Uludere'de heron görüntüleri ve bombardıman emri

Uludere katliamı ile ilgili, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na ulaşan 4 saatlik Heron kayıtları olaydaki ihmal ve/veya kasıtla ilgili şüpheleri arttırıyor. Bombardıman emrinin neye dayandığı, Genelkurmay ve hükümet arasında iletişim olup olmadığı soruları geçerliliklerini koruyor.

Uludere'de (Roboski) 34 vatandaşın hayatını kaybettiği bombardımanla ilgili düğümü çözmesi beklenen 4 saatlik Heron görüntüsü, 23 Ocak itibariyle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na teslim edildi. Ancak görüntülerin olaydaki hatalara dair daha fazla soruya neden açtığı belirtiliyor.

Top atışıyla uyarı

Alınan bilgilere göre görüntülerdeki grup, işaret fişeği ve top atışlarıyla önce 'uyarılıyor'. Ancak grubun buna rağmen istifini bozmadan tek sıra halinde yürüyüşe devam etmesi, uzmanlara göre onların 'terörist olmadığının' kanıtı. Bununla birlikte Genelkurmay'ın kime ve neye dayanarak bombardımana onay verdiği, bu bilgiyi kimin geçtiği ve tüm bu iletişimin hükümetin bilgisi dahilinde gerçekleşip gerçekleşmediği soruları geçerliliğini koruyor.

Öte yandan yetkililer, minibüslerin yanı sıra aydınlatma fişekleri ve uyarı amaçlı top atışlarına rağmen grubun tek sıra halinde yoluna devam etmesini de anlamlı buluyor. Bu tavır, 'terörist olduklarının' değil, tam tersine 'olmadıklarının' göstergesi olarak değerlendiriliyor. Zira, terörist grubun, böyle bir uyarı atışı sonrası hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etmeyeceği; kaçmaya ve gizlenmeye çalışacağı üzerinde duruluyor.

Genelkurmay'da bombardıman emri kimden?

Zaman'ın haberine göre gerek İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı ön rapor, gerekse Genelkurmay'dan gelen bilgiler soruşturmanın seyrinin değişeceğini gösteriyor. Genelkurmay kaynaklarından alınan bilgilere göre ise topçu atışının ardından Karargâh'a bazı bilgiler intikal etti. Hava harekâtının başlamasının daha uygun olacağı belirtilince, Genelkurmay bombardımana onay verdi. Ancak bu bilgilerin kim tarafından iletildiği, 'bombalayın' emrini kimin verdiği ve planın hükümetle paylaşılıp paylaşılmadığı hâlâ meçhul.

Görüntülerde sivil araçlar var

Genelkurmay Başkanlığı'nın hazırladığı bilgi notuna göre, görüntülerde hareket halindeki 5 ayrı araç dikkat çekiyor. Köylüler, bu araçlardan aldıkları malzemeleri katırlara yükleyerek yola koyuluyor. Ancak bilgi notunda herhangi bir yorum yapılmıyor. Görüntüleri izleyen güvenlik yetkililerine göreyse, araçlar oradaki insanların 'terörist' olmadığını ortaya koyuyor. Bugüne kadar hiçbir terörist grubun minibüslerle sınıra gelmediğine vurgu yapılıyor. Bu değerlendirmelerin, İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı raporlara da gireceği belirtiliyor. Alınan bilgilere göre, soruşturma giderek genişleyecek ve yukarılara kadar ulaşacak.

Sınıra çok az kalmıştı

Genelkurmay verilerine göre, Diyarbakır'dan havalanan F 16'lar, 1 saat 15 dakikalık zaman zarfında toplam 5 ayrı bombardıman gerçekleştirdi. Saldırı, köylülerden bazılarını, hemen sınır taşının dibinde yakaladı. İçişleri raporuna yansıyacağı öğrenilen bir diğer ilginç ayrıntı da bu noktayla ilgili. Çünkü yine bilgi notuna göre, grubun sınırdan içeri girmesi halinde hava harekâtı yapılmayacağı kararı var. Yani gruptan bazı kişiler 100 metre daha yürümüş olsa bombardımana maruz kalmayacak ve bugün hayatta olacaktı. Bu durumda neden bir miktar daha beklenmediği soru işareti.

Şırnak Valiliği'nin talebi sonrası Gülyazı Sınır Alay Komutan Vekili Albay Hüseyin Onur Güney görevinden alınmıştı. Fakat Güney'in ihmal zincirinin en altındaki isim olması nedeniyle soruşturmanın bundan sonraki gelişimine göre görevden almalarının artabileceği yönünde. Örneğin Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral İlhan Bölük'ün yetkilileri yanılttığı ileri sürülüyor. Bölük'ün, olayın hemen ardından Şırnak Valisi Vahdettin Özkan ve ona bağlı yetkililere, 'Bizim bilgimiz yok' dediği aktarılıyor. Ancak daha sonra her şeyden haberdar olduğunun ortaya çıktığı iddia ediliyor.

Grubun sivil olduğu apaçık belliyken Genelkurmay'ın bombardıman emrini niçin verdiği, hükümetin süreçte nerde olduğu, ve köylülerin sınıra kadar gelmiş olmasına rağmen hava harekatında niçin ısrar edildiği soruları ağırlığını koruyor.

vE

(ZAMAN)