Bursa'da Musevi Mezarlığı 76 yıl sonra iade edildi

Bursa'da gayrimüslimlerin gömüldüğü tek Yahudi mezarlığı, el konulduktan 76 yıl sonra Bursa Türk Musevi Cemaati Vakfı'na iade edildi. Gayrimüslim vatandaşlar, vefat eden yakınları için artık belediyeden izin almadan defin işlemlerini dini kurallarına göre yapabilecek.

Bursa Hakimiyet gazetesindeki habere göre şehirdaki gayrimüslimlerin gömüldüğü tek mezarlık olan Merinos Kavşağı'ndaki Yahudi mezarlığı, 76 yıl aradan sonra Bursa Türk Musevi Cemaati Vakfı'na iade edildi. Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı olan bu mezarlığın mülkiyeti, bir yıl önce Vakıflar Kanunu'nda yapılan düzenlemeyle eski sahiplerine geçmiş oldu. Bursa'daki gayrimüslim vatandaşlar, artık vefat eden yakınları için belediyeden izin almadan defin işlemlerini kendi dini kurallarına uygun bir şekilde gerçekleştirebilecek.

76 yıllık mücadele

Cemaat vakıflarının 76 yıl önce el konulan veya Hazine adına tescil edilen mal varlıklarının asli sahiplerine iadesini sağlayan yasa, Bursa'daki Musevi vatandaşların yüzünü güldürdü. 27 Ağustos 2011'de Resmi Gazete'de yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname; önceden azınlık vakıflarına ait olmakla birlikte bugün Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İl Özel İdaresi adına kaydedilen ya da 3. şahıslara geçen gayrimenkuller için 'rayiç değeri' üzerinden değer tespiti yapılarak, cemaat vakıflarına iadesini veya tazminat ödenmesini öngörüyor. 1 yıldır yürürlükte olan ve son başvuru süresi yarın dolan düzenleme sayesinde cemaatlerin kiliseleri, gayrimenkulleri ve mezarlıklarının iadesine başlandı.

Mezarlığa kabul, okul binasına ret

Bursa'da ise daha önce iki taşınmaz varlığı bulunan Bursa Türk Musevi Cemaati Vakfı, bu yerlerin iadesi için hemen Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne başvurdu. Bursa'nın tek gayrimüslim mezarlığı olan Merinos Kavşağı'ndaki (İpekiş yanı) Yahudi mezarlığının iadesini isteyen vakıf, Büyükşehir Belediyesi'ne ait olan bu yerin mülkiyetini almayı başardı. Vakıflar Genel Müdürlüğü, Altıparmak'ta önceden okul olarak kullanılan ancak daha sonra istimlak edilen bir taşınmazın Bursa Türk Musevi Cemaati Vakfı'na iade talebini ise reddetti. Azınlık vakıflarına ait mallara nasıl el kondu? Osmanlı Devleti döneminde cemaatler şeklinde örgütlenmiş olan gayrimüslimler, Cumhuriyet döneminde de Lozan Antlaşması çerçevesinde cemaat yapıları ile varlıklarını devam ettirdiler. Azınlık cemaatlerinin temel dayanağı ise kendilerine ait olan vakıflardı. Bu vakıflar eliyle kendilerine ait okul, hastane, yetimhane kurarak cemaatlerinin ihtiyaçlarına cevap vermeye çalıştılar.

Önce tüm malların listesi çıkarıldı

Osmanlı'dan Cumhuriyet'e bu şekilde doğal süreci içinde devam eden azınlık vakıfları 1935 yılında yapılan yasal düzenlemeyle sıkıntılı bir sürece girdi. 1936 yılına gelindiğinde Vakıflar Genel Müdürlüğü vakıflardan ellerindeki taşınmazların listesini içeren bir mal beyannamesinde bulunmalarını istedi. Başta sorun yoktu

Amaç yeni kurulmuş Cumhuriyet yönetiminin tapu kayıtlarını düzenlemek ve vakıf mallarını tam olarak tespit etmekti. Bu istek üzerine vakıflar kendilerine ait olan malların listesini hazırlayarak Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne teslim ettiler. Bu tarihten 1960'lı yıllara kadar azınlık vakıflarının yeni mal edinmesi ile ilgili herhangi bir sorunları olmadı, tüzel kişilikleri çerçevesinde yeni taşınmazlara sahip oldular.

