Ofsayta düştüğümüz bir hikâye

Halil İbrahim Dinçdağ, Türkiye’de futbol ortamında eşcinsel kimliği ile var olma mücadelesi içine giren ilk kişi. Adı kamuoyunda sık sık gündeme gelen Dinçdağ, medyanın sınıfta kaldığı sınavlardan biri oldu. Eşcinsel olduğu için hakemliği sürdürmesi engellenen Dinçdağ’ın sahalarda başlayan mücadelesi adliye koridorlarında sürdü.

UYGAR GÜLTEKİN

Halil İbrahim Dinçdağ, Türkiye’de futbol ortamında eşcinsel kimliği ile var olma mücadelesi içine giren ilk kişi. Adı kamuoyunda sık sık gündeme gelen Dinçdağ, medyanın sınıfta kaldığı sınavlardan biri oldu. Eşcinsel olduğu için hakemliği sürdürmesi engellenen Dinçdağ’ın sahalarda başlayan mücadelesi adliye koridorlarında sürdü.

Bawer Çakır ve Burcu Karakaş, hakem Halil İbrahim Dinçdağ’ın yaşadıklarına ve Türkiye’de eşcinsellerin verdiği varoluş mücadelesine ‘Erkeklik Ofsayta Düşünce’ kitabıyla dikkat çekiyorlar. Kitapta, eşcinsellerin yaşadığı ayrımcılığı, Bawer Çakır, nesnel deneyimleriyle anlatıyor. Karakaş’ın uzun röportajı ise Halil İbrahim Dinçdağ’ın hayat hikâyesine ışık tutuyor  

‘Ben böyleyim, böyle yaratıldım’

Trabzon’un Of ilçesinde dünyaya gelen Dinçdağ, hakmeliğe de Trabzon’da başlamış. Lise yıllarını cemaat yurtlarında geçiren Dinçdağ, eşcinsel kimliği ile dini inançları arasındaki ilişkiyi şu sözlerle anlatıyor: “Ben doğuştan böyle yaratılmışım. Allah şefkatli ve merhametliyse bir kulunu bilerek, ‘seni yarattım ama lanetlisin’ diye yaratmaz. Böyle düşündüm. ‘Lanetli miyim acaba’ düşünüyordum. Fakat asla isyan etmedim. Bunun nedeni de ara sıra durumumu sorgulasam da günün sonunda ‘Ben böyleyim, böyle yaratıldım’ diyor olmamdı.”

Dinçdağ, ailesinde ve çevresinden gördüğü dışlanma ve var olma çabasını olabildiğince net bir şekilde anlatmaya çalışıyor. Evlilikle ilgili yaşadğı deneyim de oldukça ilginç: “Bir kız arkadaşın bana ilgisi olduğunu öğrenmiştim. ‘Acaba evlensem mutlu olur muyum?’ diye düşünmeye başladım. Sonunda ona ‘Sevgili olmayı deneyelim’ dedim. Birlikte vakit geçirmeye başladık. Sevgili gibi değil bir arkadaş olarak çok değer veriyordum ona. ‘Onunla evlenirsem kimse eşcinsel olduğumu anlamaz’ diye düşündüğüm bile oldu. Eşcinsel olan ancak aile ve çevre baskısından korktuğu için evlenen milyonlarca insan var. Eşlerini de sürekli başka bir erkekle aldatıyorlar. Ben de ‘Bu kıza, bu haksızlığı yapamam’ diye düşündüm.”

Dinçdağ, hakemlik serüvenini anlattığı ropörtajında, hakemliğinin sona ermesinin “Hayat fişi çekilmiş bir insan gibi hissetim kendimi. Yaşam kaynağım, hayata dair tek motivasyonum, elimden alınmış oldu” sözleriyle anlatıyor.  

Neden sorusunun yanıtı

Dinçdağ, hayatın her alanında eşcinselliğin kendisi için yarattığı sıkınıtların kaynağını ise şöyle anlatıyor: “Benim yaşadığım deneyimlerin çoğu, gerek Türkiye’nin gerek dünyanın yaşadığı ortak acılardan yola çıkıyor: ayrımcılık. Ayrımcılığın çok çeşidi olduğu gibi benim maruz kaldığım türü de cinsel ayrımcılık. Eşcinsellik doğuştan gelen bir durum. Sonradan seçilebilecek bir duygu ya da cinsel tercih değil, yaradılıştan gelen bir şeydir. Ve insanlık tarihi boyunca var olmuştur, olacaktır da.” 

Erkeklik Ofsayta Düşünce
Burcu Karakaş, Bawer Çakır
İletişim Yayınları
182 sayfa.

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