Ermenistan artık çok daha yakın

Türkiye Ermenistan Seyahat Fonu kapsamında akademisyenler, gazeteciler, öğrenciler ve araştırmacıların çalışmalarına destek veriliyor.

UYGAR GÜLTEKİN
uygargultekin@agos.com.tr

Türkiye ile Ermenistan arasında sivil toplum köprüleri kurulmaya devam ediyor. Akademik çalışmalar, araştırmalar, görüşmeler yapmak üzere Ermenistan’a gitmek veya Ermenistan’dan Türkiye’ye gelmek isteyenler için Hrant Dink Vakfı önemli bir fırsat yarattı. İki ülke arasında diplomatik ilişki olmaması, sınırın halen kapalı olması, ulaşım olanaklarını sınırlı ve masraflı hale getiriyor. Hrant Dink Vakfı’nın başlattığı Türkiye-Ermenistan Seyahat Fonu, bu zorlukları ortadan kaldırıyor.  Fon kapsamında, yol masrafları karşılanıyor.

Türkiye Ermenistan Seyahat Fonu, iki komşu ülkenin halkları arasında doğrudan temasların arttırılması ve her alanda işbirliğinin teşvik edilmesi amacıyla oluşturdu.  Proje kapsamında akademisyenler, gazeteciler, öğrenciler ve araştırmacılar başta olmak üzere pek çok kişinin çalışmalarına destek veriliyor. Türkiye-Ermenistan Seyahat Fonu, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı kapsamında yürütülüyor.

Başvurular devam ediyor

Proje kapsamında ilk başvuru süreci 10 Mart’ta tamamlandı.  İlk başvuru döneminde 162 kişi fondan yararlanmak için başvuru yaptı.  Anahit Ter Minassian, Dikran Altun, Feray Salman, Gayane Mkrtchyan ve Neslihan Özgüneş’ten oluşan seçici kurulun yaptığı değerlendirmeler sonucunda, 22’si Türkiye’den, yedisi Ermenistan’dan olmak üzere, toplam 29 kişi fondan yararlanmaya hak kazandı. 27 Mart - 16 Haziran arasındaki ikinci başvuru döneminde ise, 172’si Türkiye’den olmak üzere, 224 kişinin başvuruda bulundu. 17 Haziran’da başlayan üçüncü başvuru dönemi, 15 Eylül’de sona erecek.

Fondan yararlanarak Ermenistan’a seyahat edenler, iki ülke arasındaki normalleşme süreci açısından projenin önemine dikkat çekti.

Ermenistan’ı ilk kez ziyaret eden doktora öğrencisi Cansu Atılgan çok verimli bir ziyaret gerçekleştirdiğini belirterek şunları söyledi; “Doktora yapıyorum. Akademik kariyerimle ilgili olarak gözlem yapma fırsatım oldu. İki öğrenci arkadaşımla beraber gittim. Hiç gidemeyeceğim bir yerdi belki. Böyle bir fırsat oldu. Normalleşme süreci için çok faydalı. Önyargıları kıracak olan insanlar gençler ve gençlerin iletişimde olması önemli.”

Ermenistan’ı ilk defa ziyaret eden Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV Sinema Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Aslıhan Doğan Topçu ise ziyaretiyle ilgili şöyle konuştu; “Ben proje çalışması kapsamında, olası ortaklarla tanışmak için Ermenistan’a gittim. Bu kapsamda bazı görüşmeler yaptım. Örneğin Altın Kayısı Film Festivali’yle görüştüm. Ayrıca sivil toplum çalışmalarını güçlendirmek için neler yapılabileceği üzerine görüş alış verişinde bulundum ve anlamlı sonuçlara ulaştım. Seyahat sonunda Ermenistan’dan akademik işbirliği ihtimaliyle döndüm.  Seyahat fonunun bu anlamda çok faydalı olduğunu söyleyebilirim.”

Ayşe Devrim Başterzi’nin Ermenistan izlenimleri; ‘Nasıl kıskanmayız sizi?’

“Erivan yemyeşil, tertemiz her tarafı heykellerle, anıtlarla kaplı bir şehir, içinde yaşayanlar güzel gözlü, esmer her gün gördüğüm Anadolu insanları. Gencecik insanlara ‘Nerelisin?’ diye sorduğumda ‘Ailem Urfalı, Ailem Muşlu’ diyorlar. Sanki buraya hiç ait olmamışlar gibi. Kendimi gittiğim her ülkeden, her kentten daha tanıdık, daha yakın hissettim güzel gözlü, sıcak, esmer, orta boylu Anadolu insanlarından dolayı. Erivan’da bir gece gittiğimiz müzikli restoranı hiç unutmayacağım, unutamayacağım. Gece boyunca ismi Anadolu’nun şehirleri  olan ağıtlar çalındı arka arkaya. Hangi ülkede gece eğlenmeye değil toplu halde ağlamaya, ağıt dinlemeye gelinir? Gecenin sonunda biz Türkiye’den gelen misafirler için ‘Kıskanırım seni ben’ çaldılar. Ve bize 2 gün eşlik eden Vartkes dedi ki; ‘Ah bizim geride bıraktığımız topraklarda yaşıyorsunuz, nasıl kıskanmayız sizi?’ Nasıl bir utanç, nasıl bir suçluluk hissettim topraklarından, köklerinden, binlerce yıllık ata topraklarından kopartılmış bu insanların özlemi karşısında...”

Uzun süreli işbirliği için de destek var

Türkiye-Ermenistan Burs Programı, Hrant Dink Vakfı tarafından, iki komşu ülkeden profesyonellerin sınır ötesi işbirliği ağları kurmalarını teşvik etmek amacıyla oluşturuldu. Burs programı, Ermenistan ve Türkiye'den toplam 18 profesyonele, komşu ülkede dört ilâ sekiz ay boyunca yaşama ve belirli bir kuruluş bünyesinde özel bir işbirliği programına katılma imkânı sağlayacak. Ev sahibi kuruluşların önerdiği program teklifleri dışında, kendi proje fikirlerini komşu ülkede hayata geçirmek isteyen adayların başvurması da mümkün.

Burs programı, iki komşu ülke arasında uzmanlık paylaşımı ve işbirliğine en çok ihtiyaç duyulan akademi, sivil toplum, basın, kültür-sanat, çeviri-dil eğitimi, hukuk ve benzeri alanlardaki faaliyetleri destekleyecek.

Türkiye’den 62, Ermenistan’dan 25 kuruluş, komşu ülkeden gelecek profesyonellere ev sahipliği yapacak.

Başvurular 20 Temmuz’a kadar devam edecek.

Başvurular hakkında detaylı bilgi Hrant Dink Vakfı’nın internet sitesinde yer alıyor

Kategoriler

Toplum Vakıflar