OHANNES KILIÇDAĞI

Ohannes Kılıçdağı

MUHALEFET ŞERHİ

Patrikhane Diaspora ile ilgili açıklamasında kime kızıyor?

Gelin görün ki, Patriğin yayımlanan sözleri eleştirilene kadar, bu konuda Patrikhane’den bir açıklama gelmedi. Patrikhane, bırakın Akşam gazetesine tekzip göndermeyi, kendi mecrasında dahi bu mülakatta aktarılan sözlerin manasının editör tarafından çarpıtıldığına dair bir açıklama yapmadı.

Patrikhane, Patrik Maşalyan’ın Akşam gazetesine verdiği mülakatla ilgili bir açıklama yaptı ve sözlerinin gazete tarafından bağlamından koparılarak yansıtıldığını, farklı bir düzen içinde verildiğini söyledi. Bu bir sürpriz değil. Konuyla ilgili yazımda “Patrik Maşalyan’ın sözleri muhakkak ki bir editoryal ‘süzgeç ve makas’tan geçmiştir” demiştim. Fakat öyle görünüyor ki Patrikhane’nin açıklamasında hedef yanlış tutturulmuş. Kızılması gereken, o mülakatta Patriğin sözleri olarak yayımlananları eleştirenler değil, mülakatı o hale sokarak yayımlayan Akşam gazetesidir. Patrikhane’nin açıklamasının tersine, “Diasporanın bizimle ilgisi yok” ifadesini anlamak için sınırları zorlamaya gerek yok. Bu ifade tek başına ortaya çıkarsa tabii ki eleştirilir. Patriğin söylemek istediği, Patrikhane’nin son açıklamasında dendiği gibi, Türkiye Ermenilerinin üçüncü bir kategori olduğu idiyse, bu benim ve başkalarının da öteden beri söylediği bir şey ama herhalde “Diasporanın bizimle ilgisi yok” cümlesini okuyup bunu anlamamızı beklemiyorsunuz. “O sözün önü arkası vardı” diyorsanız, o sözün önünü arkasını kırpanlara kızmanız lazım. 
Gelin görün ki, Patriğin yayımlanan sözleri eleştirilene kadar, bu konuda Patrikhane’den bir açıklama gelmedi. Patrikhane, bırakın Akşam gazetesine tekzip göndermeyi, kendi mecrasında dahi bu mülakatta aktarılan sözlerin manasının editör tarafından çarpıtıldığına dair bir açıklama yapmadı. Ancak eleştiriler geldikten sonra bir açıklama yapıldı. O zaman ister istemez insan şunu düşünüyor: Demek ki Patrikhane’nin rahatsız olduğu, Patriğin sözlerinin Akşam gazetesi tarafından çarpıtılması ve o çarpıtma sonucu aldığı anlam değil, bunun eleştirilmesi.  
Patrikhane’nin açıklamasında yer vermediği ve bizim de daha evvel konu etmediğimiz ama söz konusu mülakatta kırpıldığı açık başka bir husus daha var. Şöyle ki, Patrik Maşalyan’ın sözü olarak Akşam gazetesi şunları aktarıyor: “Nüfusumuz 50-60 bin. Nüfusun azalmasının iki nedeni var, birincisi bizden kaynaklanan etkenler. Bunlar da doğum ve ölüm oranları arasındaki fark. 1,2 doğum oranımız, 2,6 ölüm oranımız. Çoğalmıyoruz. Umudu yurtdışında görenler var, fırsatını bulup gidenler var. Üniversiteye giden gençlerimiz karma evlilikler yapıyor. O da bir eksilme nedeni. Baskın kültüre kayma oluyor. Ben Bayrampaşa’da büyüdüm ve tek Ermeni aileydik mahallede. Din sorunu olmadan yaşıyorduk. Yani halkların birbiriyle sorun yok. Biz beş vakit ezan işiterek büyüdük.” Burada söylenenleri ayrıca tartışırız da, olduğu söylenen ikinci neden nerede? Belli ki Akşam gazetesi Patriğin o sözlerini yayımlamamış. Bununla ilgili bir açıklama da gelmediği için ikinci neden olarak neyin belirtildiğini bilmiyoruz ama bu ifadelere bakınca Ermeni toplumunun sayıca azalmasının suçlusu gene Ermeni toplumu oluyor. Diasporayla ilgili sözlerde neyin kesildiğine dair, zaten bir ipucu yok.
Hadi diyelim böyle bir şey yaşandı, geçti; zamanı geri döndürmek mümkün değil. Peki, bundan ne ders çıkarılması lazım? Bir dahaki röportajda da okuyucular neyin kesildiğini tahmin edemezler; eleştirilerini gene kamuoyuna yansıyan sözler üzerinden yapacaklardır. Güdümlü anaakım medya Patriği ve Patrikhane’yi bir propaganda aracı olarak kullanmak isteyecektir. Dediğim gibi, bunun şaşılacak bir tarafı yok. Önemli olan sizin buna ne kadar yol vereceğiniz, buna ne kadar hazırlıklı olduğunuz. Her şeyden önce, sözlü mülakatlardan mümkün olduğunca kaçınmak bir yol olabilir. Ayrıca, hangi yayın organına veya mecraya röportaj verileceği konusunda da seçici olmak iyi olur. Mümkün olduğunca saygın, güvenilir kişi ve kurumlarla konuşmak gerekir. Belirli yerlere röportaj vermesi için Patrik üzerinde baskı olabileceğini tahmin ediyorum. Eğer bu baskılarla bir röportaj vermek zorunda kalınmışsa, yapılabilecek şeylerden biri, Patrikhane’nin görüşme sırasında kendi ses ve görüntü kaydını alması ve bunu kamuoyuyla paylaşması olabilir. Böylece, Patriği eleştiren haberler yapılacağına, eğer o doğru söylemiş de yayımlayan çarpıtmışsa, “X gazetesi Patrik Maşalyan’ın sözlerini çarpıttı” diye haber yapılır, Patriğin kendisi de hedef olmaktan kurtulur.