeki dengeleri sarstı.

State University of New York at Binghamton'da Sosyoloji Bölümünde doktora çalışmalarına devam eden, etnik-ulusal çatışmaların neden ortaya çıktığı, yoğunlaştığı ve çözülemediğine ilişkin sorular üzerine yoğunlaşan ve ‘Kürt Hareketinin Radikalleşme Dinamikleri’ başlıklı bir tez çalışması yapan Harun Ercan ile, Suriye’deki Kürt dinamikleri ekseninde Şemdinli’yi ve yeni dönemde PKK’nın olası hesaplarını konuştuk.

•          Suriye’de Esad rejimi ve muhalefet arasında çatışmalar devam ederken Kürtler hızla bir otonom yapı oluşturdular. PYD, Kürt güçleri arasında en etkili olan yapı durumunda. Suriye’de  Kürtlerin böyle bir hamle yapması beklenen bir gelişmemiydi? Kürtlerin böyle bir gücü var mı?

Öcalan Suriye’deyken Esad’la bir anlaşması vardı. Suriye’de faaliyet yürütülmemesi karşılığında Öcalan’ın ve PKK ana karargâhının orada kalmasına izin verildi. Öcalan’ın ayrılmasından sonra ise bu anlaşma bozuldu. Suriyeli Kürtlerin politize olması önündeki engel ortadan kalktı. Türkiye ile Suriye arasında ilişkiler giderek ivme kazanırken buna paralel olarak PKK’de bölgede örgütlenmeye başladı. Rejim bütün muhalif kesimlere olduğu gibi Kürtlere de katı davrandı. Qamışlo’da 2004’te katliam yaptı. PKK’nin önünü kesmek istedi. Ancak PKK faaliyetlerini Türkiye-Suriye ilişkileri bağlamında yürütmekten çıkartıp, örgütlenmeye başladı. Otorite boşluğu ortaya çıktığında buradaki varlığını siyasi kazanıma dönüştürmeye çalışacağını başından beri biliyorduk. Sürpriz bir durum değil. Esad Türkiye ile oldukça iyi ilişkiler içindeydi. Türkiye’ye tatile bile geldi. Yakaladığı PKK’lileri Türkiye’ye teslim etti. Erdoğan ile Suriye arasındaki pazarlık kartı Kürtlerdi. İlişkiler bozulunca, Esad,Türkiye kendisine karşı olan güçlere silah yardımı yapmaya başladığında, güçlerini Kürt bölgesinden çekerek Kürt kartını oynadı. Saddam da Kuveyt Savaşı’nda benzer bir durum yaratmıştı. Kuzeydeki güçlerini Güney’e, Kuveyt’e doğru çekerek Kürtlere ve PKK’ye alan yaratmıştı.

•          Kürtler de Esad rejiminden yana çok sıkıntı yaşadı.  Yıllarca kimliksiz yaşamak zorunda kalanlar, tutuklamalar, baskılar vardı. Kürtler  böyle bir dönemde neden Esad karşıtı muhalefetin içinde yer almadı?

Suriye’de muhaliflerin örgütlenme imkânı ortadan kaldırılmıştı. Kürtler açısından da örgütlenme durumu çok zordu.  Sünnilerin, Hıristiyanların ve diğer grupların rejimle bir çıkar ilişkisi vardı. Kendi öz dinamikleri ile değil de dışarının zorlamasıyla siyasi süreç giderek radikalleşti.  Suriye’de devlet çok güçlü.  Muhaliflere Türkiye’nin çok ciddi desteği oldu. Ama Esad devrilse bile, orada tek bir gücün hâkimiyetinde bir devletin kurulması ihtimali dış güçler tarafından bertaraf edildi. Irak’ta hâlâ yeni rejimin kurulması mümkün olmadı. Kendi aralarında sürekli bir çatışma halindeler. Dışarıdan müdahale çok ciddi sorunlar getirdi. Dışarıdan muhalefet destekleniyor ama Esad rejimi şiddet kullanma açısından daha güçlendi. Kürtler ise üçüncü bir yol denedi. Nüfus olarak daha homojen olduğu yerler var. PKK ve Irak’taki  Kürtler ile bir anlaşma imzalandı. Kürtler çatışmalı ve insanların yaşamına  mal olan bir ülkenin parçası olmak istemediklerini ilan ettiler.

