Matematik ve ağustos böcekleri

ECE ÖZBAŞ

Artemis Yayınları’ndan çıkan ‘Ziziro’, genç bir kadının duygu ve düşüncelerini matematik ve edebiyatın içiçe geçişiyle farklı bir biçimde aktarıyor. Müjde Alganer’in dördüncü kitabı olan eser, matematik öğretmeni genç bir kadının, geçmişte annesiyle ve sevdiği insanlarla yaptığı diyaloglar, yaşadığı olaylarla, sarmal kurgu şeklinde ilerleyen bir şehirli hikâyesi. 

Büyükşehirlerin dişli tekerleklerinde öğütülerek yaşayan, okuyarak, izleyerek kendine dünyada yer bulmaya çalışan tüm genç insanların ya da olgunlaşma yolunda sekteye uğramış yaşı erişkinlerin temel sorunlarından biri olan varoluş roman kahramanı Diren için büyük ve içinden çıkılması zor bir problem.  

Genç kadının yüzleşmeleri, insanları gözlerken hissettikleri farklı bir bakış açısıyla ortaya konuluyor. Yazarın kendine has üslubu oldukça baskın. Kelimelerin özellikli seçimi romanın bütününde bir amaca hizmet ediyor.

Bölüm isimleri matematik terimleriyle birleştirilerek kullanılmış. “Belki de durumu, benim anlayabileceğim bir dile çevirmem gerekiyordu. En nihayet ne sevginin ne bağlılığın ne de aşkın, eni boyu, hacmi, yüksekliği ve adeti vardı. Bu tür kalitatif mevzularda matematiğin ancak ‘sevdi=1’, ‘sevmedi=0’, ‘uydu=1’, ‘uymadı=0’ gibi semptomlarla varlığını gösteren ve binary şekilde ifade edilebilen açıklamaları olabilirdi.”

Diren’in annesi

Roman, Diren’in annesinin beklenmedik ölümünden sonra evde duvara bakıp sıkıldığı günlerle başlıyor. Günde belki bir kez market için dışarı çıkıyor, her çıkışında da beyninde bir yığın tuhaf görüntüyle eve dönüyor. İnsanları gözlerken kendi anılarına uğruyor, bisküvi alan birinin ardından çocukluğunun gemisine biniyor ve kendini, çevresindekileri izliyor. 

Aidiyet ve mutluluk hissini kaybetmiş olan genç kadın annesinin ‘mükemmel’ iddiası taşımayan hayatında çatışma ortamı bulamadan dış dünyaya yöneliyor. Fransız lisesinden mezun olduktan sonra yurt dışında eğitimine devam ediyor. Meslek hayatına matematik öğretmeni olarak devam eden genç kadın hayatı kelime ve matematik problemlerine arasına sıkıştırdığından kendi varoluşuna yeni anlamlar yüklüyor. 

Hayatı kelime ve fonksiyonlar arasında ezilip büzülüp sıradışılığıyla baş etmeye çalışırken öğrencilerine kolay formüller sunmayı dert edinmiş bir öğretmen Diren.

“Fonksiyonları gerçek hayat olaylarına çevirmeye çalışır, arz ve talep eğrisinin birleşme noktasının gerçek karşılığına, gece işe çıkan fahişeler üzerinden örnek getirebilirdim. Böylece velilerin yaptıklarımı abesle iştigal, örneklerimi müstehcen ve edebe aykırı bulmaları gibi yığınla sıra dışı uygulamanın baş sorumlusuydum.”

Saksıda büyüttüğü, meyve vermeyen bir zeytin ağacına anlam yükleyen, sıradışı, sivri dilli, dobra bir kadın olan annesiyle yaşarken kendine “normal” kavramları dışında özel bir dünya oluşturuyor. 

Annesinin yazdığı bir günlüğün izinde yürürken Kıbrıs ağzının lezzetli dokunuşlarına uğruyoruz. Böyle anlardan birinde “ziziro”nun ağustos böceği, yani cırcır böceği olduğunu anlıyoruz: 

“‘Bu ses ne?’

Annem, “Cırcır böceği, namıdiğer ziziro,” dedi.

‘Hiç susmaz mı bu yahu? Geldiğimizden beri zızızızı da zızızızı...’ dedim.

‘Evet susmaz, arada bir durur, sonra tekrar başlar,’ dedi Müjgan... 

Sonra bana bakıp güldü. ‘Aynı senin gibi,’ dedi.

‘Nasıl yani?’ dedim.

‘Motorlu gatsavida gibi yani,’ dedi.”

Yalnızlığın izleri kaplamış romanın her yanını, her bir fert kendi yalnızlığında yalnızlar ailesini biriktirmiş. Kendine, çocuklarına ve yaşama tutunan anne Müjgan; “normal” sınıfına giremeyen Diren; yokluğu varlık oluşturan baba ve bir erkek kardeş Ogan. 

Romanın sonunda ağustosböcekleri hakkında epey keyifli ve bilgilendirici bir metin de kaleme almış Müjde Alganer: “Yüzeye çıktıkları zaman ağustos ayıdır ve maksimum üç haftalık ömürleri bulunur. Yüzeye çıkar çıkmaz kanatlanırlar ve çiftleşmek için can atarlar. Topraktan çıkarak çiftleşen bu hayvanlar aslında birçok kültürde ölümsüzlüğü ve yeniden doğuşu simgelemektedir.”

Müjde Alganer, ‘Ziziro’da edebiyata matematiği de dahil ederek farklı bir yolculuk sunuyor. Cırcırböcekli bir hikâyenin içinde, gözlemlerin sersemleten dünyasında, iç seslerin rehberliğinde kendine yeni bir yaşam oluşturmaya çalışan genç bir kadının hikâyesinde dolaşıp ‘anlam’ sorgulamasının zorlayıcı basamaklarında ilerlemek istiyorsanız Müjde Alganer’in ‘Ziziro’ romanını okumalısınız. 

Ziziro

Müjde Alganer

Artemis Yayınları

200 sayfa.

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