Gaydz’ın 110 yıl önce çaktığı kıvılcım

Önceki hafta ‘Osmanlı’da Marksizm ve Sosyalizm’ kitabıyla ilgili olarak Doğan Çetinkaya ile konuşmuştuk. Bu sayımızda ise kitapta yer alan ‘Sosyal Demokrat Hınçak Partisi’nin İstanbul Öğrenci Birliği ve Dergisi Gaydz (1911-1914)’ başlıklı makalenin yazarı Yaşar Tolga Cora ile konuştuk. Doktorasını Chicago Üniversitesi Yakın Doğu Dilleri ve Medeniyetleri Bölümü’nden alan Yaşar Tolga Cora, çalışmalarında 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni toplumunun sosyal tarihine odaklanıyor.

Yazınızda belirttiğiniz gibi, Gaydz’ın (Kıvılcım) yayın tarihini iki döneme ayırmak mümkün. Mayıs 1911-Aralık 1912 tarihli ilk dönemde, SDHP’nin gençlik örgütü Öğrenci Birliği’nin üyelerinin “siyasi faaliyetlerden uzak duracağına” dair bir madde tüzüğünde yer alırken, 1912’nin sonunda yapılan yıllık kongrede bu madde “sınıf mücadelesine katılırlar” şeklinde değiştiriliyor. Bu değişim, Öğrenci Birliği’nin yayın organı Gaydz’ın içeriğine, yayın çizgisine ne şekilde yansıyor?

Gaydz’ın ilk döneminde vurgunun bilim ve felsefe akımlarının tanıtılması ve özellikle de bunların bilimsel sosyalizme bir arkaplan oluşturması üzerine olduğunu görüyoruz. Ama bu dönemde de siyasetin yokluğundan bahsedemeyiz, sonuçta Gaydz bir partinin, SDHP’nin, öğrenci örgütünün dergisi ya da daha doğru bir ifade ile dergi ve yayın kurulu öğrenci örgütü gibi davranıyor. Bu yüzden derginin hem kendi yayın politikasının varlığından bahsedebiliriz hem de bunun partinin siyasetiyle eşgüdümlü olduğu söyleyebiliriz. Mesela 1912 yılının ortalarında bir sayıda gençlere ‘bağımsız’ ya da ‘tarafsız’ öğrenci birliklerinden uzak durulması öğütleniyor. Ama ikinci dönem olarak adlandırabileceğimiz dönemle bu ilk dönem arasında önemli bir fark var, o da partinin görünürlüğüne ve dergiyi takip eden öğrencilerin parti faaliyetleri içinde olması gereken yerlere dair görüşler. Bu açıdan birinci dönemi bilimselliğin oluşması yani teori ve ikinci dönemi siyasi analizler ve sahaya inme yani pratik olarak kabaca ayırabiliriz. Kabaca dememin de iki sebebi var ama. Birincisi, ilk dönemde de yukarıda belirttiğim gibi tabii ki siyasete vurgu var. İkinci olarak da bu geçişleri anlamamız için bunları hem dönemin sosyalizm ve siyaset arasındaki ilişkileri hem de özel olarak Hınçak Partisi’nin teorik çerçevesi ve pratikleri içinde düşünmemiz gerekmesi. Mesela öğrenciler için ‘entelektüel proleterya’ kavramının kullanılmaya başlandığını görüyoruz. Bunun teoride de pratikte de yeri ve önemi var ya da olmalı. Böyle dönüşümleri anlamak için araştırmalara ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum, bu yüzden ihtiyatlı biçimde ‘kabaca’ demeyi daha uygun gördüm. 

