Malatya’daki Zirve Yayınevi cinayetleri davasında, örgüt yöneticisi sıfatıyla müebbet hapis istemiyle yargılanan emekli orgeneral Hurşit Tolon, Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi'nin (TUSHAD) varlığını inkar etti. Tolon, kendisinin de bu kurumun yöneticisi olduğu iddialarının, eşine bilimkurgu filmlerinde rastlanabilecek bir senaryo olduğunu savundu.
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Zirve Yayınevi davasının 47. duruşması, ek iddianamede 'Terör örgütü kurmak' suçuyla bir numaralı sanık olarak yargılanan emekli orgeneral Hurşit Tolon’un savunması ile başladı. Tolon, ‘Ergenekon’ isimli örgütün, 5 yılda ortaya çıkarılmadığını ve böyle bir örgütün de olmadığını savundu. Kendisine iftira atıldığını ileri süren Tolon, katliam günü İnönü Üniversitesi’nde konferansa katıldığı için bugün mahkeme karşısında olduğunu belirtti. Zirve Yayınevi davasında hazırlanan ek iddianamede yer alan hiçbir sanığı tanımadığını savunan Tolon, hiçbir şekilde şüphelilerle bir bağlantısının olmadığını ve olmayacağını söyledi.
Ek iddianamede yer alan 'Türkiye Ulusal Strateji ve Harekât Dairesi (TUSHAD)' ile ilgili iddiaların da doğru olmadığını savunan Tolon, böyle bir kuruluşun hiçbir zaman var olmadığını ileri sürdü. Gizli tanık İlker Çınar’ın iftiraları ile yargılandığını iddia eden Tolon, bahsi geçen gizli tanığın, TSK’da görevdeyken alkollü görev yaptığı için ceza aldığını ve disiplinsiz olduğu gerekçesiyle de sözleşmesinin feshedildiğini iddia etti.
Davada, kendisi üzerinden Genelkurmay Başkanlığı ile Özel Kuvvetler Komutanlığı'na suçlamalar yöneltildiğini ileri süren Tolon, “Türk Silahlı Kuvvetleri karalama, yıpratılma ve itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.” dedi. Uğradığı hakaret, zulüm ve iftiraları hiçbir şekilde hak etmediğini söyleyen Tolon, iddianamedeki iddialara cevap vermek için duruşmaya geldiğini savundu. Tolon, savunmasını şöyle sürdürdü:
“Biliyorum ki en yakıcı yara haksızlık yarasıdır. Bu iddianame içeriği itibariyle iftiranameye dönüşmüştür. Düzmece olan belgeler neticesinde asılsız iddialara maruz kaldığım için derin bir üzüntü içerisindeyim. Ben savunma yapmaya değil, kişilik haklarımı korumaya, gasp edilen bireysel haklarımı geri almaya geldim. TUSHAD isimli bir kuruluş hiç kurulmadı, bu, İlker Çınar'ın hayali bir senaryosu, Genelkurmay Başkanlığı da böyle bir kuruluş olmadığını açıklamıştı. Ayrıca, bir kuruluşun 14 yıl kimsenin haberi olmadan bir kişi tarafından yönetilmesinin imkânı olmaz. İlker Çınar'ın soyut iddiası dışında TUSHAD ile ilgili hiçbir kanıt bulunmuyor.”
Uzun süre Genelkurmay Başkanlığı'nda genel sekreterlik görevi yürüttüğünü ifade eden Tolon, karargâhta böyle bir görev çerçevesinde iddia edilen birimin yönetilmesinin de imkansız olduğunu iddia etti. Tolon, TUSHAD'ın varlığı ve kendisinin bu birimin yöneticisi olduğu yönündeki suçlamaların, eşine bilimkurgu filmlerinde rastlanabilecek bir senaryo olduğunu savundu.
Tutuklu sanıklardan Varol Bülent Aral da mahkemede söz alarak, cezaevindeki işkencelere maruz kaldığını ileri sürüp, 15 gündür açlık grevinde olduğunu ve yerinin değiştirilmesini talep etti. Daha sonra duruşmaya öğren arası verildi.
Davada, hem tanık hem de sanık sıfatıyla ifade veren İlker Çınar, TUSHAD’ın, TSK içinde kurulan gizli bir yapı olduğunu, 1993 yılında oluşturulan yapının bizzat Ahmet Hurşit Tolon tarafından kurulduğunu savunmuştu. Kendisinin de resmi görevi feshedilmiş gibi gösterilerek TUSHAD bünyesindeki beyaz kuvvetlere katıldığını anlatan Çınar, azınlıklara ve Hristiyanlara yönelik menfur eylemlerin arkasında bu yapının olduğunu ileri sürmüştü. İlker Çınar, TUSHAD'ın devlet içine sızmış gizli bir yapı olduğunu savunarak, 'İnsanlar bu yapı içindeki şahısları normal resmi görevleri ve sıfatları ile bilirler. Sadece bilmesi gereken kişiler ve irtibatlı olanlar bilirler. 2008 yılında Bülent Arınç'a yönelik yapılan eylemden sonra TUSHAD tarafından sivil yapılanmaya dağılma yönünde emir ve yazılar gelmiştir. Oysa bu yapı dağılmamıştır, halen aktiftir.” demişti.
Duruşmayı, Tolon’un eşi Ayla Tolon, oğlu Tolga Tolon ve bazı yakınları da takip ediyor.
