İyi bilim kurgu iyi edebiyattır

Edebiyat çeşitleri arasında ‘alternatif’ olarak kabul edilebilecek ve edebi değerinin çoğunlukla tartışılır olduğu bilim kurgu türü; doğası gereği içinde barındırdığı yaratıcılık seviyesi bakımından birçok diğer edebiyat türüne göre çok daha ilham vericidir.

MELİKE MARANGOZ

Edebiyat çeşitleri arasında ‘alternatif’ olarak kabul edilebilecek ve edebi değerinin çoğunlukla tartışılır olduğu bilim kurgu türü; doğası gereği içinde barındırdığı  yaratıcılık seviyesi bakımından birçok diğer edebiyat türüne göre çok daha ilham vericidir. Sadece diğer yazarları ya da sinema gibi diğer sanat türlerini değil, bilimsel gelişmelerin yönünü etkiliyor olduğu bile söylenebilir; sonuçta ışınlanma gerçekten de üzerinde bilimsel olarak çalışılan bir konu.  Birçok örneğinin edebi hafifliği ve genel olarak ticari bir yanının da bulunması nedeniyle, çoğunluk edebiyat okuru tarafından itibar edilmez; belki de bu önyargıda bilim kurgu türüne fazlasıyla sadık okur kitlelerinin tutkularının da bir payı vardır.

Vakıf Dizisi

Isaac Asimov

Vakıf Kurulurken-1. Kitap

Vakıf-2. Kitap

Vakıf ve İmparatorluk-3. Kitap

İkinci Vakıf-4. Kitap

Vakıf’ın Sırrı-5. Kitap

Vakıf İleri-6 kitap

Vakıf ve Dünya-7.kitap

İthaki Yayınları

Bütün olumsuz örneklerine ve genel önyargıya rağmen,  bilim kurgu yazarı ve eleştirmeni Theodore Sturgeon’un da dediği gibi “İyi bilim kurgu, iyi edebiyattır.” Çünkü hangi zamanda okuyor olursanız olun, size mevcut zaman, mekân ve olanaklardan ayrı bir dünya sunar ve hayal kurmanıza izin verirler. Bunu yaparken de yapıtlardaki insan faktörü sayesinde her zaman okuyucuyla naif bir bağ kurarlar; çünkü ister başka bir gezegende yaşıyor olsun, ister ‘cyborg’ olsun, insan doğası bütün kusurlarıyla birlikte benzerdir.

Asimov’un sırrı

Müthiş bir hayal gücü ve aynı zamanda görece iyimserlikle yazdığı başarılı bilim kurgu eserleriyle tanınan Isaac Asimov, 20. yüzyılın en üretken yazarlarındandır ve bilimin detaylarına tamamen bağlı kalan ve ileri teknolojiyle mümkün olan evrenleri işleyen ‘katı bilim kurgu’ türünün ustalarından kabul edilir. Robot, Galaktik İmparatorluk ve Vakıf gibi aslında kurgusal bir dönemin tarihi incelemesi gibi arka arkaya okunabilecek ünlü serileriyle hâlâ ilham kaynağıdır.

1942’de yazmaya başladığı Vakıf öykülerini yayımlamasıyla oluşan ve 1966’da Hugo ödülünü kazanan ‘Vakıf Üçlemesi’, klasik bir bilim kurgu eserinden beklenen robotlar, gezegenler arası yolculuk, telekinetik güçler, hologram gibi faktörleriyle fazlasıyla tatmin edici olsa da, aynı zamanda konusu itibariyle felsefi bir derinliğe de sahiptir.

Küçük hikayeleri birleştirerek oluşturduğu üçlemeye ısrarlar üzerine dört kitap daha ekleyen Asimov, çok uzak bir gelecekte insanların 25 milyon gezegenlik bir galaksiyi yerleşime açtığı ve bu gezegenlerin Galaktik İmparatorlukla yönetildiği bir evren çizer.

Hikaye Galaktik Çağ’ın 11990’lı yıllarından başlar ve keşfettiği matematiksel programlama yöntemiyle imparatorluğun sonunun geldiğini ve bu sonu takiben başlayacak karanlık çağın otuz bin yıl süreceğini fark eden genç bir matematikçinin bu süreyi bin yıla indirme çabasını anlatır. Bu programlamayı tamamlamak ve işler hale getirmek ister; çünkü iddiasına göre adına psikotarih dediği bu matematik dalıyla insan topluluklarının önceden belirlenmiş sosyal ve ekonomik uyarıcılara verdiği tepkileri açıklayarak geleceği bilebilecektir.

Zaten hikâye de burada tamamen başka bir boyut kazanır, kendisinin bile tam olarak işlerliğine inanmadığı bu bilimi etkinleştirebilmek için, insan topluluklarının tepkileri hakkında ufak da olsa bir şablon oluşturmalıdır ve bu amaç doğrultusunda araştırmalara başlar.

Dünyanın bildiğimiz her anlamıyla, ismen ve cismen bir mit olduğu, şimdiki hiçbir kültür ve dilin bulunmadığı bir evren çizen Asimov, bizi başlangıçtan itibaren 25 milyon gezegen, Galaktik İmparatorluk, yeryüzünün altında kurulmuş, iklim ve ışık denetimli tek bir şehirden oluşan tamamen yapay baş gezegen gibi unsurlarla afallatıyor. Böylelikle; birkaç yüzyıldır sosyolojinin konusu olmuş farklı sosyo-ekonomik yapılara ve kültürlere sahip toplulukların ortak paydasını bulma çabasına; bizimkinden tamamen farklı koşullara sahip bir evrende giriştiği geniş çaplı sosyolojik incelemeyle, kendince bir yanıt veriyor.

Bilim kurgunun belki de en güçlü yanı; insanlığı, yeryüzünde yaptığı bütün kötülüklerden soyutlayarak, geçmiş ya da bugünden bağımsız bir şekilde, tamamen farklı bir koşulla ve sonla birleştirme olanağıdır. Başka bir gezegen ya da aramızdaki binlerce yıllık zaman farkları okuyucu için de, bu dünyayla ilgili her fikrinden sıyrılarak, başka bir insanlık hayal etmeyi kolaylaştırır. Asimov ise bu gücü çok da farklılaşmamış bir insan doğası için kullanıyor; seri boyunca birçok olay, birçok tepki tanıdık geliyor. Yine de, umutsuzluğa düşmemeli; çünkü Asimov’un yarattığı benzer insanların bir farkı var; o da çözüm bulma çabaları.                               

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