Osman Kavala yine tahliye edilmedi

Birleştirilen Gezi ve Çarşı davalarında ilk duruşma Çağlayan Adliyesi'nde görüldü. "Hukuki durumda değişiklik olmaması" ve "kuvvetli suç şüphesi" nedeniyle Osman Kavala’nın tutukluluk hâlinin devamına, savunmaların hazırlanması için gelecek celseye kadar süre verilmesine, bu nedenle davanın 26 Kasım 2021'e ertelenmesine karar verildi.

1438 gündür Silivri Cezaevi'de tutuklu olan Osman Kavala dahil 52 kişinin yargılandığı Gezi davası bugün devam etti.

Çarşı grubu davasıyla birleştirildikten sonra görülen ilk duruşma sanık sayısının ve katılımın fazla olması nedeniyle 27. ACM salonuna alındı.

Duruşmayı, İngiltere, Hollanda, Danimarka, Fransa, İsviçre, Almanya Konsolosluklarından temsilciler, Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor ile HDP'li Vekiller Zeynel Özen, Züleyha Gülüm ve CHP'li Vekiller Ali Şeker, Sezgin Tanrıkulu takip etti. 

Duruşmayı birçok sivil toplum örgütü de takip etti. 

Kimlik tespitlerinin ardından Mahkeme Başkanı usul itirazı olup olmadığını sordu.  Çarşı davasının avukatlarından Ali Rıza Dizdar, Gezi ile Çarşı davalarının birleştirilme şeklinin usul hukukuna aykırı olduğunu söyledi. 

Dizdar’ın ardından Ömer Kavili söz aldı. Kavili “Yargı kültürünü yok ettiniz. Görmediğimiz belgelere karşı beyan talep ettiniz. Bu dava yargılama değil siyasi bir linç, siyasi bir intikam davasıdır. 27. ACM’nin kaçak hakimi, geldi, birleştirme kararını verdi ve bıraktı gitti. Bir hukuk enkazı bıraktı arkasında.  Mahkeme heyeti olarak sizden yargı kültürüne sahip çıkmanızı istiyorum. Birleştirme kararının hukuka aykırı olduğunu tespit etmenizi istiyorum” dedi.

Çarşı grubundan  Cem Yakışkan'ın avukatı Ersan Şen  iki davanın birleştirilmesinin hukuka aykırı olduğunu söyledi. Durumun 'bir hukuk garabeti' olduğunu söyleyen Şen ayrıca hukuka aykırı toplanan delillerin dosyadan çıkartılmasını istedi.

Avukat Yıldız İmrek, Gezi ve Çarşı davalarının Osman Kavala’yı hapiste tutabilmek için bozulduğunu söyledi.

Duruşma savcısı avukatların birleştirmeye yönelik taleplerinin reddine karar verilmesini istedi.

Ömer Kavili öğleden sonra devam eden duruşmada tekrar söz aldı. Savcının ara öncesinde verdiği tek cümlelik mütalaasını eleştiren Kavili, savcıların görev ve sorumluluklarını hatırlattı.

Uluslararası sözleşmeleri ve usul kanunlarını hatırlatan Kavili "Mahkemeniz dava dosyasının bir suretini avukatlara vermedi. Görmediğimiz delillerden yargılansak bile, şüpheli ve sanığın masumiyet karinesi vardır. Kanıtlamak iddia makamının işidir. Ama bizler mahkemeden evrak istiyoruz, o bile verilmiyor. Savcı ise bizim taleplerimizi tek bir cümleyle gerekçelendirme gereği bile duymadan reddini isteyip geçiştiriyor. Mahkemeniz bozma kararı için duruşma açması gerekiyordu, bunu da yapmadı. Yukarının baskısına direnemeyeceğinizi gösterdiniz" dedi.

Bir aranın ardından Mahkeme heyeti avukatların dosyaların ayrılması talebi dahil tüm taleplerini reddetti. Bunun üzerine Çarşı grubu avukatları duruşmadan çekilme kararı alarak salonu terk etti. Salonda bulunan seyirciler de avukatlara alkışlarla destek verdi. 

Mücella Yapıcı davayı geldiği bu haliyle, aklen, ahlaken kabul etmediğini belirttikten sonra "Gerçekten bu davayı bu kadar uzatarak Gezi'yi kriminalize edemezsiniz, Gezi onurumuzdur" diye konuştu.

Can Atalay, "Biz yokmuşuz gibi yargılama yapılıyor. Bu, 'savunmanızı verin' diye geçiştirilebilecek bir şey değil. Bu dosyada bizim açımızdan sorgu tamamlanmamıştır. Sorgu tamamlanmadan bu duruşmaya devam edilemez.Daha önce hiçbir bilgimiz olmayan bilgiler, bulgular dosyaya girdi. Mahkemenin bize makul bir süre vererek önce sorgumuzu tamamlaması gerekir. Gezinin kriminalize edilmesine izin vermeyeceğiz. Sorguya elverişli duruşma açmanız ve teamülen sorgumuzu tamamlamanız gerek" dedi. 

Çarşı grubu sanıklarından Hakan Tezel kürsüye gelerek tek cümlellik beyanda bulundu. Tezel "Cımbızla aradığınız suçu, cımbızla bulacaksınız" dedi.

