Gazeteci Metin Göktepe anıldı

Haber izlediği sırada polislerce gözaltına alınan ve dövülerek öldürülen Evrensel Gazetesi Muhabiri Metin Göktepe, katledilişinin 26. yılında, ailesi, çalışma arkadaşları ve meslektaşlarının katılımıyla anıldı.

İstanbul Esenler’de bulunan Kemer Mezarlığı'nda Göktepe'nin mezarı başında yapılan anmaya Metin Göktepe’nin ailesi, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Emek Partisi yöneticileri, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Berkin Elvan'ın ailesi, CHP yöneticileri, TİP İstanbul Milletvekili Gazeteci Ahmet Şık, İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri Zübeyde Hanım Mahalle Muhtarı Eyüp Bulut ve çok sayıda gazeteci katıldı.

Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat sözlerine hayatını kaybeden Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Güreli’yi anarak başladı. Polat, "Basın meslek örgütleri davanın başından beri sahip çıktılar ve Metin Göktepe davası aynı zamanda polislerin bir gazeteciyi öldürmekten ilk kez ceza aldığı bir dava oldu. Bunda genç gazeteciler başta olmak üzere basın meslek örgütlerinin çok önemli bir rolü var." dedi.

Polat, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye her ay enflasyon raporu gibi, basın üzerindeki hak ihlalleri raporlarının yayınlandığı ülkelerin başında geliyor. Ne yazık ki hala onlarca gazeteci cezaevinde hala onlarca gazeteci davası var ve az sayıda televizyon var iktidarın güdümünde olmayan. Her hafta onlara çeşitli gerekçelerle RTÜK cezaları veriliyor. Basın İlan Kurulu ablukası var, bir yalan iktidarı sürdürülmeye çalışılıyor. Burada halkın haber alma hakkı son derece önemli. Metin'in bıraktığı miras bugün gazetecilere ışık tutuyor. Çok sayıda gazeteci aslında Metin'e bakarak gazeteciliğe başladı. Bugün hala onun gerçeği ortaya çıkarma gayreti bize yol göstermeye devam ediyor. Ben Metin'in şahsında kaybettiğimiz bütün meslektaşlarımızı saygıyla anıyorum" 

TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, "Hala gazeteciler haber yaptıkları için yargılanıyor, tutuklanıyor. Darp ediliyorlar, gözaltına alınıyorlar ama vazgeçmiyorlar tıpkı Metin gibi. Haberin peşinde koşmaya devam ediyorlar. Metin bir ışık yaktı.  Bugün onun peşinde, yaktığı ışığın gösterdiği yolda binlerce gazeteci yürüyor." dedi.

Metin Göktepe’in gazeteci arkadaşlarından TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık “Bugün buradaysak Metin’in bize bıraktığı bir miras nedeniyledir. Eşitlik, özgürlük, barış, demokrasi kavgasına, mücadeleye devam etmek bizim için bıraktığı bir mirastı ve o kavga sürüyor.” diyerek sözlerine başladı.

Şık şöyle devam etti:“Çok korkunç günlerden geçiyoruz.  26 yılda değişen tek şey katillerin adının değişmesi, iktidarda farklı isimlerle yer alması. O günden bugüne hakikati boğmaya çalışanların varlığı sürüyor. O yüzden Türkiye’nin adı meslek örgütlerinin raporlarında dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olarak geçiyor. Bir yandan bu durum, çok karamsar olsa da bu kadar insanın hakikat anlatmaktaki ısrarının sonucudur. Mesleki faaliyetlerinden ötürü hakikat anlatıcılığı nedeniyle hapiste tutulan gazeteciler ve siyasetçiler başta olmak üzere, herkesin bir an önce özgürlüğüne kavuşması en büyük dileğim. Şunu herkes bilsin, Metin Göktepe katledildi ise biz sokağa çıkabilelim diye katledildi. Herkesin bu mirasa sahip çıkması gerekiyor.”

Metin Göktepe'nin kardeşi Meryem Göktepe de şunları söyledi:"Bugün yine Metin ile buluşmaya geldik. Metin ne yazık ki gerçeği örtbas etmek isteyenler tarafından gözaltına alınıp katledildi. Önce inkar ettiler. Ancak sadece gazeteciler değil, halk, sendikalar, sivil toplum kuruluşları ve başta annem;  katiller yargılanmadan bu davanın bitmeyeceğinin mesajını verdi.  İstediğimiz gibi sonuçlanmasa da ceza almış katilleri olan tek davaydı. Ancak bizim açımızdan cezasızlık bitmiş değil. O ortamı hazırlayan, kelle koparmaya geldim diyen Orhan Taşanlar başta olmak üzere Metin'in katledilmesinde bütün delilleri saklayan Eyüp İlçe Savcısı, İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, dönemin iktidarı, dolayısıyla bu davanın üstünü örtmek isteyen herkes cezasızlıkla ödüllendirildi. Bizim açımızdan bu davanın bitmiş değil. Verilen cezalar da hiç kolay olmadı.  İnsanların mücadelesiyle kazanılan bir dava oldu bugünde burada olmanız çok kıymetli. Hepinize annemden selam getirdim hepiniz iyi ki varsınız. Metini unutmayacağız, unutturmayacağız" 

Ne olmuştu?

Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe, 8 Ocak 1996’da, Ümraniye E Tipi Cezaevinde öldürülen tutuklular Orhan Özen ile Rıza Boybaş’ın cenaze törenini izlemek için Alibeyköy’e gitmiş, yüzlerce insanla birlikte gözaltına alınmıştı.

Eyüp Kapalı Spor Salonu'na götürülen Göktepe, burada polislerce  dövülmüş, aldığı darbeler sonucu hayatını kaybetmişti. Emniyet güçleri Metin Göktepe'nin  duvardan düştüğünü iddia etmişti.

Polisler hakkında açılan dava İstanbul'dan Aydın'a daha sonra da "güvenlik" gerekçesiyle Afyon'a taşınmıştı.

Dava 28 Eylül 2000'de karara bağlandı, beş polis memuruna "kastı aşan insan öldürmek" ve "faili belli olmayacak şekilde insan öldürmek" suçlarından yedişer yıl altışar ay hapis cezası verildi. Hüküm giyen polislerin cezalarını tamamlamalarına 19 Aralık 2000'de yürürlüğe giren Şartlı Tahliye ve Ceza Erteleme Yasası engel oldu.

Sadece bir polis memuru Yargıtay'ın kararı bozmasından sonra 20 ay hapis ve beş ay kamu hizmetlerden uzaklaştırma cezası aldı.

(Evrensel, Bianet)

Kategoriler

Güncel