Korsanlar geleceğin siyasetine aday

Avrupa’da partileşerek kazanımlar elde eden Korsan Hareketi artık Türkiye’de de aktif olmak istiyor. İnternet özgürlüğünün yasalarla kısıtlandığı bir ülkede geleceğin siyasetine aday Korsan Parti

FATİH GÖKHAN DİLER
fgdiler@agos.com.tr

Türkiye’de, Gezi Direnişi’ne kadar online aktivizmingüç dengeleri üzerinde ne kadar etkili olabileceği pek bilinmiyordu. Özgürlüğün yasalarla kısıtlandığı pek çok alanda olduğu gibi internet ve özel olarak sosyal medya da her geçen gün daha da gözlemlenmesi ve denetlenmesi gereken bir mecraya dönüştü. Ancak gerçek dünyada bir siyasi etki yaratmak için sadece online aktivizmin yeterli olmadığı çok açık; insanları harekete geçirmenin ve sokağa çıkarmanın da bir yolunun bulunması gerekiyor. Benzer düşünceyle bir ilk adım 10 Ağustos Cumartesi günü Korsan Parti Türkiye’yi kurmak için atıldı; dünya genelinde takip edilen, pek çok ülkede partileşen ve Türkiye’de de bir süredir fikir hareketi olarak devam eden bir süreçten bahsediyoruz. ‘Korsan Parti Türkiye’den üç kişiyle bir araya gelerek, KorsanHareketini çeişitli boyutlarıyla konuştuk.

Korsan Parti Manifestosu’ndan

Tarih boyunca her tür korsan gibi, Korsan Parti Hareketi de çarpık veya işlevini yerine getiremeyen sistemlerin sonucunda ortaya çıkmıştır. Temelini, teknolojinin gerisinde kalmış anlayışlar ve çağın gerisinde kalmış yasalar yüzünden ‘yasadışı’ sayılan tüm temel insan haklarının özgürleştirilmesi ilkesinden alır. Bazı kontrol sahipleri tarafından bu yöndeki eylemlerin ‘korsan’ olarak adlandırılmış olmasına gönderme yaparak kendi kendisini ‘korsan’ ilan etmiştir.

Temel ilkeler

        Teknoloji kullanımı ile bilgi kaynaklarına ve kültür eserlerine erişim tamamen özgür bırakılmalıdır.

        Her şeyin çok daha hızlı ilerlediği ve geliştiği 21. Yüzyıl ihtiyaçlarına yanıt vermeyen, çağın gerisinde kalmış telif ve fikri mülkiyet hakları yasaları yeniden düzenlenerek, süre ve kullanım sınırlamaları yeniden tanımlanmalıdır.

        Üretici ve sanatçıların hakları korunarak, toplum yararına olmayan patent ve lisanslar yerine, daha özgür ve paylaşımcı üretim modelleri geliştirilmelidir.

Şevket Uyanık bir müzisyen ve aynı zamanda telif hakları ve medya konusunda yüksek lisans yapan bir iktisatçı. Selin Kaledelen,Korsan Hareketi’nin başladığı İsveç’te telif hakları ve ifade özgürlüğü alanında yüksek lisans yapmış bir avukat. Harun Esur ise İngiltere’de astrofizik okumuş ve bankaların internet güvenliği işleriyle uğraşırken,bir yandan da telekomünikasyon firmalarının altyapı kurulumlarında çalışmış.

Türkiye henüz yeni yeni tanışıyor olsa da Korsan Hareketi özellikle Avrupa’da partileşerek ilginç kazanımlar elde etti. M.S 930’da kurulan ve dünyanın en eski temsili parlamentosu olarak kabul edilen İzlanda Ulusal Meclisi Althing’de genel seçimlerde yüzde 5,1 oy alarak üç sandalye kazanan Korsan Parti İzlanda, yerel seçimlerde Hamburg’da yüzde 15 oy alan Korsan Parti Almanya ve Avrupa Parlamentosu’na iki üye sokmayı başaran Korsan Parti İsveç örnekler arasında gösterilebilir.

Gezi onlara da yaradı

Korsan Parti günümüz sivil toplumunun temeli olarak internete evrensel ve sınırsız bir erişimi görüyor ve devlette tam bir saydamlığı, bilginin özgür paylaşımını ve doğrudan demokrasiyi savunuyor. Bu, kabul görmüş herhangi bir siyasi teorinin ürettiği bir olgu değil aslında. Selin Kaledelen, “Her ne kadar özgürlükleri savunsak da bu hareketi siyasi yelpazede konumlandırmak çok zor” derken mevcut siyasi oluşumların asla ilgilenmeyeceği ama diğer yandan tam da yeni neslin talep ettiği hizmetlere işaret ediyor. Tam anlamıyla tabandan, yerel taleplerin dillendirildiği bir hareketin her ülkede siyaset üretme şekli de farklı oluyor.

