Surp Toros’un yıkımı için yeni karar çıkmış

Kütahya’da mülkiyeti özel kişilerde bulunan ve yıllar içinde sinema ve düğün salonuna çevrilen Surp Toros Kilisesi’nin yıktırılmasının yankıları sürüyor. Geçtiğimiz hafta yayınlanan haberimizde, “Kilisenin mülk sahibi Hakan Değirmencioğlu kararıyla yıktırıldığı düşünülüyor” denmiş ve yapı için Anıtlar Kurulu’nun 2019 tarihli bir koruma kararı olduğuna dikkat çekilmişti. Yıkım için kurulun yeni bir karar çıkardığı öğrenildi.

Mülk sahiplerinden Hakan Değirmencioğlu avukatı aracılığıyla Agos’a gönderdiği yazılı açıklamada tek başına mülke sahip olmadığını, Anıtlar Kurulu'nun söz konusu koruma kararında kiliseden bahsedilmediğini, ‘sinema’ dendiğini söyledi. Değirmencioğlu bu  karara ortaklar olarak itiraz ettiklerini ve yeni bir karar alındığını söyledi.  Değirmencioğlu’nun açıklaması şöyle:

“Haberde bahsi geçen ve ekli Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütahya Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 27.08.2019 tarihli ve 5407 no’lu kararına yapı sadece ‘SİNEMA’ olarak koruma altına alınmıştır. Karar içerisinde kesinlikle kilise ibaresi bulunmamaktadır. Bu karara ilgili kurulun ‘tescil kararları-2019-ağustos’ sekmelerini takip ederek resmi internet sitesinden herkes ulaşabilmektedir. Bu karara çevre sağlığı ve güvenliği göz önüne alınarak ortaklarca itiraz edilmiştir. İncelenen itiraz neticesinde koruma kararı revize edilerek ilgili resmi kurumların detaylı incelemeleri sonucunda kaldırılmıştır. Koruma kararının kaldırılmasını takiben yapısal açıdan büyük ölçüde yıpranmış ve içine dahi girilemeyen bu mülkün tüm ortaklar tarafından yine yıkım ile ilgili tüm yetkili kurumlardan izin alınarak yıkım kararı alınmıştır. Yıkım kararında çevre sağlığı ve güvenliği açısından çok yüksek risk taşıması en büyük faktördür.
İlgili haberde müvekkilimizin tam ismi verilerek kendi kararı ile kutsal bir mabedi yok ettiği yazılmıştır. Bu tamamen gerçek dışı ve hedef gösterici ifadedir. Müvekkilimiz hayatı boyunca kanunlara olduğu kadar tüm dinlere, ırklara, canlılara ve değerlere son derece saygılı biridir. Bu husus da kendini tanıyan herkes tarafından bilinmektedir. Bu tavrını net olarak göstermiş bir vatandaş olarak, maruz kaldığı gerçek dışı ithamlar karşısında derin üzüntü duymaktadır. Dedesi, babası ve kendisi Hakan Değirmencioğlu olarak üç nesildir adları kanunsuzluk ile hiçbir zaman yan yana olmamıştır.”

Patrikhane’nin cevabı

Kilisenin yıkımının ardından Türkiye Ermeni Patrikliği’ne ulaşarak bir değerlendirmede bulunup bulunmayacakları sorusunu yönelttik. Patrikhane önceki hafta Bursa’da  satışa çıkarılan  kilise konusunda yaptıkları açıklamanın bu konuda da geçerli olduğunu vurguladı. Söz konusu açıklamada Patrikhane şu ifadelere yer vermişti: 
“İnsanların iman akçeleriyle bina edilmiş ve temelleri dualarla atılmış olan kiliseler, hangi durumda bulunurlarsa bulunsunlar inancımız gereği ibadethane vasıflarını korumaya devam etmektedirler. 
Kilise binalarının tesislerine cevaz vermiş fermanlarda belirtilmiş esas amaçlarıyla kullanılmaları sevindirici bir durum olacaktır. Kullanılamayacak durumda olan kilise binalarının devletin uhdesine geçmesinin ve şimdiki durumlarında korunmalarının doğru olacağı kanaatindeyiz. Bunun her şeyden önce yurdumuza ait bir zenginliğin korunması anlamıyla eşdeğer olacağı açıktır.”
Öte yandan Kütahya’dan Agos’a ulaşan ve ismini vermek istemeyen bir  yurttaş kilisenin altında define olduğu söylentilerine dikkat çekti ve kilisenin bu yüzden yıktırılmış olabileceğini öne sürdü. Söz konusu kişi, aynı mahallede Ermenilere ait bir konak bulunduğunu ve bu konukta da define amaçlı kazı çalışmaları yapıldığını söyledi. 

Kategoriler

Toplum