Dink Cinayeti Davası'nda JİTEM "sürçmesi"

Kamu görevlilerinin yargılandığı Hrant Dink Cinayeti Davası sürüyor. 6 Ocak’taki celsede cinayet işlendiği dönemde Trabzon jandarmasında görev yapanlardan Veysal Şahin ve Volkan Şahin’in yeniden tutuklanmasına karar verildi. Celalettin Cerrah ve Ali Öz son savunmalarını yaptılar. Sanıklardan Ali Barış Sevindik jandarma binasından bahsederken "JİTEM" tabirini kullandı ancak daha sonra ifadesine "Jandarma İstihbarat" diyerek devam etti.

Kamu görevlilerinin yargılandığı Hrant Dink Cinayeti Davası 6 Ocak’ta  Çağlayan Adliyesi'nde yapılan celse ile sürdü. 
Celsede cinayet işlendiği dönemde Trabzon jandarmasında görev yapanlardan  Veysal Şahin ve Volkan Şahin’in yeniden  tutuklanmasına karar verildi.

Cinayet hazırlığından Trabzon’da  Coşkun İğci aracılığıyla haberdar olan Veysal Şahin ve Volkan Şahin hakkındaki kuvvetli suç şüphesi,  tutukluluk süresi azlığı ve adli kontrolün yeterli olmayacağı değerlendirilerek tutuklama kararı verildiği öğrenildi.
Davada Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Ercan Gün, Muharrem Demirkale ve Hamza  Celepoğlu tutuklu olarak yargılanıyor.

Cerrah’ın avukatından zamanaşımı savunması
6 Ocak’taki celsede sanıklar son savunmalarını yapmaya devam etti. 
İlk olarak cinayet sırasında İstanbul Emniyet Müdürü olan Celalettin Cerrah savcılık mütalaasına karşı savunma yaptı. Savcılık Cerrah’ın görevi ihmal ile cezalandırılmasını talep  etmişti. Cerrah için Dink’e yönelik koruma önlemi almadığı suçlaması da var. 

Cerrah şunları söyledi: “Trabzon Valiliği’nde Hrant Dink hakkında koruma ile ilgili işlem yapılmalıydı. Oradan da İstanbul Valiliği’ne ve hatta EGM (Emniyet Genel Müdürlüğü)  ve İçişleri Bakanlığı’na bilgi verilmeliydi. Ben bu devlete 47 yıl hizmet ettim. En ufak bir sabıkam yoktur. Bu hizmete leke sürülsün istemem. Beraatimi talep ediyorum.”
Cerrah’ın avukatı da savunmasında şunları söyledi: “Hakkımızda somut bir suç tanımı ve delili yoktur.. Cinayet hazırlığına ilişkin F4 istihbarat belgesinin müvekkilimden saklandığı da bir gerçektir. Müvekkilin kendi kendine Hrant Dink için şahsi koruma kararı vermesi imkan dahilinde değildir. Bu sebeple görevi ihmal suçu oluşmamıştır. Mahkeme ayrıca müvekkilimi yargılama hakkına da sahip değildir. Zira yargılama başladığı esnada kendisi vali idi. İzin alınmadan yargılama yapılamaz. Suçları kabul etmemekle birlikte zaten bu suçla ilgili zamanaşımı süresi de dolmuştur. İsnat edilen suç müvekkilimin görev tanımında da değildir. Kendiliğinden yakın koruma verme yetkisi olmayan müvekkilimin görevi ihmal etmesi söz konusu değildir. Müvekkilim ilgili kurulların alacağı koruma kararlarını uygulamakla yükümlüdür. Hrant Dink hakkında alınmış böyle bir karar yoktur.
Hrant Dink ile ilgili bilgi ve belgeler müvekkilime ulaştırılmış olsaydı, koruma için ilgili kurulları harekete geçirir ve alınacak kararı uygulardı. FETÖ üyelerinin kendisinden bilgi ve belge sakladığı ortadadır. Müvekkilim görevinin gereğine uygun davranmıştır. Cinayet sonrası FETÖ'nün her türlü engellemelerine rağmen cinayetin aydınlanması için Vali Muammer Güler ile birlikte üstün çaba sarf etmiş ve sanıkların yakalanmasını sağlamıştır.”

Ali Öz: Kaçma niyetim yoktu
19 Ocak 2007’de Trabzon Jandarma Alay Komutanı  olan albay Ali Öz de savunma yaptı. Öz’e cinayet öncesinde ihbar geldiği ancak bunun gereğini yapmadığı yönünde suçlama getirilmişti.  Ali Öz sözlerine önceki duruşma gündeme gelen Gürcistan’a kaçma girişimiyle ilgili konuşarak başladı. Öz, “24/12/2020 tarihinde Konya'da anne babamın yanındaydım. Ecevit Emir beni arayıp ‘hakkımızda böyle bir iddia varmış’ deyince haberim oldu. Ben de internete girip baktım. Görünce avukatımı aradım. Ertesi sabah Konya'dan buraya gelip mahkemeye dilekçe verdim” dedi. Hakim, “Gürcistan adli makamlarından gelen bilgiye göre çeşitli kişilerle temasınız varmış” deyince  Ali Öz: “Kabul etmiyorum. Asla bir temasım olmadı. HTS kayıtları incelenebilir” yanıtını verdi. 

