Ermenice bilmeyen kalmasın!

Pangaltı Mıhitaryan Okulu’nda, Ermenice bilmeyen velilerden gelen istek üzerine, Ermenice çalışma programı hazırlandı. Veliler, Çarşamba günleri, okulun Ermenice öğretmenlerinden Vera Çıkınoğlu’ndan Ermenice dersi alıyorlar. Okul Müdürü Karekin S. Barsamyan söz konusu çalışmadan duyduğu memnuniyeti dile getirirken, “Ermeni okullarına gitmeyen öğrencilerden de istek olursa, onlara da yardımcı olmak isteriz” dedi.

MARAL DİNK
maraldink@agos.com.tr

Pangaltı Mıhitaryan Okulu’nda, iki hafta önce, veliler için Ermenice dersleri başladı. Okul Müdürü Karekin S. Barsamyan, velilerin isteği üzerine bir çalışma programı hazırladıklarını ve ilginin günden güne arttığını söylüyor: “Birinci dönemin sonunda, velilerimiz Ermenice öğrenme konusundaki isteklerini dile getirdiler. Biz de duyuru yaptık ve altı kişiyle, başlangıç seviyesinden derslere başladık. İkinci hafta 10 kişi oldu. Amacımız, velilerin dili öğrenmelerini, çocuklarıyla anadillerinde iletişim kurabilmelerini sağlamak ve evlerde konuşma dili olarak Ermeniceyi canlandırmak.”

Barsamyan, Ermeni okullarına gitmeyen öğrencilerden de dil dersi için talep gelirse memnuniyetle yardımcı olacaklarını belirtiyor ve “Ermeni okullarında okumayan öğrenciler, dilden ve toplumdan uzak kalabiliyorlar. Onlara da ulaşmak istiyoruz. Devlet okullarında, kolejlerde okuyan öğrencilerimiz için, onlardan gelecek talep doğrultusunda Ermenice dersleri düzenlemek isteriz” diyor.

İlk kelimeler

Pangaltı Mıhitaryan Okulu’nda velilere yönelik olarak başlatılan Ermenice derslerinin ikincisine konuk olduk. Katılımcıların hepsi büyük bir dikkat ve hevesle, öğretmenleri Vera Çıkınoğlu’nu dinlerken, ellerindeki defterlerine ilk Ermenice kelimelerini yazıyorlardı. Ders bitiminde velilerle sohbet ettik. Çoğu, Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde büyümüş ve Ermeni okuluna gitme şansı olmadığı için Ermenice öğrenememiş. Aralarında, Rum, Süryani, Slovak anneler de var. Evlerinde Ermenice konuşulanlar kulak dolgunluğu olduğunu söylüyor, ancak okuma-yazma bilmiyorlar. Veliler en büyük eksikliği, çocukları okula başladığında hissetmişler.

Velilerden Mayda Yancı, çocukları anasınıfına başladığında onlarla birlikte Ermenice öğrenmeye çalıştığını, daha önce Kumkapı’da yapılan Ermenice derslerine de katıldığını söylüyor ve ekliyor: “Alfabeyi çocuklar okula başladığında tanımaya başladım. Ancak, konuşmam eksik kaldı hep. Ermenice konuşamayınca toplumla iletişim de eksik kalıyor.”

Çocukların Ermeni okulunda anadilini öğrenmelerinin önemine de değinen Yancı, “Biz, belki de Anadolu’dan geldiğimiz için, Ermenicenin değerini daha iyi anlıyoruz. Biz eksikliğini yaşadık, çocuklarımız yaşamasın istiyoruz” diyor.

Antakya’dan gelen Seta Arap da benzer bir eksiklik duygusuyla yola çıkmış: “Oradaki okulda tek Hıristiyan bendim ve zorluk çektim. Arkadaş grubum yoktu. Oğlum kendi dilini ve kültürünü öğrensin, toplumun içinde büyüsün, burada köklü arkadaşlıklar kursun istedim. Daha sonra, istediği çevreyi kendisi seçebilir.”

Çocuktan öğren Ermeniceyi

Çocuklara derslerinde yardımcı olmak niyetiyle Ermenice öğrenmeye başlayan velilerin, evdeki öğretmenleri ise çocukları. Bir veli, “Küçük oğlum, ‘Mama, aç derslerine bakalım’ diyor. O bana yardımcı oluyor. Ermenice derslerinin bir getirisi de, çocuklarla paylaşımımın artması oldu” diyor.

Eşi Ermeni, kendisi Slovak olan ve 17 yıldır Türkiye’de yaşayan Katya Serop, çocuklarıyla birlikte Ermeni Alfabesi’ni öğrenmeye, Ermenice gazeteleri takip etmeye başlamış, bilmediği kelimeleri eşine sorarak öğrenmiş. Şimdi de, Ermenicesini geliştirmek için okuldaki derslere katılıyor. Serop, bu dile verdiği değeri şu sözlerle ifade ediyor: “Eşimle tanıştıktan sonra Ermeni kültürünü tanımaya başladım. Dili öğrenmek çok önemli. Ermenicenin arkasında koca bir kültür var; edebiyat var, müzik var. Bu dil kaybolursa çok yazık olur. Dili daha iyi öğrenmek ve çocuklarımla Ermenice konuşabilmek için buradayım.”

Sınıftaki tek erkek öğrenci ise Melih Uygunoğlu. 25 yaşında Tokat’tan İstanbul’a gelen Uygunoğlu, “Annem ve babam Ermenice konuşurdu, o yüzden Ermeniceyi anlıyorum. Ancak dil, okuma yazma, konuşma ve anlamayla, bir bütün olmalı. Alfabeyi öğrenmek zor, ancak çalışarak yapabileceğimize inanıyorum. İngilizceyi az çok biliyorken, anadilimi, Ermeniceyi bilmemek ayıp geliyor” diyor.

Kategoriler

Toplum Okullar