Gaydz’da Ermeni toplumunun Osmanlı toplumundaki farklı etnik/dinsel unsurlarla ilişkilerine dair yazı ve haberlere rastlanıyor mu?
Dönemin Ermeni sosyalistlerinden bahsederken Ermeniler ve diğer topluluklar ayrımının çok ikircikli bir konu olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Bunu da şu şekilde özetleyebiliriz, sosyalist olsalar da Ermeniler, Ermeni olsalar da sosyalistler. Dolayısıyla günümüzden bakıldığında yer yer milliyetçiliğe de kayan (hatta Ermeni sosyalistleri arasındaki tartışmalarda en başta gelen konu olan) topluluğu koruma ve önceleme ihtiyacının varlığından söz edebiliriz. Ama en azından Meşrutiyet dönemi için bunun belli sınırları olduğunu ve çoğunlukla da dışlayıcı olmadığını, ama Ermeni toplumunu öncelediğini söyleyebiliriz. Bu yüzden Ermeni toplumunu koruma, sosyalistlerin tarif ettiği biçimiyle haklarını korumaya yönelik siyasetin yanında aynı zamanda sosyalist, sınıf temelli ve etnik gruplar üstü toplum hayalinin de aynı anda var olduğunu görüyoruz. Bu yüzden de Ermeni olmayan etnik gruplarla ilişkiler dergideki yazılara hem derginin yayın politikası hem partinin siyaseti bağlamında yansıyor. Sorunuza daha direk bir cevap olarak o dönemdeki Kürt ve İran öğrenci hareketlerine dair onaylayıcı – ki bunlar sosyalist değiller- haberler var iken, İttihat ve Terakki’nin siyasetini destekleyen öğrenci gruplarına karşı çıkıldığını görüyoruz. Ama dergide söz edilen yeknesak bir Kürt ya Türk bünyesinden ve onu olumlamak ya da reddetmekten de bahsetmek pek mümkün değil. Onun yerine diğer etnik gruplar öğrenci hareketliliği ve siyasi örgütlenme üzerinden yer yer karşımıza çıkıyorlar. Keza derginin Daşnakların öğrenci örgütlerinden de pek memnun olduğunu söyleyemeyiz.

Yazınızda da belirttiğiniz gibi, Gaydz’da sosyalizm ve Marksizm üzerine telif ve tercüme pek çok yazı yer alıyor. Sosyalizm içi o dönemki tartışmalar, örneğin II. Enternasyonal sonrasında yapılan tartışmalar, ‘sosyalizm-anarşizm’ gibi konular ne ölçüde yer buluyor?
Bu soruya cevap vermeden önce iki konuyu hatırlamamız gerekiyor. Bunlardan birincisi, birçok araştırmacının altığını çizdiği gibi, mesela yakın zamanda Houri Berberyan kitabında belirtiyor, yirminci yüzyıl başında Ermeni sosyalistlerin düşünce dünyaları ve teorik çerçeveleri oldukça eklektik. Bunda farklı coğrafyalarda, Rusya, İran ve Osmanlı İmparatorluklarında etkin olmalarının etkisi çok büyük. İkinci olarak da yayın yaptıkları dergilerin amacı teorik çerçeve sunmak kadar sosyalizmin evrelerini ve dönemdeki bilimsel akımları özellikle de materyalizm ile nasıl ilişkilere sahip olduğunu göstermek. Dolayısıyla bir yandan Avrupa sosyalizmi içindeki gelişmeleri takip ederlerken bir yandan da bu bilgi birikimini sunmaya, hatta kendilerine göre var olan bir bilgi açığını kapatmaya çalışıyorlar. Bilgi açığından kastım ise şu: İdeal bir sosyalist neler bilmelidir sorusuna cevap aradıklarını ve bu yanıta ulaşmaya çalıştıklarını, öğrencilere bunları vermeye çalıştıklarını söyleyebiliriz; keza ilk sayıdaki tanıtım makalesinde de bilime bir vurgu var. Sorunuzda anarşizme değinmeniz bu bakımdan ilginç oldu, çünkü güzel bir örnek. Dergide anarşizm üzerine az da olsa yazı var, bir tanesi Proudhon’dan ve bir tanesi de Plehanov’dan çeviri. Bunun da biraz önce belirttiğim entelektüel birikimi sağlama amacını gösterdiğini düşünüyorum. Derginin yayınlandığı dönemde Kautsky’i dolayısıyla da Orta Avrupa sosyalizmini yakından takip ettiğini ise rahatlıkla söyleyebiliriz. Ama demek istediğim biraz da bu; Alman Sosyalist Partisi’nin kongresinden haberler verirken, öte yandan tarihsel materyalizmin gelişimine yönelik makalelere de Thomas More’un ütopyasına dair makalelere de yer veriyor dergi. Sorunuzu biraz başka bir noktaya çekerek şunu da ilave edebilirim, dergide tartışılan en önemli konulardan biri Hınçaklar ile Daşnaklar arasındaki sosyalizm anlayışlarının farkları (tabii ki ikisi de kendi yolunu doğru görüyor) ve Ermeniler arasında tarihsel materyalizmin serencamı. Bunun bir önceki sorunuzla da biraz ilişkili olduğunu düşünebiliriz. Diğer etnik gruplar kadar ve belki de daha çok dergi Ermeniler arasındaki siyasi farklara eğiliyor. Bu da aslında dönemdeki siyasi yaşamın renkliliğini göstermesi açısından ilginç olduğu kadar, bu teorik tartışmaların partilerin pratikleriyle ve makro siyasetteki tutumlarıyla olan etkileşimini anlamak için de önemli. Sonuçta hem Daşnakların hem de Hınçakların sosyalist olmayan partilerle ittifakları bulunuyor. Şu anki sınırlı bilgim ışığında daha fazla araştırılması gereken bir konu olduğunu söyleyerek şunu da ekleyebilirim ki dergilerdeki teorik tartışmaların da bir sınırı var ya da en azından olmalı çünkü teorinin pratiğe dökülmesinde ülke şartları ve parti siyaseti gibi gerçekler var. 