Öz savunmasında , “Cinayet zamanına kadar ben Hrant Dink ismini dahi bilmiyordum. Cinayetten sonra sanığın Trabzonlu olduğu ortaya çıkınca konuyla ilgilendim. Kendini bilmez sapkın bir grubun gerçekleştirdiği 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yargılandığımız davanın seyri değişti. Arandığımı öğrenince kendim gelip teslim oldum. FETÖ ile hiçbir bağlantım olmadı olamaz da. Ben personelimi vuran teröristi bile canlı yakalayıp adalete teslim etmiş birisiyim. Hrant Dink'i tanımam. Husumetim yok. Niye böyle bir şey yapayım? Benim altımdaki personel ‘Ben söyledim’ demesiyle olayla ilgili sorumluluktan kurtulmuş olamaz. Bana verilmiş yazılı bir şey olsa gereğini yapardım. Bunlar eğitimli istihbarat elemanları. Nasıl böyle hata yapabilirler anlamadım. Bu olay daha önce Ergenekon, Balyoz davasına bağlanmaya çalışıldı. Olmadı. Sonra nasıl olduysa FETÖ'ye bağlandı ve ben terörist ilan edildim. Benim bunlarla bir ilgim yoktur. İhbar yazısındaki Ali isimli kişi binbaşı olarak yazıyor. Ben emekli albayım. İhbar yazısında benim numaram yok. Gürcistan'da kimseyi de tanımam.  Bir süredir duruşmalara katılmamamın sebebi pandemi koşulları ve vareste olmamdır. Ben bu vatan uğruna şehit olmayı şeref bilerek yıllarca görev yaptım. Bu sapkınlarla bir alakam yoktur. Beraatimi istiyorum” dedi.

Ali Öz’ün avukatı da “Cinayet ile ilgili istihbari bilginin  Trabzon Emniyetine  17 Şubat 2006 tarihinden önce zaten verilmiş olduğu ortadadır. Rutin il asayiş toplantılarında bu istihbarat bilgisi paylaşılmış olsa gereği yapılırdı. İstihbaratın jandarmaya geldiği Temmuz 2006’da alt elemanlar Metin Yıldız'a söylemiş o da güya Ali Öz'e şifahen söylemiş Ali Öz de bu konuyu ‘sonra değerlendirelim’ demiş. Müvekkilin cinayet davasında yargılanmasının tek dayanağı budur. Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü Hrant Dink’e yönelik eylem hazırlığı ihbarına sahipken gereğini yapmalıydı. Sorumluluk oradadır. Müvekkilimin cinayetle de örgüt üyeliğiyle bir ilgisi yoktur. Beraatini talep ediyoruz.”

“JİTEM” dedi hemen  düzeltti
Sanıklardan, dönemin İstanbul İl Jandarma İstihbarat Komutanlığı’nda yüzbaşı olarak görev yapan Ali Barış Sevindik de savunma  yaptı. İddianamede Trabzon Jandarma İstihbarat’tan bir ekibin cinayet öncesi Hrant Dink’in Bakırköy’deki evi ve çevresine gelerek keşif yaptığı öne sürülüyor.  Sanıklar ise başka bir takibat için Bakırköy’de olduklarını söylüyor. Sevindik “Firari zanlı Coşkun Aydın'ın yakalanması için Trabzon'dan buraya gelen ekip bizden araç ve personel istemiş. Verilen emirle araç ve iki personel tahsis ettim. Trabzon ekibiyle göreve çıkmışlardır. Ne için Trabzon’dan İstanbul’a geldiklerini sormamız doğru olmadığı için sormadım da. Sonradan öğrendik ki Bakırköy'de bir elemanlarıyla buluşmuşlar. Bu ekibi önceden tanımam. bir irtibatım yoktur. Talepleriyle ilgili kısa görüşmeler oldu o kadar. Bana ekip ve araç tahsis etme emri veren kişi ve bu emre dayanarak tahsis ettiğim kişiler bu davada yargılanmıyor bir tek aradaki kişi olarak ben yargılanıyorum tuhaf bir şekilde” dedi. Sevindik Trabzon’dan gelen ekibin uğradığı Bakırköy meydanına yakın eski jandarma binasından söz ederken ‘JİTEM binası’ tabirini kullandı. Sonra ‘Jandarma İstihbarat’ ifadesini kullanarak savunmasına devam etti. 

Sevindik’in avukatı da söz aldı ve müvekkilinin beraatini talep etti. Duruşmada Bekir Yokuş da söz alarak beraatini talep etti.
Sanıklar Ecevit Emir, Ali Öz ve Emre Cingöz hakkındaki adli kontrolün kaldırılmasına, yurt dışı çıkış yasağının devamına karar verildi. Mazeret belirten Sabri Uzun 8 Ocak’ta, Hamza Celepoğlu 20 Ocak’ta savunma yapacak.
Duruşma 8 Ocak’ta devam edecek. 

(BARAN SEYHAN-BÜLENT AYDIN)

Kategoriler

Güncel