•          Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Türkiye’nin şu anda en iyi ilişki içinde olduğu yönetim. Suriye’de Kürtlerin böyle bir özerk yapıya kavuşması Türkiye’yi neden bu kadar rahatsız etti. Sadece PKK’nın varlığı mı sorun?

Kürt meselesi Türkiye’nin sınırlarına hapsolmuş bir sorun değil. Irak’ta monarşi yıkılıp General Kasım başa geldiğinde Kürtlere bir otonomi sözü verildi. Şunu biliyoruz ki Türkiye devleti bu konuda ciddi endişe içine girdi. Katı ulus-devlet anlayışı sahiplerinin bölgede Kürtlere dair baskılama, asimilasyon dışında ne yapmak gerektiğiyle ilgili hiçbir fikirleri olmadı. Kürtler ise bulundukları siyasi rejim içinde mücadele ederek, fırsatlar arayarak, farklı seçenekler deneyerek varolmaya çalıştılar. Kürtlerin ilk siyasi kazanımları Amerika’nın Irak işgali ile birlikte oldu. Şu gerçek ki Kürtler silahlı ya da barışçıl ne kadar mücadele verirse versin, aslında bu sonucu kendi iradeleri doğrultusunda alamadılar. Çok ciddi baskı ve engelleme politikası ile karşılaştılar. İran’da da böyle oldu, Halepçe katliamından sonra hiçbir yerde destek göremeden ilk statü kazanımı Irak’ta gerçekleşti. Orada da Kürt iradesi dışında mümkün oldu. Ama şu anda, Suriye’de olan, örgütlenip teyakkuzda bekleyerek, ortaya çıkan durumdan statü yaratma imkânıydı. Statü elde etme daha önce genelde katliamların ardından yaşandı. Uluslararası hukuk ciddi bir katliam olmadığı sürece halkların haklarına dair hiçbir şey önermiyor. Irak’taki özerklik tam böyle oldu. Halepçe katliamından sonra uçaklara paralel yasağı geldi ve ardından özerklik kurulabildi. Suriye’deki durum da buna evirilebilir. Uluslararası dinamiklerin değişmesi ve Kürtlerin örgütlü halleri ile birlikte özerklik elde edecekler.

•          Bu dönemde PKK’nın Şemdinli’de vermek istediği mesaj ne?

Böyle altüst oluşların yaşanabileceği, ortalığın karıştığı, sınırların yeniden çizilme imkânın olabileceği bir süreçte PKK’nin ortaya koyacağı şey kendisini tasfiye etmek isteyenlere karşı önceden bir hamle yapabilmek. PKK’nin kurtarılmış bölge yaratmak gibi bir gücü yok. PKK öncül bir saldırı yapmaya çalışıyor. Türkiye Kandil’e dönük bir kara harekatı fikrini tartışıyordu. Siyasi fırsatlar bu kadar çok değişirken mümkün olabilecek bir şeydi. PKK orta vadede kendini savunan bir eylem yapıyor.  PKK önemli ve silahlı bir güç olduğunu göstermeye çalışıyor. Suriye’deki Kürtlerin varlığının altını doldurmak istiyor. Ortadoğu’da bir güç gösterisi yapıyor. Suriye’deki Kürtlerin kazanımlarını ve kendi varlığını düşünüyor. Kendi kazanımlarını garanti altına alabilecek bir süreci örmeye çalışıyor. Türkiye’deki Kürt meselesi içinse Erdoğan’ın özellikle yerel seçimlere dönük dizaynını bozmaya çalışıyor.

• Esad’ın ve İran’ın PKK’ya böyle bir dönemde açık destek verdiklerini düşünüyor musunuz? 

Şu anda ittifakların yeniden kurulduğu, bozulduğu bir süreçten geçiyoruz. Ondan dolayı kimse PKK’nin nasıl bir ittifak içinde olduğunu bilemez. Yakın zaman öncesinde İran ile bir ateşkesleri var. Bunu biliyoruz sadece. İki kamp var ve birbirileri ile mücadele ediyorlar. Kamplar arasında sıkı bir ittifak var demek her zaman doğru değil.

 

Kategoriler

Güncel Gündem