BTK'dan Hrant Dink açıklaması

BTK yaptığı açıklamada, standart bir uygulama olarak ilk aşamada talebe itiraz edildiğini, mahkemenin itirazı reddetmesiyle de kayıtları gönderdiklerini söyledi. Bu durumda dahi dosyaların karardan 1.5 ay önce gönderildiğini ve istenilse gerekli bilgilerin yollanan dosyalardan 1 günde çıkarılabileceğini iddia ederek suçu mahkeme heyetine attı.

Hrant Dink davasında baz istasyonu bilgilerinin incelenmediğine yönelik soruları yanıtlayan TİB Başkanı Fethi Şimşek, 'Baz istasyonu bilgisi demek, talep edildiği takdirde iletişim bilgilerinin dosyaya girmesi demek, bir bölgede meydana gelen olayla ilgili olarak talep edildiği takdirde o olaydan haberi bile olmayan kişilerin iletişim bilgilerinin dosyaya girmesi demektir. Biz, bu tür kararlara itiraz ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz' sözleriyle itirazlarını savundu.

Şimşek, 'Hrant Dink dosyasıyla ilgili baz istasyonu bilgilerinin istenmesine itiraz edildi. İtirazın reddedilmesinin ardından bilgiler gönderildi. İtirazın nedenleri ise Adalet Bakanlığı'nın adli soruşturma ve kovuşturmalarda bu tür bilgilerin verilemeyeceği ve kullanılamayacağına ilişkin 2007 yılında verdiği görüşü var. 15 Kasım 2011 tarihinde de Yargıtay Ceza Genel Kurul kararı var. Bu çerçevede itiraz ediyoruz. İtirazımız ret olursa kesinleşen mahkeme kararını uyguluyoruz. 25 Kasım 2011 tarihinde Hrant Dink davasında mahkemenin istediği baz istasyonu bilgilerini gönderdik. Söz konusu dosyayla ilgili karar verme tarihi 17 Ocak 2012. Yani bu bilgiler 1.5 aydır dosyada bulunmaktadır. İstenildiği takdirde bu bilgilerin incelenip sonuç çıkarılma süresi 1 gündür. Ne arandığı biliniyorsa bizim gönderdiğimiz kayıtlardan 1 günde hatta 3-5 saatte sonuç çıkarılabilir' ifadelerini kullandı.

Kurumdan kaynaklanan bir gecikme yok

BTK Başkanı Acarer ise konuyla ilgili olarak, baz istasyonu bilgilerinin mahkemeye gönderilmesinde kurumdan kaynaklanan bir gecikme olmadığını vurguladı. Acarer, TİB'in gönderdiği bilgilerin dosyada 1.5 ay kalmasının kendileri dışındaki bir durum olduğunu belirterek, kararın yerine getirilmemesi ya da geciktirilmesi gibi bir durumun bulunmadığını, mevcut mevzuatın dışında bir uygulamanın söz konusu olmadığını belirtti.