Özel Okullar Yönetmeliği'ndeki değişiklik TBMM gündeminde: Ayrımcılık var

DEM Parti Mardin Milletvekili George Aslan Özel Okullar Yönetmeliği'nde yapılan değişiklik hakkında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e bir soru önrgesi yöneltti. Yönetmelikte "Milli ve manevi değerler" vurgusu yapılıyor ve özel okullarda Noel ve Paskalya kutlamaları yasaklanıyor. Aslan soru önergesinde "Farklı halklar ve inançlara yönelik ayrımcılık içeren yönetmelikteki söz konusu değişiklik iptal edilecek midir?" dedi. Yönetmelikle ilgili Agos'un konuştuğu azınlık okullarından yöneticiler "Bize ayrı bir yazı gelmedi, bizim okullarımızı kapsadığını düşünmüyoruz" dediler. Yönetmelik azınlık okullarını kapsasın ya kapsamasın ayrımcı öğeler içerdiği gerekçesiyle çeşitli çevrelerce eleştiriliyor.

Milletvekili George Aslan'ın Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in yanıtlaması talebiyle TBMM'ye ilettiği soru önergesi şöyle:

"Geçtiğimiz yılın Aralık ayında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından özel okullarda düzenlenecek sosyal etkinliklerle ilgili il milli eğitim müdürlüklerine gönderilen yazıda “Ülkemizin örf, adet ve geleneklerine uygun olarak düzenlenmesi, faaliyet ve konuşmaların öğrencilere milli kültürü tanıtması; millî kültür ve değerlerimizle uyumlu olmayan etkinliklere kurumlarda yer verilmemesi” talimatı verilmişti.

Yine Aralık 2023’te Nusaybin ilçe Milli Eğitim müdürü aracılığıyla Mardin İl Eğitim Müdürlüğü tarafından gönderilen ve Noel Bayramını kutlayanlara yönelik nefret ve tehdit içerikli bir mesaj okulların whatsapp gruplarında paylaşılmıştı.

Son olarak geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı özel okullar yönetmeliğinde değişiklik yapılarak “Kurumlarda Türk milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerine aykırı, öğrencilerin psikososyal gelişimine katkı sağlamayan etkinlik ve kutlamalar yapılmaz” ifadesi eklenmiş ve Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bu değişiklikle Türkiye’de yaşayan farklı etnik ve inançlar tarafından kutlanan Noel, Paskalya, Cadılar bayramı gibi dini ve kültürel bayramların okullarda kutlanması yasaklanmıştır.

Türkiye’nin çok kültürlü ve çok inançlı bir yapıya sahip olduğu dolayısıyla birçok özel okulun bünyesinde farklı dinlere mensup öğrencilerin de bulunduğu gerçeği ortadayken getirilen bu yasak hem öğrenciler hem de farklı halklar ve inançlar arasında ayrımcılığa ve yabancılaşmaya neden olacaktır.

Bu bağlamda;

1. Türkiye’de Hristiyan yurttaşlar tarafından kutlanan Noel ve Paskalya Bayramları “Türk milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerine” aykırı mıdır?

2. Yönetmelikte yer alan “Kurumlarda Türk milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerine aykırı...” ifadesindeki ‘Türk milleti’ne Türkiye’de yaşayan Hristiyanlar, Aleviler, Museviler ve Ezidiler dahil midir? Dahil ise söz konusu bayramlar neden yasaklanmaktadır?

3. Yeni yönetmelikle getirilen yasakçı uygulamalar Rum, Ermeni, Süryani ve Yahudi toplumlarına ait azınlık okullarını kapsamakta mıdır?

4. Farklı halklar ve inançlara yönelik ayrımcılık içeren yönetmelikteki söz konusu değişiklik iptal edilecek midir?

5. Bakanlığınız ve bağlı kurumlar tarafından farklı etnik ve inançlara ait değerlere yönelik yapılan ayrımcı ve nefret içerikli söylemlerin önlenmesi için herhangi bir çalışmanız var mıdır?"