Gaydz yayın hayatını 1914’e kadar sürdürüyor. 1915’e çok yakın bir tarihe kadar yayın hayatını sürdüren dergide, Osmanlı Ermeni toplumunun yakın geleceğine dair ne tür öngörüler, tespitler var? 
Dergide 1915'ten geriye dönük bir okuma yapabileceğimiz ve dolayısıyla bir yargıya varacağımız yazılar yok. Geleceğe yönelik yorumlar yerine o anı yorumlayan yazılara rastlıyoruz. Derginin elimizdeki son sayıları 1914 başından, o açıdan bakıldığında birçok şeyin, özellikle de reform meselesinin, havada durduğu, çok tartışıldığı bir dönem. Ama derginin Hınçak Partisi’nin yayını olduğunu göz önünde tutmamız ve bunun dönem siyasetinde nereye oturduğunu iyi anlamamız gerekiyor. Hınçaklar, o dönemdeki gelişmeleri iktidardaki İttihat ve Terakki ve onlarla ilişkide olan Daşnaklardan çok farklı yorumluyorlar. Aslında tabii ki sadece onlara karşı değil, Patrikhane'nin siyasetini ve artık güçlenmeye başlamış diasporayı da eleştiriyorlar. Çarpıcı bir örnek olarak 1913’te reform üzerine olan tartışmalar verilebilir: New York’tan Mısır’a bütün diasporayı ve Eçmiatzin Ermeni Katoligosluğunu da eleştirerek reformun Avrupa devletleri aracılığı ile empoze edilmesinin çok yanlış olduğunu söylüyorlar. Onlara göre Avrupa devletleri öncelikli olarak kendi çıkarlarını savunacaklar. Hınçaklar mücadeleyi, ki bunun tanımı yapılmıyor, sadece üretici sınıfın mücadelesi olacağı belirtiliyor, tek geçerli yol olarak sunuyorlar. Başka bir örnek de derginin son sayılarından, 1914’teki bir yazıdan verebilirim; yazı  Meclis-i Mebusan’ın 3. seçimleri hakkında. O dönemde Meclis’te Ermenilere belirli bir sayıda kota verilmesi ve bunun Patrikhane aracılığı ile olmasına dair tartışmalar var. Dergi sadece İttihatçı mebuslardan oluşacak meclisin zararlarına dikkat çekerken, Ermeni toplumu yöneticilerini de bunu kabul ettikleri için eleştiriyor. Önerisinin seçimlerin boykot edilmesi olduğunun altını çiziyor. 
Bununla beraber eğer siz bana ‘bunu bir kopuş olarak görebilir miyiz’ diye sorarsanız ‘evet bir kopuştur’ demek zor bence. Zira dergi hâlâ, siyasette iki kurucu prensipleri olduğunu söylüyor; bunlar yukarıda belirttiğim noktalar, yani Ermeni toplumunun varlığının korunması ve Osmanlı toplumunun parçası olarak demokratik ve meşruti rejim altında mücadele. Bunu İttihat ve Terakki’nin kontrolündeki bir mecliste gerçekleştirmenin imkânsız olduğunu gerekçe göstererek boykot istiyorlar. Dolayısıyla imparatorluğun tek parti ile yönetilmesinin Ermeniler için ortaya çıkaracağı sorunlar olduğu düşünülüyor ama kısa ve orta vadeli siyaseti analiz edip planlarlarken 1915’i öngördüklerini ya da en azından Hınçakların kendi eylem planlarına dair işaretlerin dergide olduğunu söylemem doğru olmaz.

Kategoriler

Dosya



Yazar Hakkında

1967 İstanbul doğumlu. Agos yazı işleri müdürü ve kitap eki Kirk'in editörü; güncel politika, dini akımlar, tarihle ilgili güncel tartışmalar ve yeni çıkan kitaplar hakkında haberler yapıyor.