Unutmadılar

Ermeni Soykırımı’nda hayatını kaybedenler, 98. yılında Taksim Meydanı’nda yüzlerce kişinin katılımıyla anıldı.

 

Anmada, 1915’te hayatını kaybedenler anısına mumlar yakıldı, karanfiller bırakıldı. 24 Nisan’da İstanbul’da tutuklanıp ölüm yolculuğuna çıkarılan Ermeni aydınlarının fotoğraflarının yer aldığı pankart açıldı, aydınların anıları okundu.

Anma etkinliğine, Gomidas Enstitüsü Direktörü Ara Sarafian, Ermenistan Bölgesel Araştırmalar Merkezi Müdürü Richard Giragosian, Yeni Şafak gazetesi yazarı Ali Bayramoğlu, Taraf gazetesi yazarı Cengiz Aktar, Prof. Hüseyin Hatemi’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci, yazar ve aktivist katıldı. Soykırım’dan sonra yapılan ilk anma olan 11 Nisan 1919’da Teotig’in (Teotoros Lapçinciyan) hazırladığı metin Yetvart Tovmasyan tarafından Ermenice olarak okundu. 

 

 

Anma etnikliğinde konuşan Türk Tabipler Birliği eski başkanı Gencay Gürsoy, 24 Nisan 1915’te İstanbul’da 240 kişinin tutuklandığını ve birkaç gün boyunca devam eden tutuklamalarla sayının 2 bin 345 kişiye ulaştığını, bu tutuklamalarla Ermeni toplumunun ‘beyni’nin hedef alındığını söyledi. 

Gürsoy şöyle konuştu: “Ayaş ve Çankırı’ya sürüldüler. Haklarında hiçbir yargısal süreç başlatılmayan tutuklulardan 761’i öldürüldü. Bu kitlesel tutuklamaların hedefi Ermeni toplumuna yönelik imha politikasının uluslararası kamuoyuna aktarılmasını önlemekti. Çünkü onlar Ermeni toplumunun dünyaya açılan kapısı niteliğindeydi.

24 Nisan bu yüzden Ermeni Soykırımı’nın başlangıcı sayıldı. Yüzbinlerce Ermeni, evini barkını, işini gücünü, malını mülkünü yağmacılara bırakıp zorla çöllere sürüldü. Yollarda, Teşkilat-ı Mahsusa tetikçilerinin örgütlediği katliamlarda öldürüldüler. Aileler bölündü. Çocuklar ana-babasız, ana babalar çocuksuz kaldı. Birbirlerini bir daha bulamadılar. Onbinler hastalıktan, açlıktan yığınlar halinde öldü.

Sürgüne gönderildikleri yerlerde bir daha kılıçtan geçirildiler. 20. yüzyılın ilk soykırımı bu topraklarda uygulandı. Ermenilerin zorunlu göçünün masrafları bile kendi mallarından karşılandı. Kiliseleri, okulları, evleri yağmalandı, yıkıldı, yok edildi. Telgraflarla din değiştirme talimatları verildi. Hem yaşadıkları yerlerin hem sağ kalanların isimleri değiştirildi. Çocuklar evlatlık verildi. Bütün bunlar ülkeyi I. Dünya Savaşı’na sürükleyen İttihat Terakki’nin devlet aygıtı eliyle ve bütün dünyanın gözü önünde gerçekleştirildi. Anadolu topraklarına soykırım lekesi böylece sürüldü…”

Aradan geçen 98 yıl boyunca inkârın ve Ermenilere yönelik düşmanlığın devam ettiğine dikkat çeken Gürsoy, “İttihatçıları ataları belleyenler 2007’de Hrant’ı aldılar aramızdan, 2011’de de gencecik Sevag’ı. Planlayanlar, suç ortakları, katilleri serbest. Soykırımın inkârı politikasının doğal bir sonucu bu olanlar. Soykırımın faillerini biliyoruz. Hepsinin lanetli isimleri hafıza defterlerimizde kayıtlı. Bu düşmanlığı besleyenleri de, inkârı sürdürenleri de biliyoruz” diye konuştu.

Ermenileri korumaya çalışan vicdan sahiplerini de hatırlatan Gürsoy, şöyle devam etti;

“Anadolu toprakları aynı zamanda, kendi canı pahasına Ermenileri korumaya çalışan vicdan sahiplerini de çıkarmıştır. Sayıları çok azdı, ama vardılar. Biz kendimizi, yüzbinlerce vatandaşını zorla süren, malına mülküne zorla el koyan, yollarda da kitlesel kıyımlarla katleden ve bunun için çeteler örgütleyen soykırımcıların değil, vicdan sahibi insanların tarafında sayıyoruz”

Geleceği birlikte kurabilmenin yolunun geçmişle yüzleşerek olabileceğini belirten Gürsoy, “Bu tarih, bu ülkenin yurttaşlarının yüreklerinde ve hafızalarında derin izler bırakmıştır. Ermeni kültürünü ve gerçeğini sadece topraklarımızdan değil, hafızalarımızdan da silmeye çalıştılar; ama tüm baskılara ve inkâra rağmen vicdan ve adalet duygularımızı köreltemediler. 1915’in acısını da yasını da paylaşıyoruz. Acıları paylaşmak, ortak düşünmenin, geleceği birlikte kurabilmenin, yani Türkiyeliler olarak, eşit yurttaşlık ilişkisi içinde bir arada yaşayabilmenin de bir parçası aslında. Birbirini anlamak, tanımak, yaraları sarmak, geçmişimizle yüzleşmek geleceği birlikte tasarlamanın da yoludur.  Burada, 1915’te katledilen bütün yurttaşlarımızın anısı önünde ve torunlarıyla yan yana, saygıyla eğiliyoruz…” sözleriyle konuşmanı tamamladı.

Fotoğraflar için tıklayınız

 

Kategoriler

Güncel Gündem