Kıbrıs meselesi çıkınca

Ancak 1960'lı yıllardan itibaren Kıbrıs meselesinin ortaya çıkması, devletin azınlıklara ve azınlık vakıflarına yönelik bakışında değişikliğe sebep oldu. Vakıflar Genel Müdürlüğü bu yıllarda azınlık vakıflarından ellerindeki taşınmazların yasal olarak kendilerine ait olduğunu vakıf senedi ile ispat etmelerini istemeye başladı. Ancak Osmanlı döneminde padişah fermanı ile kurulan gayrimüslim vakıflarının vakıf senetleri bulunmuyordu. Olmayan vakıf senedinin ibrazı da mümkün değildi.

Taşınmazlar Hazine'ye

Bu durum üzerine Vakıflar Genel Müdürlüğü 1936 yılında verilmiş beyannameyi vakıf senedi olarak kabul etti ve beyannameye kayıtlı olmayan yani sonradan elde edilen taşınmazlara el koymaya başladı. El konulan taşınmazlar öncelikle asıl sahiplerine teslim edilecekti, asıl sahipleri yaşamıyorsa ve mirasçıları da bulunmuyorsa Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Hazine'ye geçecekti.

Yargıtay: Türk değilsen yasak

Bu gelişmelerin ardından azınlık cemaatleri mahkemelere başvurarak çok sayıda dava açtılar. Ancak açılan davaların kazanan tarafı hep Vakıflar Genel Müdürlüğü oldu. Üst mahkemelere yapılan başvurularda da farklı bir netice alınamadı. Yargıtay Genel İdare Kurulu 1974 yılında verdiği karar ile konu hakkında son sözünü söyledi: 'Türk olmayanların meydana getirdikleri tüzel kişiliklerin taşınmaz mal edinmeleri yasaklanmıştır.' Kısacası Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan gayrimüslimler Türk değillerdi ve bunların vakıfları taşınmaz mal edinemezdi.

Rumların 100,Ermenilerin 40 taşınmazına el konuldu

Yargıtay'dan çıkan bu kararın ardından azınlık vakıflarının mallarına el koyma işlemi daha da hızlandı. O tarihlerden bugüne kadar azınlık vakıflarına ait el konulmuş taşınmazların sayısı tam olarak belli olmamakla beraber Rum vakıflarına ait 100, Ermeni vakıflarına ait ise 40 kadar taşınmaza el konulmuş olduğu belirtilmektedir. Başvurularda yarın son gün Cemaat vakıflarına mallarının iadesi için tanınan süre doluyor. 27 Ağustos Pazartesi başvuru için son gün. Vakıflar Kanunu'nda yapılan düzenleme ile cemaat vakıflarına mallarının iadesi için bir yıllık süre tanınmıştı. 27 Ağustos 2011'de başlayan süre pazartesi günü doluyor. Şu ana kadar İstanbul, Diyarbakır, Bursa, Hatay ve Balıkesir'den 430 taşınmaz malın tescili için başvuru yapıldı. 165 cemaat vakfından 56'sı Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne başvuruda bulundu. Başvuruları inceleyen Vakıflar Meclisi, 51 taşınmazın tesciline karar verdi. Değerlendirmede, 1 taşınmazın bedelinin ödenmesi ve 32 taşınmazın tescilininse reddedilmesi kararlaştırıldı. Diğer başvurulara ilişkin nihai karar 2 haftada bir toplanacak Vakıf Meclisi toplantılarında verilecek.

 

(Bursa Hakimiyet)

Kategoriler

Güncel Azınlıklar