İnternet, özellikle sosyal medya aracılığıyla, bilgi üretmekve paylaşmak için önemli bir mecra ama Gezi ile beraber esas mecra olduğu ve giderek daha büyük bir mücadele alanı olacağını Türkiye’de de gördük. Nitekim Şevket Uyanık “İnsanlar Gezi’den sonra korsan hareketine ilgi çok arttı çünkü internet üzerinde örgütlenebilecekleri bir alan arıyorlar” diyor. Bir sonraki kuşağın siyasi mücadelesini vereceği meydandan bahsediyoruz ve bir taraf tam bir özgürlükçü duruş sergilerken diğer taraf yeni açılan bu alandan korkarak kısıtlamaya çalışıyor. Korsan Parti bu mücadeleyi ilk olarak fikri mülkiyet, yani bilgiye, sanat ve bilim eserlerine sınırsız erişim konusunda verdi. Harun Esur “Şöyle bir benzetme yapabilirim; biz parasız eğitim isterken onlar paralıda diretiyor. Şimdi de bedava müzik dinlemek, kitap okumak ve özgürce bilgiyi paylaşmak istiyoruz” diyor.

Korsan Parti, İsveç, Almanya ve İzlanda’daki başarılardan feyz alarak 2014’te Avrupa çapında bir yapılanmaya gidiyor ve buna Türkiye’deki hareket de dâhil. Gelecekte interneti bir örgütlenme yeri olarak kullanarak gençleri ilgilendiren ve kemikleşmiş siyasi hareketlerin ilgilenmediği pek çok diğer mesele de ses çıkaracak, sıra dışı siyasetçilerle karşı karşıya gelebiliriz.

Korsan Parti Almanya’nın yerel seçim başarısı

2011’de Berlin’deki oyların yüzde 8,9’unu alan Korsan Parti ilk defa yüzde 5’lik barajı geçerek, Berlin meclisindeki 141 sandalyeden 15’inin sahibi oldu. Mayıs 2012’de Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde yüzde 7,8 oy ile 20 sandalye ve Schleswig-Holstein eyaletinde yüzde 8,2 oy ile 6 sandalye kazandılar.

Korsan Parti Türkiye ekibi Almanya’da seçimler yaklaştıkça daha çok heyecanlandıklarını söylüyor. Korsanlar Hamburg ve Berlin’de oldukça yerel fikirler sunarak, örneğin Berlin’de uygulanan ve turistlerden alınan şehir vergisinin bedava toplu taşıma için kullanılması ve Hamburg’da engellerle karşılaşan sokak sanatçılarına daha çok özgürlük vaatlerinde bulunarak başarı kazandılar.

KOPİMİ: Korsan Parti’ye doğru ilk adım

2001'de İsveç'te fikri mülkiyet hakları ihlalleriyle mücadele etmek için Antipiratbyrån –Anti-Korsan Büro - adında bir ajans kuruluyor. 2003'te büyümekte olan bir özgür bilgi hareketinin üyeleri bu ajansın ismini kopyalıyor fakat anti kısmını atarak kendilerine Piratbyrån - Korsan Büro - diyorlar. Aynı yıl Piratbyrån ‘The Pirate Bay’ adında bir web sitesi kuruyor. Bu site hızlı bir şekilde dünyanın film, televizyon şovları ve yazılım indirilebilecek en büyük kaynağı haline geliyor. 2005'te bir Kürt göçmen ve Piratbyrån'ın esas kişilerinden olan İbrahim Botani telif karşıtı KOPİMİ (copy me, kopyala beni) adında bir tür logo tasarlıyor. Bir fikri mülkiyete eklenen kopimi işareti sadece bu eserin kopyalanmasına izin verildiği anlamına değil aynı zamanda kopyalamanın teşvik edildiğini manasına da geliyor.The Pirate Bay sitesi ise 2006 Korsan Partisi’ne dönüşüyor.

İsveçli Korsanlar: Her şey kopyadan ibarettir

“Dünyayı kopya üzerine inşa edilmiş olarak görüyoruz. Orijinalite üzerine sıkça konuşuruz; biz böyle bir şeyin olduğuna inanmıyoruz. Orası kesin ki yaşam - DNA'dan endüstriyel üretime kadar - kopyalama yöntemiyle inşa ediliyor. En yüce tapınma ise remix. Başkalarının eserlerini daha iyi bir şey yapmak için kullanıyorsunuz.”

İnternetten örgütlenen muhalefet: 5 Yıldız Hareketi

Bir korsan olmasa da örgütlenme yöntemini onlardan alan Cenovalı komedyen Beppe Grillo ve iletişim ekibinin 2009’da yarattığı siyasi hareket neredeyse tüm kampanyasını internetten örgütlenerek yürüttü ve ülkenin en büyük üçüncü partisi oldu. Beppe Grillo’nun internetteki blogunda ve sosyal paylaşım sitelerinde bir araya gelerek görüş alışverişi ve program yaptı. Grillo, seçim kampanyası boyunca TV ve gazetelerden uzak durdu ve destekçileriyle internetten haberleşti. Sloganı ise “Eski siyasetçileri evlerine gönderelim” oldu ve 2013 İtalya genel seçimlerinde yüzde 25 oy aldı.                                                                     

Kategoriler

Güncel Türkiye Dünya