Hakimiyet kayıtsız şartsız şikecilerin

İbrahim Altınsay, şike soruşturmasının başladığı 3 Temmuz’dan bu yana Agos’un sayfalarına sık sık konuk oldu. Beşiktaş eski yöneticilerinden ve futbol yorumcusu olan Altınsay, bugün yaşanan kaosu aylar öncesinden haber vermişti. Cumhurbaşkanı Gül’ün vetosunu değerlendiren deneyimli futbol adamına göre, Meclis bu yasa değişikliğiyle aslında şikecilere af getirmiş oldu.

FERDA BALANCAR                                                                        Fotoğraf: Uygar Gültekin
ferda@agos.com.tr

•          Şike soruşturmasında iddianamenin bittiğini öğrendik. Henüz ayrıntılarını bilmiyoruz ve Mahkeme tarafından da kabul edilmedi ama ligin bundan sonra böyle devam etmesi yine de zor görünüyor. Gelinen nokta sizi şaşırtıyor mu? “Bu kadarını ben bile beklemiyordum” dediğiniz oluyor mu?

Gelinen noktaya hiç şaşırmadım. Söylediklerimizin doğrulanması oldu. Türkiye’de futbolun öldüğünü söylüyordum zaten. Şike soruşturmasının başladığı 3 Temmuz’dan itibaren Türk futbolunun cesedi kokmaya başlamıştı. Fakat şimdi görüyorum ki rant ve nüfuz paylaşımına dayalı futbol oligarşisinin burnu böyle kokulara müthiş bağışıklık kazanmış. Onların algıladığı tek koku dolar ve güç kokusu. 3 Temmuz’dan itibaren çeşitli bahanelerle bu cesedi mumyaladılar, gözlerini açık tutmaya çalıştılar ama mumyanın canlı olmadığı ortaya çıktı.

•          Meclis’ten geçen son şike yasası hakkında ne düşünüyorsunuz?

Meclis’in aldığı son karardan itibaren şikecilik ve şike mevcut sistem haline gelmiştir. Olan bitenin adı budur. En iyi şike yapan şampiyon olacak, yapamayan beceriksizler başarısız olacaktır. İyi futbol oynayan değil, şikeyi yapıp iyi örtbas eden şampiyon olacaktır. Futbol mafyanın cirit attığı bir alan olacaktır.  Meclis, Nisan ayında kendi çıkardığı yasayı değiştirerek şike yaptı. Aslında bu yasa değişikliği yeni bir yasal düzenleme değildir. Bu tamamen şikecilere bir af yasasıdır. Bu son değişiklik biraz da suç itirafıdır aynı zamanda, çünkü bu yasa değişikliği soruşturma sürerken çıkartılıyor. İnsanlar belli bir suç yüzünden yargılanırken böyle bir yasa çıkarsa, bunun adı aftır.

•          Sizin çok eleştirdiğiniz bu yasa değişikliğiyle ilgili olarak Meclis’teki partiler arasında geniş bir konsensüs

olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben baştan beri şunu söylüyorum; şike ve teşvik organize bir suçtur. Mevcut yasaların bu suçlara öngördüğü cezalar var, bunları uygularsınız. Hadi uygulamadınız, yeni yasaya aktardınız, bari Nisan’da çıkardığınız yasayı uygulayın. Şimdi ondan da vazgeçtiler. Bugün şikeciler aslında Meclis’in de üstünde. Hâkimiyet kayıtsız şartsız şikecilerindir.

•          Bazıları futbol kamuoyunun meclisi baskı altına aldığını söylüyor. Meclis kamuoyu baskısına mı direnemedi, yoksa güç odaklarına mı?

Avrupa’da statlar milyonlarca seyirci topluyor, burada 20, 30 bin kişi gidiyor maçlara. 20, 30 milyon taraftarım var diyenlerin İngiltere’nin üçüncü lig takımı kadar seyircileri yok. Toplum, futbol seyircisi, Türkiye’deki futbola küstü. Ortada kamuoyu baskısı filan yok. Güç odaklarının baskısı var.

•          Cumhurbaşkanı, yasayı veto etti. İktidar partisinin içinde de farklı görüşler var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cumhurbaşkanı bu veto ile bu ülkenin Cumhurbaşkanı olduğunu gösterdi.
Türkiye’de yaşayan herkes futbolla ilgilenmek zorunda değil. Cumhurbaşkanı Gül ve Bülent Arınç hukuktan yana tavır almıştır. Öte yandan, Gençlik ve Spor Bakanı ve AKP Grup Başkanvekilleri sessizliğini koruyor. Bunun dışında medya, futbol yorumcuları, herkes seferber oldu. 3 Temmuz öncesine dönseler çok mutlu olacaklar. Bir sonuç alınmasa bile bu yaşanan süreç aslında bir teşhir sürecidir. Hakikatlerin ortaya
çıkma sürecidir. Ne olursa olsun orta vadede bunun Türkiye’ye faydası olacaktır.

•          Bazıları, “Cem Garipoğlu, bir kızın kafasını kesti, 24 yıl yatacak. Fakat Aziz Yıldırım için 58 yıl isteniyor, bu adalet mi?” diye soruyor. Bu görüşe ne diyorsunuz?

Cem Garipoğlu’nun işlediği bireysel bir suç, diğeri ise toplumsal bir suç. Şike yaparak bütün toplumu aldatıyorsunuz; toplumun cebinden para çalıyorsunuz. Üstüne ‘Bana kimse dokunamaz’ diyerek toplumla dalga geçiyorsunuz. Bu şekilde şikeyi özendiriyorsunuz. Aslında bütün toplum şikecilerden davacı olmalıdır. Para ödeyip maç seyretmişim ama öğreniyorum ki maçı kimin kazanacağı önceden belirlenmiş. Aldatılmışım, o zaman paramı geri istemem lazım.

•          Futbolun temizlenmesi nasıl mümkün olacak? Türkiye futbol dünyasında alternatif bir oluşum mümkün mü sizce?

Federasyonun ve kulüplerin yönetimlerinin uzun süre dayanabileceğini sanmıyorum. Futbol topyekûn bir yeniden yapılanmaya gidebilseydi iyi olurdu ama maalesef Türkiye şimdilik bunu yapamıyor. Demek ki bunlar sallana sallana yıkılacak. Alternatif oluşum da bu süreçte ortaya çıkacak.

20, 30 milyon taraftarım var diyenlerin İngiltere’nin üçüncü lig takımı kadar seyircileri yok. Toplum, futbol seyircisi, Türkiye’deki futbola küstü. Ortada kamuoyu baskısı filan yok. Güç odaklarının baskısı var.

UEFA Türkiye’den kurtulmaya çalışıyor

•          UEFA veya FİFA Türkiye’de yaşanan bu sürece tepki gösterir mi sizce?

Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’ne gönderilmiyor ama Türkiye Ligi’nde oynamasına izin veriliyor. Öncelikle bu ülkeye en büyük zararı bu kararı alanlar veriyor. UEFA’nın da eyyamcı olduğunu söylemek lazım. Türkiye Avrupa sıralamasında 12’inciliğe düşerse direkt Şampiyonlar Ligi’ne gitmeyecek. Böylece UEFA, Şampiyonlar Ligi’ni Türkiye’den kurtaracak.

 

 

 

Kategoriler

Güncel Gündem