‘Gerçekçiliğin’ esir aldığı Stanislavski

“Sistem' her şeyin hazır sunulduğu bir kitap değildir; uzun yıllar boyunca beslenmesi ve geliştirilmesi gereken bir kültürdür. Oyuncu onu papağan gibi öğrenemez. Oyuncunun onu kendi etinin, kanının bir parçası yapması, onu ikinci doğası kılması, onunla sonsuza dek bir olması gerekir. 'Sistem' oyuncuyu ancak bu şekilde sahne için dönüştürür(…) Bu bir günde gerçekleşecek bir şey değildir...”

LORA SARI

“Sistem' her şeyin hazır sunulduğu bir kitap değildir; uzun yıllar boyunca beslenmesi ve geliştirilmesi gereken bir kültürdür. Oyuncu onu papağan gibi öğrenemez. Oyuncunun onu kendi etinin, kanının bir parçası yapması, onu ikinci doğası kılması, onunla sonsuza dek bir olması gerekir. 'Sistem' oyuncuyu ancak bu şekilde sahne için dönüştürür(…) Bu bir günde gerçekleşecek bir şey değildir...”

Tiyatroda natüralizmin öncüsü Konstantin Stanislavksi 'Bir Karakter Yaratmak' adlı kitabının sonunda, 'sistem' adını verdiği oyunculuk tekniğini bu şekilde açıklamaya çalışır. Ancak Stanislavksi'nin 'sistem'i bugüne kadar çok az insan tarafından anlaşılmıştır. Onlardan biri de, ömrünü Stanislavksi'yi anlamaya ve anlatmaya adayan ve bunu hakkıyla gerçekleştiren tiyatro ve oyunculuk tarihçisi Jean Benedetti'dir.  Bu sebeple, Benedetti editörlüğünde yayınlanan 'Bir Karakter Yaratmak' kitabı için bugüne kadar 'sistem'i en iyi anlatan kitap dersek abartmış olmayız.

Stanislavski'nin tercümanı Benedetti

Jean Benedetti'nin editoryal etkisinden söz etmek gerek çünkü Stanislavksi'nin çalışmalarının yanlış anlaşılmasının en büyük sebebi onun 'Bir Oyuncunun Çalışması' adlı kitabına yapılan editoryal müdahaleden kaynaklanmaktadır. Stanislavksi 20. yüzyılın başlarında oluşturmaya başladığı 'sistem'i 1920lerin sonuna doğru, bir oyunculuk öğrencisinin iki yıllık eğitim sürecinden geçerken tuttuğu bir günlük formunda yazma kararı almış, bu kararın sonucunda ortaya 'Bir Oyuncunun Çalışması' çıkmıştır. Bu tek ciltlik kitapta, öğrenci ilk önce bir karakterin içsel olarak yaratılmasını, daha sonra ise bu yaratımın fiziksel ve teknik olarak ifade edilmesi sürecini öğrenir. Zihinsel, fiziksel, entelektüel ve duygusal süreçten geçen öğrenciler, psiko-fiziksel bir teknikle karakter yaratırlar ('Yaratmak' kelimesi bu noktada önemli, çünkü Stanislavksi oyuncularına rehber olmasını umduğu; rolün analizi, fiziksel eğitim, ses ve konuşma ve en önemlisi duygu belleği yöntemleri ile oyuncudan kendisine ait bir karakter yaratmasını bekler. Bir oyuncunun kendi yaşamından, doğasından olmayan bir şeyi ancak 'kendisinin kıldığı zaman' gerçekçi bir oyunculuk sergileneceğini düşünür.) Tek cilt halinde yayınlanması gereken kitap, 1938'de Birinci Kısım 1953'te İkinci Kısım olarak yayınlanmıştır. Stanislavski, başından beri kitabın iki ayrı bölümde yayınlanmasına, 'sistem'in psikolojik ve fiziksel boyutunun bir bütün olarak algılanmayacağı korkusuyla karşı çıkmış, nitekim korktuğu başına gelmiş; 'Sistem' yalnızca psikolojik bir teknik olarak görülmüştür. Benedetti 'Bir Karakter Yaratmak'da, her iki cildi bir bütün olarak ele alarak, 'sistem'in psikolojik ve fiziksel bütünlüğünü yeniden sağlıyor ve bu anlamda Stanislavski'yi bize en iyi 'tercüme' eden kişi oluyor.

Daniel Day-Lewis'i vahşi doğaya salan adam

Stanislavski'nin 'sistem'i günümüzde sıkça, kendi öğrencisi Strasberg tarafından 'sistem'den yola çıkarak geliştirilen 'metot' ile karıştırılıyor: Sahnede her şeyin 'aynen hayatta olduğu gibi' olmasını isteyen Stanislavski, bu amaçla 'duygusal bellek' olarak adlandırdığı bir yöntem keşfetmişti. 'Duygusal bellek' yönteminde oyuncu, kendi tecrübelerinden ve duygularından oluşan belleğini harekete geçirerek, kendi canlandırdığı rolle empati kurar. Ancak Stanislavski'ye göre 'duygusal bellek', sadece oyuncunun kendi tecrübelerinden yararlanarak karakterin içinde bulunduğu durumu derinlemesine anlamaya çalışırken kullandığı yardımcı bir teknik olmalıdır. Çünkü Stanislavski'ye göre 'metot'ta olduğu gibi 'duygusal bellek' yoluyla karakterin kendisi olmak, oyuncu ile karakter arasındaki sınırı kaybetmek, bir oyuncu için son derece yorucudur. Stanislavski provalar sırasında 'duygusal bellek'ten yararlanarak oyuncunun duygularını; bir eyleme, harekete, duruşa dökmesini bekler, ve bu duygular eşliğinde oluşan eylemleri zihnine kaydetmesini, ve oyun gecesi duygularını sahnenin dışında bırakarak, ezberindeki eylemleri gerçekleştirmesini bekler. Strasberg ise öğrencisi olduğu Stanislavski'nin yardımcı tekniği 'duygusal belleği 'Actors Studio'nun alametifarikası yapmıştır. O, oyuncularından her gece sahnede eğer üzgünlerse, gerçekten üzgün olmalarını bekler. Eğer bir karakterin babası ölmüşse, oyuncudan her gece babası ölmüşçesine derin bir acı yaşamasını ister. Bu kadar güçlü duyguların her gece sahnede aynı şekilde tekrar edilebilmesi Stanislavski’ye göre mümkün değildir.

Stanislavski’nin, oyuncuların rollerinden kopmaması için, kulise bile oyunun dekorunu kurdurduğu söylenir. Onun ‘gerçekçilik’ takıntısı, arkasından gelen Strasberg’i ve daha nicelerini etkilemiştir. Eğer Stanislavski olmasaydı, bugün ne Daniel Day-Lewis'i 'Son Mohikan' filmine hazırlanmak için aylarca vahşi doğada hayatta kalmaya çalışırken, ne de Robert De Niro'yu 'Taksi Şöforu' rolü için New York'daki bir takside direksiyon sallarken görebilirdik.

Bir Karakter Yaratmak
K. S. Stanislavski
Çeviri: Tufan Göbekçin
Alfa Yayıncılık
360 sayfa.

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