Ulusalcı kimlik dayatmalarına isyan: Müslüman Ermeni

“Bugün 2013 yılındayız ve konferansta ben ve o liseden mezun olan Müslüman ailelerin birçok Müslüman çocukları var. 1915’i görüyorlar. Devletin neler yaptığını da… Eski kuşaklar gibi susmuyorlar, itaat etmiyorlar artık.” Nur Korkmaz, Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler Konferansı’nı yazdı.

NUR KORKMAZ

Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler konferansını geçtiğimiz hafta sonu başından sonuna kadar takip etme şansı buldum. Hrant Dink Vakfı’nın öncülüğü ile gerçekleşen bu program tarihin bize unutturduğu kimlikleri, hikâyeleri ve her bir hikâyenin barındırdığı hüznü, acıyı ve bazen de mutluluğu yeniden gündemimize koyuyor.  Tabuları yavaşça olsa da, aşıyoruz artık. Bir zamanlar Türkiye’de Ermenilerin varlığını, haklarını ve yaşamış oldukları mezalimi kıyısından köşesinden dahi konuşmak büyük bir tabu iken, bugün ezber bozacak bir kimlikten, Müslüman Ermenilerden böylesi bir konferans sayesinde söz edebiliyoruz. 

Müslümanlaştırılmış Ermeniler konferansının her dakikası tek kelime ile dopdoluydu. Zeynep Türkyılmaz, Ishkhan Chiftjian ve Rubina Peroomian, kimlikler üzerine teorik anlamda oldukça aydınlatıcı, önemli sorular soran sunumlar yaptılar. Taner Akçam’ın sunumu Soykırım sürecindeki asimilasyonu anlama açısından başlı başına önemli bir sunumdu. Sara’nın hikâyesini anlatan Nevin Yıldız Tahincioğlu ise beni en çok etkileyen, yüreğimi en derinden burkan sunum oldu. Ancak her şeyin ötesinde benim bu konferanstan öğrendiğim önemli bir nokta/soru var. Bu noktayı/soruyu konferansın birinci gününde, Ayşe Gül Altınay çok vurucu bir biçimde sordu. Soru şuydu: Soykırımdan arda kalan, yeni bir kimlik ile hayatına devam eden bu insanları nasıl tanımlayacağız? Onlara Ermeni mi, Müslüman mı, Türk mü, Kürt mü, Alevi mi diyeceğiz? Atalarının Ermeni olduğunu öğrenen bu insanları “asıl” kimliklerini bulmaya mı zorlayacağız? Her şeyin ötesinde onlar kendilerini nasıl tanımlıyor olacaklar? Artık dünya 19. yüzyıl ulusalcı kimlik dayatmaların pençesinden kendini kurtarmaya çalışıyor. Bu kuşak, tek bir kimlik ile tanımlanmaktan hazzetmiyor artık, “Bir Türk Müslüman olabiliyor da, neden Ermeni Müslüman sayılmıyor?” sorusunu soruyor. Geleneksel kimlik anlayışının adeta ezberini bozuyor bu kuşak.  

Müslüman Ermeni kimliği Türkiye’de ilk duyanın feleğini şaşırtıyor. Çünkü bunca zaman ulusalcı fikirlerle kafalara kodlanan “Türk eşittir Müslüman, Ermeni eşittir Hristiyan” algısını yerle bir eden bir terim bu. Buna rağmen halen Türkiye’de birkaç istisna hariç, pek çok siyasi cenah Türklük ile İslam’ı birbirinden ayrı göremez. Hele bazı İslami cemaatler, örgütler ve yazar çizer takımı, “Türk isen Müslümansın, Müslüman isen Türk’sün” mottosunu şiar edinmiştir. Bir Müslüman olarak, dindar kesimlerin bu dayatmacı kimlik siyasetinden vazgeçmesi, en büyük duam. Bizler, atalarımız ister Ermeni olsun, ister Türk, ister Kürt, ister Müslüman olsun, ulusalcı zihniyetlerin kimlik dayatmasına karşı çıkmalıyız.

Rakel Dink konferansın açılış konuşmasında çok önemli bir şey söyledi. 2005’teki Osmanlı Ermenileri Konferansı krizinden bu yana ne kadar yol kat ettiğimizden ve bu uğurda çok değerli bir canı, Hrant’ı nasıl kaybettiğimizden bahsetti. Rakel Dink’i dinlerken, bugün bu konferansın yapılabilmesi ve bu kadar ilgi görmesi, ya mucize olmalı ya da Türkiye’de Hrant Dink’in varlığı, sözleri, adaleti ve ne acı ki ölümü bir şeyler değiştirmiş olmalı diye düşündüm. Hatırlıyorum da, 2005’te Osmanlı Ermenilerini konuşmak üzere bir araya gelmenin bedeli çürük domates ile yumurta iken, ben dindar ailelerin çocuklarını gönderdikleri özel bir lisede okuyordum. Hocasından öğrencisine, müdürüne kadar herkesin gündeminde “Ermeni gavurlar”ın o konferansı yapmakta direterek Türkiye’ye yaptıkları ihanetten bahsediliyordu. Bugün 2013 yılındayız ve Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler Konferansı’nda ben ve o liseden mezun olan Müslüman ailelerin birçok Müslüman çocukları var. 1915’i görüyorlar. Devletin neler yaptığını da… Eski kuşaklar gibi susmuyorlar, itaat etmiyorlar artık. Hrant Dink, gerçekten de çok şey değiştirdi hepimizin hayatında. İster Ermeni olalım, ister olmayalım...

Kategoriler

Şapgir