CHP’li Tanrıkulu: İmralı'da tecrit koşulları kaldırılmalı

Diyarbakır E Tipi cezaevinde açlık grevinde bulunan 11 kadın tutuklu ve hükümlüyü ziyaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, ölüm oruçlarına dönüşen cezaevlerindeki açlık grevlerinin, vicdanları sızlatacak bir duruma gelmeden önce sonlanması gerektiğini, bu konuda da kamuoyunun duyarlı olmasını istedi.

Açlık grevindeki tutukluların Öcalan'ın üzerindeki tecrite son verilmesiyle ilgili taleplerini değerlendiren Tanrıkulu, 'Hiç kimse 14 ay boyunca tecrit koşullarında bırakılamaz. Tecrit koşulları kaldırılmalı' dedi.

Cazaevi kapısı önünde basın açıklaması yapmasına karşı çıkan polis memuru ile tartışan Tanrıkulu, 'Sadece 2 dakika açıklama yapacağım' dedi. Polis memurunun, 'Efendim karşı tarafta yapabilir misiniz' uyarılarını dikkate almayan Tanrıkulu kapının önünde cezaevlerinde açlık grevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin durumun anlattı. Cezaevinde 11 kadın tutuklu ve hükümlünün 12 Eylül'den beri açlık grevinde bulunduğunu belirten Tanrıkulu, 'Milletvekili Selma Irmak ile görüştüm. Sağlık durumları hakkında bilgi almaya çalıştım. Dünden beri içerde 112 acil servis ambulansları bekliyor. Sağlık durumları genel olarak iyi, ancak göz kararması, tansiyon düşüklüğü gibi şikâyetleri olmuş' dedi.

İmralı’daki tecrit

Açlık grevindeki tutuklu ve hükümlülerin iki talebinden birinin İmralı’da bulunan Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve cezaevi koşullarının düzeltilmesiyle ile ana dilde eğitim hakının verilmesiyle ilgili taleplerini değerlendiren Tanrıkulu şunları söyledi, 'Bunlar siyasi talepler. Ana dil meselesi Meclis’te Anayasa Komisyonu’nda görüşülen meseleler. Bugünden yarına bir mesafe almayacak sorun. Ancak bir durum var. 2011 Temmuz ayından bu yana bir görüşme yapılamıyor İmralı’da. Görüşülen kişinin sıfatı, aldığı ceza ne olursa olsun hiç kimse 14 ay boyunca kendi iradesi olsa bile tecrit koşullarında bırakılamaz. Kendi iradesi olsa bile bırakılamaz. O koşulların ortadan kaldırılması lazım. Avrupa İşkence Önleme Komitesi’nin 1 Kasım da sanırım toplantısı var. Orada gündeme gelecek bu olaylar. Oradan bir eleştiri gelmeden bu tecrit koşullarının kaldırılması lazım. Görüşme olanaklarının yakınlarıyla, avukatlarıyla yapılması lazım. Bu insani bir meseledir. Tutulan kişi kim olursa olsun, sıfatı ne olursa olsun, aldığı ceza ne olursa olsun hukukun ve uluslararası hukukun güvencesi altında olmak zorundadır. Böyle olması gerekir. Ancak öyle anlaşılıyor ki bu tutulma koşulları İnsan Haklarına ve hukuka uygun değil. Bu kadar uzun süredir görüşme yapılmaması da bunun kanıtı.'

(Kaynak: DHA)

Kategoriler

Güncel Türkiye