Beyanların ardından mahkeme davadaki tek tutuklu Osman Kavala'ya söz verdi. SEGBİS'le duruşmaya bağlanan Kavala savunmasında şunları söyledi:

"Daha önce aralarında fiili ve hukuki bağlantı olmadığına karar verilen suçlamalar hiçbir yeni delil olmadan birleştirildi ve benimle ilgili davalar, gene hiçbir delile ve anlaşılır gerekçeye dayandırılmadan Çarşı davası ile birleştirildi."

"Benimle ilgili suçlamaların çarpıcı yanı, sadece herhangi bir delile dayanmıyor olmaları değildir. Bunlar mantık sınırlarını aşan komplo teorilerine dayandırılan fantastik nitelikte iddialardır."

"AYM Başkanı Zühtü Arslan'ın karşı oy yazısında ifade ettiği ve AİHM kararında da hükme bağlandığı gibi, bu malzemenin suç işlendiğine dair delil olma vasfı taşımadığı açıktır."

"Çarşı davasında suçlananlarla tanışıklığım, irtibatım olmadı. Onların da beni tanımıyor olmaları hayatın doğal akışına uygundur. 12 Temmuz'daki duruşma zaptından okudum, avukat Volkan Bahadır sanıklardan Y.D.'ye 'Osman Kavala'yı tanıyor musun?' diye sormuş, 'Hangi takımda oynuyor?' şeklinde cevap almış."

"Gezi protestolarında hâkim olan ortak nokta her sınıftan, yediden yetmişe herkesin yararlandığı bir parkı yok edecek, yasaya ve kamu yararına aykırı bir projenin antidemokratik yöntemlerle uygulanmasına gösterilen tepkidir."

"İddia makamının tahrif ettiği gerçek, Gezi protestolarına katılan milyonlarca insanın demokratik haklarını kullanmak için kendi özgür iradeleriyle hareket eden onurlu yurttaşlar olduklarıdır."

"Bana yöneltilmiş olan 15 Temmuz darbe girişimine katılmak suçlaması da daha sonra kurgulanmış olan casusluk suçlaması gibi delilden tamamen yoksun, çirkin bir iftiradır, haysiyetime yönelik bir suikasttir."

"Savcının azınlıklarla yapılan faaliyetleri casusluk suçunun delilleri olarak göstermesi, halkın ırk temelli tanımlandığı ve azınlıkların potansiyel suçlu olarak görüldüğü Nazi Almanyası'nda vatana ihanet yasasına dayandırılan keyfi casusluk suçlamalarını hatırlatmaktadır."

"Bu anlayışta Nasyonal Sosyalist bakış açısına göre suç işlediği ya da işleyecek olduğu düşünülen kişinin fiiline uygulanabilecek bir yasa yoksa, hangi yasanın temel aldığı fikir daha uygunsa o yasaya göre kişinin cezalandırılması yükümlülüğü getirilmişti."

"Yasaların Hitler'in iradesiyle somutlaşan Nasyonal Sosyalist anlayışa göre yorumlanması ve uygulanması zorunluydu. Ülkemizde böyle bir uygulamaya imkân verecek bir yasa ya da kural olmadığına göre, iddia makamının yasaların dışına çıkarak bir suçlama kurgulamış olmasının hiçbir dayanağı yoktur. Bu davranış kamu yetkisini ve yasaları kötüye kullanmak anlamına gelmektedir."

"Somut delil, varsayımlara dayalı olmadan somut olduğu anlaşılan delildir. Özgürlüklerin kısıtlanması, ancak bu tür delillerin tarafların ve dolayısıyla kamuoyunun önüne konması halinde, bu yükümlülük yerine getirildiğinde meşruluk kazanabilir."

"Bu özellikte olmayan birtakım bilgi, bulgu ve varsayımların somut delil olarak tanımlanmaları, özgürlüğün gasp edilmesine ve kamuoyuna yönelik dezenformasyona hizmet etmektedir."

"Sudan bahanelerle tutukluluğumun sürdürülmesi yargısız infazdır, algı yaratma çabasıdır, AİHM kararının etrafından dolanma girişimidir. Umarım, davaların birleştirilmesi, Türk yargısının karşı karşıya olduğu tehditlerin daha iyi anlaşılmasına vesile olur."

Kavala'nın avukatı Köksel Bayraktar "İddianameyi hazırlayan kişinin Adalet Bakanı yardımcısı olması konunun kanuni değil siyasi olduğunun göstergesidir. Yargı müvekkilime eziyet ediyor. Müvekkilim işkence altındadır" dedi.

Osman Kavala'nın ve avukatı Köksal Bayraktar'ın ardından duruşma savcı Edip Şahiner mütalaa verdi. Savcı Şahiner, Kavala'nın suçun vasıf ve mahiyeti nedeniyle tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.

Mahkeme Heyeti de "Hukuki durumda değişiklik olmaması" ve "kuvvetli suç şüphesi" nedeniyle Osman Kavala’nın tutukluluk hâlinin devamına, savunmaların hazırlanması için gelecek celseye kadar süre verilmesine, bu nedenle davanın 26 Kasım 2021 saat 10:00'a ertelenmesine karar verdi.

Kategoriler

Güncel