Edwin Minassian, geçtiğimiz hafta bazı gazetelerde çıkan, ABD’deki bazı Türk derneklerinin çatı kuruluşu Amerikan-Türk Dernekler Asamblesi'nin (ATAA) '2015 Master Planı'yla ilgili haberlerinin ilgili perde arkasını yazdı.
Abraham Foxman
EDVIN MINASSIAN
edvinminas@yahoo.com
Hürriyet gazetesinde 7 Temmuz’da yayımlanan bir habere göre, ABD’deki bazı Türk derneklerinin çatı kuruluşu olan Amerikan-Türk Dernekler Asamblesi (ATAA) ‘1915 Olaylarının’ 100. Yıldönümü öncesi Ermeni iddialarına karşı ‘2015 Master Planı’ adı verilen geniş çaplı bir kampanya hazırlamış. Kampanya proaktif önlemler ve tepkisel önlemler olarak ikiye ayrılıyor. Eylül’de ABD’nin farklı eyaletlerinde bulunan Türk-Amerikan dernekleri yöneticileri Washington’a davet edilecek ve resmi açıklama o zaman yapılacak.
Öz’den reddiye
Proaktif önlemlerin içerisinde en dikkat çekenleri şöyle: Yerel üniversitelerde tam gün süren en az 20 konferans tertip edilip; Dr. Mehmet Öz, Coca Cola CEO’su Muhtar Kent; ve ‘Hittite Microwave’ şirketinin kurucusu Dr. Yalçın Ayaşlı gibi ABD’de ünlü olan Türkler davet edilecek. (Geçen Çarşamba günü ABD’de yayımlanan Asbarez gazetesindeki bir habere göre; Dr. Öz’ün temsilcisi bir e-mail aracılığıyla bu ‘master plan’ ile hiçbir ilgileri olmadığını açıkladı.) Daha plan açıklanmadan böyle bir sorunla karşılaşılması ilginç ama sürpriz değil. Benzer bir açıklamanın önümüzdeki günlerde Muhtar Kent’ten gelmesi de şaşırtıcı olmamalı. İtibarlarını zedelemek istememeleri anlaşılabilir bir durum.
Plan taslağı içeriğinde Ermeni tezlerini ‘anında çürütecek’ tek sayfalık broşürler hazırlanması; Türk tezlerine yakın duran Justin Mc Carthy, Gunter Lewy gibi akademisyenler için konuşma turları; ‘yasal hakları Ermeni Diasporası tarafindan ihlal edilen Türk Amerikalılar’a avukat desteği ve yerel/ulusal düzeydeki Amerikan gazetelerine düzenli şekilde basın bültenleri gönderilmesi de var. Planda yer alan bu ifadeler yeni değil. ‘Tepkisel Önlemler’ kategorisinde de gülünç kaçan, ‘Ermeni Diasporası’nın adımlarını takip için ‘Google Alerts ve Legiscan’ gibi platformların kullanımı’ maddesi var.
Planda yer alan Yahudi toplumuyla işbirliği geliştirme hedefi günümüz gerçekleriyle uyuşmuyor, çünkü AK Parti hükümetiyle İsrail arasındaki ilişkiler bu kadar gerginken böyle bir işbirliği gerçekçi durmuyor. Geçen Nisan’da ABD’nin en etkili Yahudi lobi örgütlerinden biri olan AJC ( Amerikan Yahudi Komitesi) bir basın açıklamasıyla Ermeni Soykırımını resmen tanıdı. Geçen Mayıs’ta ise bir başka güçlü Yahudi lobi örgütü ADL’in (Yahudi İftira ve İnkârla Mücadele Birliği) yeni emekli olan efsane başkanı Abraham Foxman, Ermeni Soykırımı’nı tanıdı. Türk tezine yıllardır destek veren bu örgütlerin tavırlarını değiştirmeleri ‘Master Plan’ için olumlu değil. Bu tavır değişikliği, Türkiye-İsrail ilişkileriyle ilgili olsa da önümüzdeki dönemde fikir değiştirip ‘1915 soykırım değildir’ demeleri artık inandırıcı olmaz.
ATAA tek değil
Tüm sorunlar bir yana, 1979’da dönemin Washington Büyükelçisi Şükrü Elekdağ öncülüğünde kurulan ATAA, ABD’deki tek Türk kuruluşu değil. ABD’de farklı eğilimlere sahip yüzlerce Türk derneği var. Türkiye’deki siyasi gerginliklere paralel olarak bu örgütler arasında ciddi sorunlar da yaşanıyor. Başbakan Erdoğan’ın geçen 23 Nisan’da yayınlanan ‘taziye mesajı’ da ABD’deki Türk dernekleri için en son gerilim ve ayrışmalara neden olmuştur. Umarız AK Parti hükümeti, ATAA gibi dernekleri Türk-Ermeni diyaloğu ve barışı doğrultusunda yönlendirebilir.
