Tara’nın nostaljik gardırobu

Yeşilköy’deki evinin çatı katını atölyeye dönüştüren Tara Hamurkesen, uzun yıllar tekstil sektöründe satış-pazarlama görevlisi olarak çalıştıktan sonra, geçen yıl ‘Tara’s Garderobe’ adlı markasıyla moda sektörüne adım attı. Birbirinden renkli nostaljik tasarımlarıyla, emin adımlarla ilerleyen Tara, moda anlayışını ve kendi hikâyesini Agos’la paylaştı.

KARİN BAL
karinbal89@gmail.com

  • Tekstil sektörüyle nasıl tanıştınız?

Hep yeni şeyler öğrenmeyi, sosyal projelerde yer almayı ve kendim bir şeyler ortaya çıkarmayı çok seviyordum. 2006’da tesadüf eseri büyük bir tekstil mümessil firmasında asistan olarak işe başladım. 1,5 yıl asistanlık yaptıktan sonra satış-pazarlama uzmanı oldum. Altı yıl boyunca İngiltere pazarıyla çalıştım. Bir yıl kadar da, tekstil üretim firması olan dayımla çalıştım. Bu yedi yılın sonunda tek başıma bir şeyler yaparak kendi ayaklarım üzerinde durmak istediğime karar verdim. Bir şeyler ortaya çıkarma isteği, içten gelen bir duygu. Babam kuyumcu ustasıdır ve mücevher mıhlar, sanırım bu bana ondan geçen bir yetenek.

  • Kendi markanızı kurmaya nasıl karar verdiniz?

Modaya ve renklere her zaman ilgim vardı, kıyafetlerimle farklılık yaratmayı çok seviyordum. Herkesin aynı giyinmesine dayanamayan biriyim. Yedi yıl tekstil sektöründe çalışınca, işin teknik ve yaratıcı kısımlarını geliştirerek tecrübe sahibi oldum. Moda benim için yenilik, hayatta ilerlerken renk demek. İşe kendim için aksesuarlar yaparak başladım ve daha kalıcı bir şeyler yapmak istedim.

  • Tara’nın gardırobunda neler var?

Taçlar, gren şapkalar, çantalar, hepsi kendi el emeğim. Bir gardırop hayal edin; onu nasıl doldurmanız gerektiğini size gösteren ve her zamankinden farklı bir tarzda olmanızı sağlayan bir yer... Her şeyden az biraz, bazen de çok fazlası. Bugüne kadar, kişiye özel yaptığım tasarımlarımın dışında 15 parçadan oluşan bir koleksiyon çıkardım. Gece ve gündüz her türlü kıyafetle kombinlenebilecek, kullanışlı ve şık tişörtler tasarladım. Yüzde yüz viskon kumaşları, ışıltılı Fransız dantelinin romantik şıklığını ve ekrunun yumuşaklığını bir arada kullanarak bir koleksiyon oluşturdum. Eski dönemlerden ilham alıp, günümüz modernliğiyle birleştirmeyi seviyorum. Zaten moda da o yönde ilerliyor. Spor bir şeyde danteli kullanarak abiye şıklığı yaratmaya çalıştım. Hayata her sabah aynı şeklide uyanmıyoruz, aynı gözle bakmıyoruz. Benim de, o gün içimden ne geçerse, o şekilde hayat buluyor tasarımlarım. Ve esas olarak, sabah-öğle-akşam-gece diye dörde bölünen 24 saatin kıyafetlerini birbirine karıştırmaktan hoşlanıyorum.

  • Bu yılın modasında neler var?

60’ların ön plana alındığı, elbiselerin, yüksek bel pantolonların, kloş eteklerin, kropların, parkaların, maskülen kesimli palto ve ceketlerin sık sık kullanılacağı bir senedeyiz. Sezonda her şeyin her şeyle kombinlenebildiği bir dönem yaşıyoruz, kısıtlama yok. Modanın hem içinde hem de dışında olmayı seviyorum. Benim için öncelikli olan farklılık. Sıradan, kendini tekrar eden tasarımları sevmiyorum.

  • Sizce modayla ilgilenmek yetenek ve ruh mu gerektirir, yoksa eğitim mi?

Ruh herhangi bir şeye başlarken çok önemli. İnsan kendini iyi hissederse yapamayacağı hiçbir şey yoktur, çünkü o zaman güçlüdür, cesaretlidir, istekli ve azimlidir. Yetenek, bunu ortaya çıkarmak için ne yapabileceğini bilmektir; eğitim ise işinizi kolaylaştırır.

  • Tarzını beğendiğiniz tasarımcılar var mı?

Hem bir moda ikonu olan, hem de Japon Vogue dergisi için serbest editörlük yapan Anna Delo Russo... Günün her saatinde her şeyi giyip kendine yakıştırmasına bayılıyorum. Gündüzü geceye, geceyi gündüze uyarlayabiliyor.

  • Hedefleriniz neler?

Kendimi hep sorguluyorum, nasıl daha iyi ve başarılı olurum diye. İleride kendime bir butik açıp, insanlarla daha yakın temas halinde olmak istiyorum. Müşterinin gelip kıyafetlere bakabileceği, dokunabileceği, benimle karşılıklı sohbet edebileceği, samimi bir ortam kurmayı hedefliyorum.

  • Size nasıl ulaşılabilir?

Dileyenler, www.tarasgarderobe.com adresindeki internet sitemden benimle iletişime geçebilirler. Yakında siteye eklenecek olan blog’da, modaya dair her şeyi paylaşacağım.

Tara Hamurkesen, 1986 İstanbul doğumlu. Yeşilköy Ermeni İlkokulu, Selim Pars Koleji ve Ata Koleji’ne gitti. Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nde okuyor. Yeşilköy Ermeni Okulu’ndan Yetişenler Derneği’nde başkanlık görevini sürdürüyor. Yedi yıl boyunca tekstil sektöründe satış-pazarlama görevlisi olarak çalıştı. 2013’te ‘Tara’s Garderobe’ adlı markasını kurarak modaya ilk koleksiyonuyla adım attı. Baştan aşağı stil danışmanlığı da yapıyor.

Kategoriler

Güncel Yaşam

Etiketler

Tara Hamurkesen Moda