Aliyev’den uçuş izni çıkmadı

Van-Yerevan arasında 3 Nisan’da başlaması beklenen uçak seferleri, Türkiye tarafından iptal edildi. Eğer ‘gizli el’ son dakikada duruma el koymasaydı, haftada iki kez Van-Yerevan uçak seferi yapılacaktı. Van Valiliği başta olmak üzere yöredeki tüm kurumları ve halk tarafından desteklenen uçak seferleri, özellikle 2011 depreminden sonra zor günler yaşayan yöre için önemli bir turizm potansiyeli taşıyordu.

 Uçak seferlerini planlayan BoraJet firması yetkililerinin ağzını bıçak açmıyor. Türkiye Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü de iptal gerekçesi konusunda tüm ısrarlarımıza rağmen açıklama yapmaktan kaçındı. Azerbaycan yetkilileri ise “Seferler çok kârlı olmayacağı için iptal edildi” türünden temelsiz açıklamalar yapıyor.  

 Van-Yerevan uçak seferlerinin iptal kararıyla Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi yolunda atılabilecek bir adım daha Aliyev yönetiminin baskısı sonucu başlamadan sona erdi. Bir başka deyişle, Kafkasya barışı için anlamlı olabilecek bir gelişme, ‘enerji kozu’na kurban edildi. ‘Komşularla sıfır sorun’ şiarını dilinden düşürmeyen Ankara diplomasisi ise, Bakü yönetiminin baskısına boyun eğmesinin üstünü içi boş açıklamalarla örtmeye çalışıyor. Ancak, kolayca üstü örtülemeyecek bir gerçek hepimize hınzırca ey sallıyor: İlham Aliyev’in onayı olmaksızın, Türkiye, Kafkasya politikasında parmağını bile kıpırdatamıyor. İsrail’e ‘özür diletmekle’ övünen bir dış politika için son derece hazin bir manzara.

Bakü’nün fendi Ankara’yı yine yendi

Azerbaycan devletini elinde tutan Aliyev rejiminin Türkiye üzerindeki nüfuzunun ve lobi faaliyetlerinin 2015 öncesinde giderek boğucu ve tehlikeli bir hal alacağını daha önce de öngörmüştük. Van-Yerevan arasında yapılması planlanan, izinleri alınan, hatta biletleri satışa dahi çıkan uçak seferlerinin iptal edilmesi, Türkiye üzerindeki Azerbaycan baskısının son örneği oldu.

Dağlık Karabağ nedeniyle Ermenistan’la 20 yılı aşkın süredir büyük bir sorun yaşayan Azerbaycan devleti, Türkiye’nin Ermenistan’la ilişki kurma yönündeki her adımına karşı çıkıyor ve itirazlarının karşılığını da her seferinde alıyor.

Bu itiraz irili ufaklı her meselede tekrarlanıyor. Gün geliyor iki ülke arasında imzalanan protokollere karşı çıkıyor Azerbaycan; gün geliyor Cumhurbaşkanı Gül’ün Ermenistanlı muhatabı Sarkisyan’ın seçim başarısını tebriğini kınıyor; gün geliyor İstanbul’da yayımlanan Türkçe-Ermenice bir gazetenin, yani Agos’un Türk Hava Yolları tarafından yolcularına sunulmasına muhalefet ediyor.

Azerbaycan’ın çıkarlarının katı milliyetçi bir perspektifle savunulması anlamına gelen bu politikanın son kurbanı ise Van-Yerevan arasında başlatılmak istenen uçak seferleri oldu.

Azerbaycan’dan aldığı doğalgaza bağımlı olan Türkiye, Bakü’nün Ankara üzerindeki bu vesayetine ses çıkaramıyor. Ses çıkaramıyor, ama bu sessizlik bölgesel aktör olma iddiasındaki Türkiye’nin çizmeye çalıştığı imajla hiç uyuşmuyor.

Bakalım Bakü’nün fendi Ankara’yı daha ne kadar yenebilecek?

Uzlaşma sağlanıyor

Ermeni toplumunu uzun süredir meşgul eden vakıf seçimleri yönetmelik taslağı tartışmalarında son dönemece girildi. Geçtiğimiz haftalarda yaşanan tıkanıklık ve son olarak alınan “Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne Ermeni toplumu adına iki taslak sunma” kararından geri adım atıldı. Önümüzdeki günlerde, Ermeni toplumu adına tek bir taslak sunmak üzere bir toplantı yapılacak.

Geçtiğimiz hafta, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün gayrimüslim toplumlardan istediği vakıf seçimleri yönetmeliği taslağını Ermeni toplumu adına oluşturmak üzere çalışan heyetin,  son toplantısında da ortak bir karara varamayarak çalışmalarına nokta koyduğunu haber vermiştik. 27 Mart Çarşamba günü Patriklik binasında yapılan toplantıda alınan karara göre, il genelinde ve bölge genelinde seçim öneren iki ayrı taslak tüm Ermeni vakıflarına gönderilecek ve her vakıf bu iki seçenek arasından bir tercih yapacaktı.

Ancak, Agos’un önceki haftalarda “Bir taslakta bile uzlaşamadık” başlığıyla verdiği ve toplumun ortak bir öneri etrafında uzlaşmayı başaramaması anlamına gelen bu gelişmenin rahatsızlık yaratması üzerine, bir çıkış yolu aranmaya başlandı. Alınan bilgilere göre, bazı temasların ardından, yönetmelik taslağı için çalışan çeşitli bileşenlerin bir araya gelmesiyle tek bir öneride uzlaşmak yönünde eğilim belirdi. Bu uzlaşmanın esaslarını görüşmek üzere önümüzdeki günlerde önemli bir toplantı yapılacak.

Söz konusu uzlaşmanın il genelinde seçim esası çerçevesinde oluşması, ancak yönetim kademesinin oluşturulmasında bölgesel hassasiyetlerin de gözetilmesi bekleniyor. Böylece, İstanbul’da yaşayan tüm Ermenilerin vakıf seçimlerinin tümünde oy kullanabileceği, ancak yönetimlerin çoğunluğunun vakfın bulunduğu bölgeden gelmesinin sağlanacağı tahmin ediliyor. Böylece, şu anda uygulanan ‘ilçe genelinde seçim’ yöntemine göre daha açık ve katılımcı seçimlere kapı aralanmış olacak.

Söz konusu çalışma kapsamında merkezi bir seçim komisyonunun oluşturulmasının da dikkate alınacağı edinilen bilgiler arasında.

Ermeni toplumu içerisinde çeşitli anket ve toplantılarla vakıf seçimlerinin nasıl yapılması gerektiği konusunda çalışmalar yapan Düşünce Platformu, toplumun önemli bir çoğunluğunun il genelinde seçimden yana olduğunu ortaya koymuş, Patriklik’te yapılan çeşitli toplantılarda da vakıfların çoğunluğu il genelinde seçimin uygulanması gerektiğini vurgulamıştı. Buna karşın, bölge veya ilçe genelinde seçim yapmak isteyen bazı vakıfların diretmesiyle süreç tıkanmıştı.