Köşe yazarlığı öldü mü?

Yalçın Arı, bilgiye ve yoruma kolay yoldan ve dolaysız biçimde ulaşma imkanıyla köşe yazarlığının bir kurum olarak ortadan kalkması gerekirken, iktidarın önemsemesiyle halen sürebildiğini savunuyor.

YALÇIN ARI

Türkiye’de uzun zamandır medya üzerinde bir iktidar baskısı olduğu iddiası var. Köşe yazarları köşelerini kaybediyor, Televizyonlarda program yapanlar görevlerini bırakmak zorunda kalıyor.  Ama bu baskının ne anlama geldiğini biraz irdelemem gerekiyor. Ben bunun sansürden çok bir otosansür olduğu kanısındayım. Patronlar iktidara yaranmak ve mesaj vermek için  kendilerine böyle bir misyon biçiyorlar. Bir başka sorun da gazetelerin hala eski misyonlarını sürdürdüklerine olan inanç ve bu misyonun hala sürdüğüne inanan bir iktidarın  varlığı. Temel sorun burada başlıyor. Gazetelerin ve televizyonların etki alanı her geçen gün daha da daralıyor. Haberleri gazetelerden takipedenler,  TV’lerden izleyenlerin sayısında ciddi bir düşüş var.

Etkisini kaybeden bir mecraya neden kontrol uygulansın ki? Kontrol uygulansa bile, etki bakımından yok hükmünde olan bir mecranın varlığını, gazeteciliğini etkileyen temel meselesinin kontrol olduğunu iddia etmesi ne kadar gerçeklikle bağdaşıyor?

İktidar sahipleri etki bakımından yok hükmünde olan bir mecraya baskı yaparak aslında hiç gerçekleşmemiş bir şeye baskı yapmış olmuyor mu? Yani aslında çift taraflı gerçekleşmeyen bir eylemden söz ediyoruz. Lacan’ın aşk tanımı bu olayla bağdaşıyor: Biz bir kadından onda olmayanı isteriz o da zaten bize onu vermez, veremez.

Gelelim köşe yazarlarının köşelerin kaybetmesi meselesine. İnternet öncesi dönemde ekonomik avantajları sayesinde medyanın çeşitli kademelerinde yer alan yazar ve medya çalışanları bilgiyi üreten ve yayan konumundaydılar. Bilgiye erişmek ve ona sahip olmak herkesin imkanı olmadığı için ona erişenleri doğal olarak imtiyazlı hale getiriyordu. Bugün artık internet sayesinde bilgiye erişim bir imkân olmaktan çıktı, doğal bir hak halini aldı. Hatta doğuştan gelen bir hak. Artık internete erişmek neredeyse ücretsiz. Bilgiye herkesin erişmesi, bilgiyi herkesin üretebiliyor olması gazeteciliği, köşe yazarlığını bir imtiyaz olmaktan çıkardı. İnsanlar daha önce fazla seçenekleri olmadığı için eski dünyanın yazarlarını kanaat önderi olarak seçtiler. Bugün binlerce farklı insanı takip etme, kendi kültür ve değerlerine uygun seçenekleri tercih etme zenginliğiyle karşı karşıyalar. Bilgi herkesin erişebildiği bir şey olduğu için özel olma özelliğini de yitiriyor. Bir köşe yazarının söyleyeceği ve benim erişemeyeceğim ya da düşünemeyeceğim bilgi neredeyse yok gibi. Kişiyi özel insan, yazar ya da entelektüel yapacak farklılık ortadan kalkıyor. O yüzden köşe yazarlığı da sürdürülebilir bir meslek ya da özel konumu olan bir mevki olmaktan çıkıyor. Önümde binlerce blogger, Twitter fenomeni, medya, finans, Gezi vb. onlarca konuda ücretsiz ve koşulsuz imkân sunan bir mecra varken, gazeteciler ya da köşe yazarları ilgimi niye çeksin?

Geleneksel medyada işini kaybetmiş köşe yazarlarının, hala köşe yazarlığına ve gazeteciliğe devam eden gazetecilerin önemli bir kısmı zamanın ruhunu anlayamadılar. Dünyanın değişimine, internetin ve teknolojinin hayatımızı bu kadar değiştirdiği bir döneme adapte olamadılar. İşledikleri konular günümüz gençliğinin ilgisini çekmeyen, ideolojik sıkışmışlık, gündelik iktidar, siyaset tartışmaları, rejim, laiklik vb. gibi neredeyse yüzyıldır ebeveynlerimizin bize söylediği ninniler. Günümüzün entelektüellerinin ve gazetecilerinin, bugünün dünyasını anlamaya yönelik bir çabaları olmadığı için de zamanın dışında kaldıklarını söylemek zorundayım. Otosansür olmasaydı da zaten bu insanlar birkaç yıl içinde zamanın dışında kalacaklardı. Şu an bu söylediklerim, medyada hala görev yapan bazı gazeteciler için de geçerli. Başka bir yazıda belirtmiştim. Günümüzde çoktan ölmesi gereken bir mecra sırf iktidar önem verdiği, değer atfettiği için hala yaşamına devam ediyor. Aslında bu belki bir paradoks ama kontrolden yakınan medyanın da varoluşunun, kontrolü gerçekleştirdiği iddia ettiği  iktidar sayesinde olması da ilginç.

Kategoriler

Şapgir