Yergatakir’den günümüze Ermeni kaligrafi geleneği

Hrant Dink Vakfı’nın düzenlediği “”Ermenistan’da Çağdaş Sanat” konuşmaları dizisinin sonuncusu geçtiğimiz 21 Aralık Cuma akşamı, Anarad Hığutyun binası ‘Havak’ salonunda gerçekleşti. Ruben Malayan “Ermeni Kaligrafi Geleneği: Dün, Bugün ve Yarın” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.

Ermenistan Amerikan Üniversitesi’nde kaligrafi dersleri veren Rupen Malayan konuşmasında Ermeni harflerinin tarihçesine dair çok değerli bilgiler paylaştı. Yazı karakterlerinin çağlar içinde uğradığı evrimi ‘Yergatakir’, ‘Polorakir’, ‘Nodrkir’ ve ‘Şeğakir’ olarak sıralayan Malayan, matbaa hurufatına gelinceye kadar benimsenen bu yazım üsluplarını, dönemlerinin siyasi ve toplumsal etkenleri ile ilişkilendirerek açıkladı. Yergatakir yazı geleneğinin çoğunlukla anıtsal kitabelerde kullanıldığını, buna bağlı olarak da bütün bir metnin büyük harfle, majiskül ile yazıldığını belirten Malayan, miniscule yazıda ise Nodrkir geleneğinin yaygın olarak dini metinlerde karşımıza çıktığını söyledi. 

Rupen Malayan sunumunda yazı ile resim, özellikle minyatür sanatı arasındaki ilişkiye de değinerek, bu eserlerde kullanılan yazı karakterlerini yorumladı. Aynı örneklemeleri görsel malzemelerle de pekiştirerek yontular, ağırlıkla da khaçkarlar üzerinden de sürdüren sanatçı, güzel yazı ve kaligrafi arasındaki farkı da vurgulayarak, kaligrafinin, işlevsel bir eylem olarak yazma fiili ile karıştırılmaması gerektiğini belirtti.
22 Aralık Cumartesi günü ise Rupen Malayan bu kez düzenlediği kaligrafi atölyesi ile bir kez daha Anarad Hığutyun binasındaydı. 30 katılımcı ile gerçekleşen atölye, kaligrafik yazı için gerekli olan çizim kalemlerinin tanıtımı ile başladı. Oturma şeklinden kâğıdın masa üzerindeki konumuna, kol hareketinin açısından karakter aralıklarındaki boşluğa kadar pek çok detayın bilgilerinin aktaran Malayan’ın bu konudaki yetkinliği katılımcılar tarafından hayranlıkla takdir edildi.      
Ödüllü bir yaratıcı yönetmen ve sanatçı olan Ruben Malayan, Ermenistan’da Terlemezyan Sanat Koleji’nde resim, Yerevan Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde grafik eğitimi aldı. Yirmi yılı aşkın bir süredir görsel kimlik tasarımı, tipografi ve hat alanlarında çalışan Malayan halen Ermenistan Amerikan Üniversitesi’nde görsel iletişim, Terlemezyan Sanat Koleji’nde ise çizim dersleri veriyor.


Bir kaligrafi sanatçısının harflerle dansı

ZAKARYA MİLDANOĞLU
Ruben Malayan Ermenistanlı bir kaligrafi ustası. Geçen hafta sonu Hrant Dink Vakfı’ndaki konferansını dinledim, ertesi gün de atölye çalışmasına katıldım. Tadı damağımda kaldı. Ermeni basın yayın tarihine ilgim nedeniyle her ikisi de beni alıp Ermeni tarihinin derinliklerine götürdü. Kısa bir süre  için de olsa okuduklarım ve öğrendiklerimle bir kez daha yüzyüze geldim. 38 harften oluşan Ermeni alfabesinin 412 yılındaki keşfi ve 1512 yılında ilk Ermenice kitabın basım tarihine kadar geçen bin yılı aşkın bir sürede üretilen binlerce el yazması, minyatür, haçkar kitabesi bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti. 1915 öncesi Ermeni okullarında dil, yazı, resim derslerinden bağımsız olarak kaligrafi dersi veren ve kaligrafi kitapları hazırlayan öğretmenlerimizi hatırladım. 
İlkokul sıralarında tükenmez kalem nedir bilmezdik, dolma kalemimiz de yoktu . Mürekkep hokkası ve çeşitli kalınlıkta uçlara sahip yazı kaleminden oluşan divit takımımız vardı. Her öğrenci bu kalemle yazmayı öğrenmek zorundaydı. O tarihlerde güzel mi yazardık hatırlamıyorum. Ama yazardık. 
Atölye çalışmasının yapıldığı gün kendimi Karagözyan Yetimhanesi sıralarında hissettim. Ama bu kez başımızda öğretmen olarak Ruben Malayan vardı. Karagözyan’daki öğretmenlerimiz gibi Malayan da her tür hazırlığı yapmıştı. Emek sarfetmiş, olağanüstü zenginlikte iki sayfadan oluşan bir örnek hazırlamış ve kaligrafi kalemini ilk kez eline alacak kişileri yönlendirecek bilgileri sunmaya hazırlanmıştı. İlk sırada kalemin kesik ucunun hangi açıyla kağıtla buluşacağı çizimi yer alıyordu. Kısa sürede, harflerin kalemi kaldırmadan  çizilen tek bir çizgiden oluşmadığını, bir harfin birbirinden kopuk birkaç çizgiden oluştuğunu anladık. Daha sonra, ilgili harfin hangi noktasından yazılmaya başlanacağını gördük.  Ardından gelecek çizgilerin başlangıç noktaları 2-3 olarak rakamlandırılmış  ve okla yönlendirilmişti, hemen beceremezsek de içimiz rahatladı.  Malayan her birimizle tek tek ilgilendi, yaptığımız alıştırmalarla ilgili açıklamalarda, eleştirilerde bulundu. 
Zaman zaman da tüm gruba yönelik tarihsel örnekler sundu ve bizzat kendisi tasarımlar yaptı. Standart kesik kalem ucunu yararak nasıl iki uç haline getirdiğini, iki farklı kalemden çıkmış gibi gözüken çizginin esasında tek bir uçla yazıldığını uygulamayla anlattı. 
Malayan birkaç saat boyunca kalemine sarılıp sanki harflerle dans etti, attığı her çizginin tarih öncesinden geldiği izlenimine kapıldım. Fırsatı değerlendirerek bir muzır öğrenci olarak Kostantinapolis ve Agos yazmasını rica ettim. Agos dört harften oluşuyor, yazdı, beğenmedi, tekrar denedi, harfler arasındaki ilişki, oluşan boşluklarla ilgili kritikte bulundu “Biraz daha uğraşmam gerek” dedi. 
Maloyan bizlere resim, minyatür sanatı ve güzel yazı ile kaligrafi arasındaki ince farklılıkları da açıkladı.  Ermenice’nin kaligrafi sanatı açısından Latin dillerine göre büyük bir zenginlik taşıdığını belirtirken de ne kadar haklı olduğunu sunduğu örneklerde gördük. 

Kategoriler

Kültür Sanat


Yazar Hakkında