OHANNES KILIÇDAĞI

Ohannes Kılıçdağı

MUHALEFET ŞERHİ

Yerel seçim üzerine notlar

Milletvekili seçimleriyle kıyaslama yaparken belediye seçimlerinde adayların aldıkları oylardan ziyade partilerin il genel meclisi seçimlerinde aldıkları oya bakmak daha sağlıklı olacaktır. Dolayısıyla ben de kıyaslama yaparken Pazar günkü yerel seçimlerde alınan il genel meclisi oylarına atıfta bulunacağım ve genel seçimler söz konusu olduğunda sadece yurtiçi oylarını baz alacağım ki kıyaslama daha anlamlı olsun.

Türkiye bir seçimi daha geride bıraktı. Daha on ay evvelki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde beklediği başarıyı yakalayamayarak umutsuzluğa, hatta yeise kapılan muhalefet, bu sefer özellikle CHP olmak üzere Türkiye çapında beklemediği bir başarı yakalayıp coşkunun zirvelerine çıktı. E Türkiye bu, adamı manik depresif yapar, kolay mı? 

İşin şakası bir yana, bu seçimin en bariz sonucu gerçekten de, 14 Mayıs 2023 genel seçimleriyle kıyaslandığında CHP’nin yükselişi ve AKP’nin düşüşü. Birkaç rakam vererek bunu gösterelim ama partilerin milletvekili seçimlerinde aldıkları oylarla belediye seçimlerden aldıkları oyları kıyaslarken belli bir temkini de elden bırakmamak gerektiğinin altını çizelim. Sonuçta belediye seçimlerinde başkan adayları partiye oy çekme veya tam tersine partiye oy kaybettirme anlamında milletvekili adaylarından daha etkili oluyorlar. Bu sebeple, milletvekili seçimleriyle kıyaslama yaparken belediye seçimlerinde adayların aldıkları oylardan ziyade partilerin il genel meclisi seçimlerinde aldıkları oya bakmak daha sağlıklı olacaktır. Dolayısıyla ben de kıyaslama yaparken Pazar günkü yerel seçimlerde alınan il genel meclisi oylarına atıfta bulunacağım ve genel seçimler söz konusu olduğunda sadece yurtiçi oylarını baz alacağım ki kıyaslama daha anlamlı olsun. 

Partilerin oy oranlarına geçmeden önce altı çizilmesi gereken bir iki husus var. Bunlardan biri katılım oranının düşmüş olması. Mayıs 2023 seçiminde katılım yaklaşık %90 iken son seçimde yaklaşık %78,5 oldu; bu azımsanacak bir düşüş değil. Sandığa gitmeyenlerin sayısı, geçen seçime göre 100 kişide 11 kişi daha artmış. Dikkat çekmek istediğim ikinci veriyi yani geçersiz oylardaki artışı bununla beraber düşünürsek, manzara daha anlamlı hâle geliyor. Mayıs 2023 seçiminde geçersiz oyların sayısı 1.365.867 iken bu seçimde 2.210.016’ya çıkmış. Bu, %2,52’den %4,57’e bir artış demek. Başka bir deyişle, geçersiz oylarda yaklaşık 844 binlik bir artış söz konusu. Türkiye halkı son on ay içinde özellikle daha sarsak hâle gelmediyse, bu artışın bir sebebi olmalı. Seçmen havuzu içinde küçük bir sayı olsa da bana öyle geliyor ki bu artış tesadüfi olamayacak kadar fazla. Yerel seçimlerde oy verme işlemi daha karmaşık olduğu için daha çok sayıda insanın kafası karışmış ve bu yüzden istemeden geçersiz oy verenlerin sayısı artmış olabilir; bu bir ihtimal. Akla gelen bir diğer ihtimal de belli bir seçmen kitlesinin protesto için geçersiz oy kullanmış olması. Sandığa gitmeyenlerle birlikte düşündüğümüzde ve AKP’nin oylarındaki düşüşü göz önüne aldığımızda bunun AKP seçmeni olma olasılığı yüksek.