"Azınlık okullarını kapsadığını düşünmüyoruz"

Noel ve Paskalya kutlamalarına ilişkin yasağın "özel okul" tabelasıyla faaliyet gösteren azınlık okullarını kapsayıp kapsamadığı konusunda bir ifade yok. Agos’a konuşan Ermeni okullarından okul kurucu temsilcileri,  Noel ve Paskalya kutlamalarını da kapsayan “milli ve kültürel değerlere aykırı” ibaresi ile ilgili olarak kendilerine ayrı bir resmi yazı gelmediğini,  dolayısıyla bu maddenin azınlık okullarını kapsamadığını düşündüklerini belirttiler. Kalfayan Okulu Kurucu Temsilcisi Tamar Karasu “Bize bu yönde bir evrak gelmedi, bizim okulları kapsadığını düşünmüyoruz” dedi. Fener Rum Lisesi Müdürü Dimitri Zotos da benzer yönde bir açıklama yaptı ve kendilerine bir yazı gelmediğini belirtti. Zotos bununla beraber yönetmelikte ortaokul ve lise binalarının ayrılması yönünde bir madde bulunduğunu, eğer bu açıdan bir tasarrufa gidilirse bunun kendilerini zorlayacağını söyledi.

Eğitim-Sen Genel Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri Evrim Gülez, değişiklik yapılan yönetmeliğe ilişkin Agos’a değerlendirmelerde bulundu.

Söz konusu maddenin başlıbaşına risk ve tehdit oluşturabileceğini belirten Gülez, “Şu an uygulamada olan öğretim programları, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununun 2. maddesinde ifade edilen ‘Türk Millî Eğitiminin Genel Amaçları’ ile ‘Türk Millî Eğitiminin Temel İlkeleri’ esas alınarak hazırlanmıştır. Yönetmelikteki  söz konusu madde, yukarıdaki yasada ifade edilen ‘Eğitim kurumları dil, ırk, cinsiyet ve din ayırımı gözetilmeksizin herkese açıktır. Eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz’ ilkesi açısından da sorunludur. Yapılan bu değişiklik bazı öğrencilerin kendi değerlerini yaşamalarının önünde bir engel oluşturabilecek özelliktedir.    
Eğitim sistemi değerleri kazandırma amacı çerçevesindeki işlevini, öğretim programlarını da kapsayan eğitim programıyla yerine getirir. Türkiye çok kültürlü bir yapıya sahiptir. Okullarda kazandırılması amaçlanan bilgi, beceri, tutum ve değerlere yön veren eğitim programlarının bu gerçekten bağımsız olarak oluşturulması ve uygulanması kabul edilemez. Her okulda farklı dil ve inanca sahip öğrenciler varken, onların bu değerlerinden bağımsız bir eğitim programının uygulanması öğrencilerin okula yabancılaşmasına ve inançlar arasında da ayırımcılığa neden olacaktır” dedi.

Gülez, yönetmelikte yer alan “Sosyal etkinlik ve gelişim merkezi” adında yeni bir kurum tanımına ilişkin de şöyle konuştu:

“Milli Eğitim Bakanlığı’nın gerek tek başına gerekse Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, dini vakıf ve derneklerle işbirliği halinde hayata geçirdiği proje ve protokoller çerçevesinde sosyal etkinlik projeleri yaptığı bilinmektedir. Söz konusu etkinlikler öğrencilerin ilgi ve yeteneklerinden çok, yönetmelik değişikliğinde ifade edilen ‘Türk milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerine aykırı, öğrencilerin psikososyal gelişimine katkı sağlamayan etkinlikler’ olarak karşımıza çıkmaktadır. ‘Sosyal etkinlik ve gelişim merkezi’ ibaresi ile söz konusu etkinliklerin mevzuata uygunluğunun tespit edilmesinin amaçlandığı söylenebilir.”

“Müdahale anlamını taşıyor”

Evrim Gülez ayrıca milletlerarası okullar için getirilen maddeyi de şu sözlerle değerlendirdi: “Düzenlemeyle Türk programı uygulayanlar hariç olmak üzere milletlerarası özel öğretim kurumlarının uyguladıkları öğretim programları ve bu programların uygulanmasında kullandıkları her türlü öğretim materyalinin Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından onaylanacak olması, milletlerarası özel öğretim kurumlarının kendi yerel değerlerinin MEB’in savunduğu ‘yerli ve milli değerler’ ile  çelişen kısımlarına müdahale edilmek istendiği anlamına gelmektedir.”

 

Kategoriler

Güncel


Yazar Hakkında