Hepimiz feministiz

İşçileri 32. kattan yere çakılan, taraftar grupları ''darbeye teşebbüs’’ten yargılanan Yeni Türkiye'nin, 29 Ağustos günü açıklanan yeni kabinesinde, 26 ismin sadece biri kadın iken, ondan birkaç gün evvel, Fransa'da açıklanan yeni kabinede ise 34 ismin 16’sı kadın idi.

SERVAN ALTIKANAT
servan.alt@gmail.com

Öyle görünüyor ki, Yeni Türkiye'de de, tıpkı eskisi gibi, ''egemenlik kayıtsız şartsız erkeklerin olacak''.

Hatırlamıyor musunuz?

Yeni Türkiye’nin Cumhurbaşkanı, 1995’te, Kayseri’de Refah Partisi’nin düzenlediği sevgi ve kardeşlik gecesinde yaptığı konuşmada ‘’makyaj yapan kadının kaportası bozuktur’’ demiş, en son ise ''kadın erkek eşitliğine inanmadığını'' ikrar etmişti.

Yeni Türkiye'nin Orman ve Su İşleri Bakanı, kendisinden iş isteyen bir kadına ‘’evdeki işler yetmiyor mu?’’ diye sormuştu.

Yeni Türkiye'nin Maliye Bakanı, ‘’kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek’’ demişti.

Yeni Türkiye'nin ''özgül ağırlığı'' olan 'Ağlamaktan Sorumlu Devlet Bakanı' Bülent Arınç, ‘’Kadınlar herkesin içinde kahkaha atmayacak’’ demişti.

Yeni Türkiye’nin mebuslarından Ayhan Sefer Üstün, ‘’Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masum’’  derken, Zeyid Aslan, meclis bahçesinde uyurken çekilen fotoğrafları yayınlandıktan sonra, kuliste rastladığı bir grup kadın gazeteciye, ‘’Ben de sizin bacak aranızı çekip gazeteye bastırsam’’ demişti.

Yeni Türkiye’nin olmazsa olmaz belediye reislerinden Melih Gökçek ise ‘’Anası tecavüze uğruyorsa, neden çocuk ölsün? Anası ölsün. Kadın ahlaklı olsun, kürtaj yapmak zorunda kalmasın’’ demişti. (Örnekleri çoğaltmak mümkün.)

 

Tarihin beyaz perdesinde başrol oynayan kadınlar

Yeni Türkiye'nin mimarları, üç kıta yedi cihana hükmetmiş Osmanlı’nın torunları oldukları içindir ki, kadınlara da ‘’harem’’i dolduran, erkek kadar ''insan'' olmayan, dört duvar mahkumu varlıklar gözüyle bakıyorlar.

Fakat bu patriarkal mantalite her geçen gün fosilleşiyor.

Beşeriyet tarihi, otoriteye başkaldıran, ilkleri başaran, kalemiyle, kreatifliğiyle toplumuna, insanlığa ufuk veren, büyük sorumluluklar yükümlenen kadınlarla dolu…

Ortaçağ'ın zifiri karanlığında, bağımsız düşünme ve özgür fikirler geliştirme cüretini göstererek bir mum yakan Marguerite Porete...

Fransız devrimi sürecinde Meclisin çıkardığı Erkek ve Yurttaş Hakları Bildirgesi`ne cevaben Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi`ni yayımlayan, haksızlıklara sessiz kalmamanın bedelini giyotinle idam edilerek ödeyen Olympe de Gouges...

’'Tom Amca’nın Kulübesi’’ adlı romanıyla, Amerika’daki kölelik kurumuna kalemiyle savaş açan Harriet Beecher Stowe…

93 Harbi   sırasında, Erzurum´daki Aziziye Tabyası´nın savunulmasında kahramanlık destanı yazan Nene Hatun.

Radyoloji biliminin anası, Marie Curie…

Bir diktatör eşi olmasına rağmen Arjantinlilerin gönlünde taht kuran Evita Peron...

Uluslar arası İnsan Hakları Bildirgesi’ni Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na sunan ve  kabul ettiren Elanor Roosvelt…

1955'te, Amerika’da, Alabama eyaletinde otobüslerde siyahların beyazlara yer verme zorunluluğuna isyan edip yerinden kalkmayan, tutuklanıp hapse atılan siyahi kadın eylemci  Rosa Parks...

Kuzey İrlanda'daki sorunları çözmek için Mairead Corrigan ile birlikte seferber olan barış gönüllüsü Betty Williams...

Atlas Okyanusu'nu uçakla tek başına geçen Amelia Earhart… Uzay kahramanı Tereşkova…

Hepsi de , tarihin beyaz perdesinde başrol oynadı. Ve bilinen o ki, filozofların filozofu Sokrates'in iki hocası da kadın idi. (Miletli Aspasia ve Mantinealı Diotima)

Kategoriler

Güncel Yaşam