Peki, AKP oyları ne kadar düştü? Mayıs 2023 seçiminde AKP %35,32’ye karşılık gelen 18.586.137 oy almış. Pazar günü yapılan yerel seçimlerde il genel meclisleri için verilen oylara baktığımızda AKP’nin oyunda 3.735.639’luk bir düşüş olduğunu görüyoruz (oran bazında düşüş %2,9). Buna mukabil, CHP oyunu 13.374.463’ten 15.791.979’a çıkarmış ki oran olarak da kabaca %9,5’lik bir artışa denk geliyor bu. Bu, hele on ay gibi bir sürede olduğu düşünüldüğünde, çarpıcı bir artış. Peki, son on ayda ne değişti de oy dağılımında bu kadar büyük bir değişim yaşandı? Bunu tek bir faktörle açıklamak zor olsa da yorumlarda ekonomik sorunlar ve geçim sıkıntısı öne çıkıyor. Vatandaşın geçim sıkıntısının her seçimde olduğu gibi bu seçimde de önemli bir rol oynamış olması gayet doğaldır. Fakat, bu gerekçeyi ileri sürenler zımnen şunu da söylemiş ve kabul etmiş oluyorlar: Demek ki on ay evvel ekonomik koşullar ve halkın geçim sıkıntısı iktidarın oyunu düşürecek kadar derin değilmiş, son on ayda bu raddede kötüleşmiş. Nitekim, Mayıs 2023 seçimlerinden sonra Utku Balaban’la yaptığımız söyleşilerde AKP’nin düşük faiz - yüksek istihdam diye özetlenebilecek ekonomi politikalarının, sanıldığının aksine tabanını konsolide etmeye yaradığını konuşmuştuk. Şimdi son ayda bu açıdan ne değiştiğine ve bunun on ay gibi bir sürede ne sonuç verdiğine bakmak gerekiyor ki anlamlı bir açıklama ortaya konabilsin.

CHP’nin yanı sıra oylarını çarpıcı biçimde artıran bir başka parti de oğul Erbakan’ın liderliğindeki Yeniden Refah Partisi. Geçen seneki seçimlerde %2,86’ya denk gelen 1.505.736’lık oylarını bu seçimde %6,96’ya denk gelen 3.190.511’e çıkarmışlar, yani iki kattan fazla artırmışlar. AKP’den kopan seçmenin bir kısmının buraya gittiğini tahmin etmek zor değil. (Neden daha aktif görünen Saadet Partisi’ne değil de YRP’ye gittiği, üzerinde durulması gereken, ayrı bir soru.) Fakat ilginç olan şu ki YRP geçen seneye göre oylarını İstanbul’da artıramamış. Hatta aday bazında yuvarlak hesap 110 binlik, il genel meclisi bazında da 8 binlik bir düşüş var. Demek ki YRP’nin yükselişi Anadolu kaynaklı. Ayrıca şunun da altı çizilmeli ki YRP İBB adayının aldığı oy, İstanbul il genel meclisi için YRP’ye verilen oydan 100 bin oy daha az. Yani, il genel meclisi için YRP’ye oy veren bazı seçmenler İBB Başkanlığı için oyunu YRP adayına değil başka bir adaya vermiş. Kime vermiştir dersiniz? 

Sonuçlar üzerine daha çok konuşulur ama bu yazıda düşmek istediğim son not, DEM Parti’nin İBB Başkanlığı için aday çıkarması hakkında. Seçim sonuçları, DEM Parti’nin İstanbul’da aday çıkarmasının parti adına stratejik anlamda doğru bir karar olmadığını gösterdi. Tabanın eğilimi okunamadığı için partiyi İstanbul’da olduğundan çok daha küçük gösteren bir sonuç çıktı. Başak Demirtaş aday olsaydı bir şey değişir miydi? Bu soruya verilecek olası cevaplar, benim birazdan vereceğim de dâhil, ne doğrulanabilir ne de yanlışlanabilir. Bence, tarihsel olarak DEM Parti çizgisindeki seçmenin makro siyaseti okuma yetisi o kadar gelişkin ki Başak Demirtaş’ın adaylığı da dramatik bir fark yaratmazdı. CHP gelecekteki genel seçimlerde İstanbul için matematiksel hesabını bu seçimlerde DEM Parti seçmeninden gelen oyları cepte sayarak yaparsa hata etmiş olur.