'Mevsimlik tarım işçileri' risk altında

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ile Harran Üniversitesi’nin ortaklaşa yaptığı ‘Mevsimlik Tarım İşçilerinin ve Ailelerinin İhtiyaçlarının Belirlenmesi Araştırması’nda işçilerin içinde bulunduğu risk durumunu gözler önüne seriyor.

 

3 milyonu aşkın mevsimlik tarım işçilerinin eğitim, sağlık ve iş bilinci konusundaki durumlarını inceleyen araştırma; bu grubun barınma, gıda, ulaşım imkanları ve üreme sağlığı hizmetleri başta olmak üzere temel sağlık hizmetlerine erişim ile tarımdaki mesleki riskler açısından dezavantajlı durumda olduğunu gözler önüne seriyor. Araştırmada, üreme çağındaki kadınların dörtte üçünün okula gitmediği, anne ölüm oranının Türkiye ortalamasının 10 katı olduğu, her iki evlilikten birinin akraba evliliği olduğu ve her üç kadından biri ile yaklaşık her beş erkekten birinin sağlıklarını 'kötü' olarak değerlendirdiği gibi sonuçlar dikkat çekiyor.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ile Harran Üniversitesi işbirliği ile mevsimlik tarım işgücü göçünün özelliklerinin belirlenmesi ve bu grubun sağlığını geliştirmeye yönelik çalışmalara yol göstermesi amacıyla ‘Mevsimlik Tarım İşçilerinin ve Ailelerinin İhtiyaçlarının Belirlenmesi Araştırması’nı yürüttü.

Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’nın, Şanlıurfa ve Adıyaman il merkezlerinde bin 21 hanede araştırma yaptı.

Özel risk grubunda yer alıyorlar 

Önemli noktalara dikkat çekilen raporda, yapılan araştırmaların toplumların yaşam biçimi ve çalışma koşullarının sağlık düzeyini belirleyen en önemli faktörler olduğunu gösterdiğine işaret ediliyor. Tarımsal üretimin yaygın olduğu ülkelerde kaza, yaralanma, hastalık ve erken ölümler açısından kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve mevsimlik tarım işçilerinin özel risk grubu olarak tanımlandığına vurgu yapılıyor.

Yine raporda sürdürülebilir tarımsal üretimin kalbi olarak tanımlanan mevsimlik tarım işçilerinin, dünyada 1,1 milyar tarım iş gücünün yaklaşık 450 milyonunu, Türkiye’de ise 25 milyon istihdam edilen iş gücünün yüzde 26’sını tarım iş gücü  oluşturduğu kaydediliyor.

Raporda ayrıca son yıllarda sağlık ve sosyal sorunlara yönelik bilimsel çalışmaların arttığı ifade ediliyor.

Rapordan ayrıtılar:             

*Mevsimlik tarım işçileri ve aile üyelerinin yüzde 40'ı 14 yaş ve altındadır. Adrese Dayalı Kayıt Sisteminde çoğunluğu bebek ve üreme çağındaki kadınlar olmak üzere yüzde 10'unun nüfus kaydı yoktur.

*15 yaş üzeri her iki kadından biri ve her dört erkekten biri ilköğretim 1. Kademeyi bitirmemiştir. Her beş aileden üçü yoksulluk sınırının altındadır.

* Çalışma alanlarında temiz-içme kullanma suyuna erişim yüzde 33'tür. Atıklar açık alanlardadır.

*Ailelerin yüzde 80'i tek göz çadırda yaşamakta ve aynı yerde uyumaktadır.

*En çok tüketilen gıdalar ekmek, çay ve tahıl ürünleridir.

*Uzun çalışma saatleri, banyo-tuvalet olmayışı, tarlada çalışırken sağlık hizmetlerine erişememe en sık belirtilen sorunlardır.

 *Yarısından fazlasının son bir yıl içerisinde hastalık öyküsü vardır. En sık karşılaşılan hastalıklar solunum sistemi hastalıkları, kas-iskelet sistemi hastalıkları, nörolojik bozukluklar, sindirim sistemi hastalıkları ve hipertansiyondur.

*Tarlada hastalandığında her dört kişiden biri sağlık hizmetine başvurmamaktadır.

*Sadece her dört bebekten biri aile hekiminde bebek olarak görülüp izlemleri yapılmaktadır.

* Her üç kadından biri, yaklaşık her beş erkekten biri sağlıklarını 'kötü' olarak değerlendirmiştir.

*Her on kadından üçü, her on erkekten biri 18 yaşından önce gebe kalmayı onaylamaktadır.

*Evli kadınların herhangi bir gebeliği önleyici yöntem duyma oranı yüzde 93,8 iken bu oran erkeklerde yaklaşık yüzde 84'dür. Her üç evli kadından sadece biri modern ve etkili gebeliği önleyici yöntem kullanmaktadır.

*Kadınların yaklaşık yüzde 57'si ve erkeklerin yüzde 18'i 18 yaşını tamamlamadan önce evlenmiş ve gebe kalmıştır. Toplam doğurganlık hızı 4,94'tür,

*Kadınların yüzde 47'si en az bir kez düşük, yüzde 20'si en az bir kez ölü doğum yapmıştır.

*Her dört kadından biri doğum öncesi hiç bakım almamış ve sağlık kuruluşunda doğum yapmamıştır.

*Engellilik sıklığı yaklaşık yüzde 14'dür.

*Gebelik sırasında kanama, kansızlık ve yüksek tansiyon; doğumdan sonra psikoloji sorunlar, kanama ve ateş en çok bildirilen durumlardır.

*Kadınların yaklaşık yüzde 55'i hayatının herhangi bir döneminde fiziksel, duygusal, ekonomik ya da cinsel şiddete uğramıştır.

*Kadınların yüzde 30'u okula gitmek istediği halde gönderilmemiştir. 15 yaş üzeri kadınların yüzde 58'i sağlık hizmetine bir başkasından izin almadan başvuramamaktadır.

 

(Mevlüt Günay / CİHAN)

Kategoriler

Güncel Türkiye