Birsen Tezer’den dingin bir müzikalite

Bazı müzisyenler ön sıralarda yer almayan, yolunu müziğinin haricinde sessizce açan ve neredeyse mahçup bir çabayla gerçekleştirir. Birsen Tezer de, işte bu derinlerden gelen müzisyenler arasında. Onun yeni albümü İkinci Cihan’ı da size bu mütevazi müzikalitenin sıcaklığı ile buluşturacaktır. Sertan Şentürk yazdı...

Sertan Sentürk
sertansenturk@gmail.com

“Popüler” müziğin iki yüzü vardır. Bunlardan ikincisini ön sıralarda yer almayan, yolunu müziğinin haricinde sessizce açan ve bunu idealist ama neredeyse mahçup bir çabayla gerçekleştiren (ve bu şekilde bu üst-türün ne kadar yanlış nitelendiğini gösteren) müzisyenler oluşturur. Birsen Tezer de, işte bu derinlerden gelen müzisyenler arasında. Kendisine çoktan uçsuz bucaksız bir azınlık elde etmiş şarkıcı, Tezer’in dört yıllık bir aradan sonra çıkardığı albümü İkinci Cihan ile bizlere dingin derinliklerini yeniden bahşediyor.

İkinci Cihan, caz etkisindeki mavi notaların, geleneksel motifler ve Birsen Tezer’in zarif vokalleriyle kendinden emin ve acelesiz bir tavır içerisinde buluştuğu bir çalışma. Bu açıdan albüm, sanatçının ilk albümü Cihan’la aynı çizgide devam etmekte. Bununla birlikte İkinci Cihan’ın öncülüne göre ince doku farklılıklarına sahip olduğunu belirtmeliyiz. Sanat musikisinin önemli bestecilerinden Avni Anıl’ın Aşk Bu Değil şarkısı ile başlayan Cihan’ın görece geleneksel duruşuna karşı, İkinci Cihan’da mavi notalar daha önde bir rol üstlenmiş. Bu seçimi, Birsen Tezer’in ilk albümünün belirgin elemanlarından biri olan kanunu yeni albümünde tercih etmemesinde görebiliyoruz. Öte yandan nağmelerin Erkan Oğur’un kopuzları, perdesiz gitarları ve Birsen Tezer’in eğitimli vokallerinde devam ettiğini atlamamalıyız.

İlk albümde Birsen Tezer’in sesini çoğunlukla Bülent Ortaçgil, Erkan Oğur, İlhan Şeşen gibi müzisyenlerin parçalarından geçerken dinlemiştik. Bu albümde de bu gelenek bozulmuyor. Bunun ötesinde bu projede Bülent Ortaçgil, Erkan Oğur ve İlhan Şeşen’in müzisyen olarak da katkıda bulunduğunu görüyoruz. Gelelim albümün amiral gemisine: Derin Bayhan davulda, Emre Tankal elektrik gitarda, Gürol Ağırbaş baslarda ve Tunç Öndemir akustik gitarda, İkinci Cihan’ın devam ettirdiği en önemli ayrıntıyı ortaya koyuyorlar. Tutarlı, derinlikli ve dopdolu bir müzik. Havada asılı kalan akorlardan ve Derin Bayhan’ın ustaca vuruşlarına, albümün her saniyesi itina ile işlenmiş bir müzik deneyimi olarak karşımıza çıkıyor. Bunun da dışında Akın Eldes, Sibel Köse, Tarık Aslan, Birol Ağırbaş ve Özer Arkun ile tamamlanan harika müzikalite de işin cabası. Birsen Tezer’in şahane vokalleri hakkında ise hayranlıktan öte söylenecek bir söz bulamıyorum.

İkinci Cihan’da ise dokuz şarkının beşi Birsen Tezer imzalı. Birsen Tezer’in bu parçaları canlı kılan söz ve müzikleri ile Emre Tankal ve Tunç Öndemir’in incelikle yaptığı düzenlemelerin albüme asıl ruhunu verdiğini söylemek yanlış olmaz. Kişisel olarak en beğendim iki parça Arı Maya ve Kusura Bakma. Arı Maya, Birsen Tezer’in vurucu sözleri ile Emre Tankal’ın gitarının oldukça enfes bir “groove” yakaladığı bir taşlama. Kusura Bakma ise bizleri her an boğmaya, parçalamaya ve yakmaya hazır gündeliklerden zamansızca ve sakince kaçma arzusu.

Bazı müzisyenler sürmanşetlik olmazlar. Zaten onlar için “müzik mi şöhreti getirir, yoksa şöhret mi müziğin duyulmasını sağlar” sorusu anlamsızdır. Denklem sadece müzikten oluşur; ve müzik sadece yapılmalıdır. Birsen Tezer’in İkinci Cihan’ı da sizi kahramanvari bir parlaklık yerine bu mütevazi müzikalitenin sıcaklığı ile buluşturacaktır.

Kategoriler

Şapgir

Etiketler

Müsik