KONUK YAZAR

Bu bölümde internete özel konuk yazarlarımızdan ve okurlarımızdan gelen yazıları yayımlıyoruz. Bu köşede yer almasını istediğiniz yazıları çekinmeden yollayın. Burası sizin pencereniz...

Hadig Hadig Joğvıvik! - Mahir Özkan

hadig hadig joğvevik
hund ellik xoğe engik
medzenak dzağik ellik yar
megdağvik u mem ellik

meg mayisin egadzik
hadig' in joğvevadzik
hamşentsnag gonçiguk meg yar
tuk al mezi imatsik

arakagin epetsak
çax eyev cofçur ağak
kota teyin arnulçin yar
kağvadz çaye vatetsak

kedin tsuge garmilik
arçetin bad şinelmik
ta şinek xeçesnoğuk yar
kelxenud pan enoğuk

---------

tane tane toplanup
toprakta tohum  olsak
çiçek açup buyuyup yar
birleşup de bir olsak

gelmişiz bir mayisa
toplanmişiz hadig' de
hemşince şarkilarla yar
duyun bizleri siz de

guneş altinda pişmiş
yağmurda islanmişiz
kota koymişlar çaya yar
toplayup da dokmişiz

derede alabaluk
set çekmayin onine
yapsanuz yikacağiz yar
iş alman başunuze

 

2012 1 Mayıs’ını belki birçok insan “İnşallah Sosyalizm Gelecek!” sloganıyla hatırlayacak. Dinsel bağlamından azıcık uzaklaşıp kültürel bağlamına oturttuğumuzda çok da olmasını beklemediğimiz bir dileği dillendirirken ‘inşallah’ deriz. Bu 1 Mayıs’ tan benim en çok hatırlayacağım şey bir zamanlar ‘inşallah’ dediğim bir dileğimin gerçekleşmiş olması olacak.  Tabi bu dileğimin gerçekleşmiş olması bugün ‘inşallah’ dediklerimizin yarın gerçekleşebileceğine dair umutlarımı tazelediğini de belirtmem gerekir.

Evet, 2012 1 Mayıs’ına Hemşinliler kendi dilleri, kültürleri, talepleri ile katıldılar. On yıllarca görünmezlik zırhlarının arkasına itilmiş bir halk, tabii ki ‘Kimanag ta hosa ik’ yani ‘duyuyor musunuz buradayız’ demek için, Anadolu’nun vicdanını temsil eden bir alanı tercih edecekti. Tabii ki kendisi gibi yok sayılmış, hakları gasp edilmiş, sesleri boğulmuş halkların, geleceği karartılmış gençlerin, kadınların, yoksulluğa mahkûm edilmeye çalışılan milyonlarca işçi ve emekçinin sesinin yanına koyacaktı sesini. Bu nedenle Hadig 1 Mayıs’ a çok yakıştı. Hemşinlilerin Hemşin kimliği üzerinden olmasa da 1 Mayıslara ilişkin geçmiş deneyimlerinin de Hadig’in alana yakışmasına büyük katkısı olduğunu belirtmek gerekir. Birçok kortejde birçok dostumuzu gördük, kucaklaştık. Kişisel olarak yabancısı değildik zaten alanın, kendi sokağımızın rahatlığı içindeydik. Ama bugün bir başka türlü sokağımızdaydık. Bunun bilinciyle bağrına bastı bizi sokağımız, meraklı gözlerle izledi, gülümsedi bize, alkışladı. Biz de başka türlü bir heyecanlıydık. Evet, hep katılmıştık 1 Mayıslara ama bu sefer biraz daha fazla kendi ruhumuzu taşımıştık alana.

Günler öncesinden başladı hazırlıklar. Katılalım mı katılmayalım mı tartışmaları atlatıldıktan sonra, esas konuşulması gereken konulara geldi sıra. Hadig ilk defa alana çıkıyordu. Bu nedenle buna vurgu yapan bir pankart açmanın iyi olacağına karar verildi. ‘Kimanag ta hosaik, abra meg mayis’ - ‘duyuyor musunuz buradayız, yaşa bir mayıs’ yazıyordu pankartta. Pankartın önünde çay emekçilerini simgelemek için geleneksel giysileri içinde sepet taşıyan iki kişi vardı. Bu iki kişinin ortasında tulum Hemşin ezgileri çaldı yürüyüş boyunca. Taşınan dövizlerde Hemşin kimliğini ifade eden, emek mücadelesinin ve HES karşıtı mücadelenin taleplerinden oluşan sloganlar vardı.

Yürüyüşün başlarında yaşamları boyunca belki hiç slogan atmamış teyzelerimizin, amcalarımızın sesi devrimci gençlerimizden çok çıkıyordu. Ama Hemşince konusundaki acemiliklerini slogan atmak konusundaki marifetleriyle kısa sürede kapatmayı başardı gençler. İlk acemiliklerden sonra İstanbul sokaklarında ilk defa yankılanan sesler, içimizde yıllarca prova yapmış gibi rahat ve güçlü çıkmaya başladı. En çok bu sloganı sevdi kitle: ‘kimanag ta hosaik, kurig yarig, ahparik-duyuyor musunuz buradayız, ablayız, sevgiliyiz, kardeşiz.’ Bu sloganla haykırdı, buradayız farklıyız, ama aynı zamanda herkes gibiyiz. ‘Meg mayis abra, hamşentsnag khabra- bir mayıs yaşa, Hemşince konuş’. Türkçesini düşününce pek bir garip duran bu slogan Hemşinceye nasıl da yakıştı. Sonra 1 Mayısın temelde emek mücadelesinin günü olduğunu unutmadığımızı gösteren sloganımız: ‘tadoğe mekik, tatroğe mek, mekik aşxares şinoğe- çalışan biziz, yorulan biz, biziz dünayı kuran.’ Ama bunların ötesinde en büyük coşkuyu yaratan slogan megafonla ‘mek vovik?- biz kimiz?’ sorusuna kitlenin ‘hamşentsi-hemşinli’, ‘lizunis?’ sorusuna  ‘hamşentsnag-hemşince’ cevaplarını verdiği slogandı. Yürüyüş boyunca zaman zaman tulum Hemşin horonu çaldı horona durduk; zaman zaman da 1 mayıs için yazılan şarkıyı söyledik hep bir ağızdan.

 

Kortejde yaşamını yitirmiş bazı insanlarımızı da unutmadık. Kazım Koyuncu, Metin Lokumcu, Hemşinli kaval üstadı Remzi Tatar, devrimci İhsan Hacımuratoğlu’nun isimleri anons edildi ve kitle hep bir ağızdan ‘hosa a- burada’ diyerek karşılık verdi. Bu anmalarla da aslında Hemşinliler kültürül ve dilsel taleplerini yükseltirken dar milliyetçiliğin tuzağına düşmeyeceklerinin işaretini veriyorlardı. Andığımız insanlara kitle Agos’un önünden geçerken Hrant da eklendi. Agos’ un önünden geçerken ‘Faşizmin İnadına Ahparıs es Hrant- Faşizme İnat Kardeşimsin Hrant’ sloganı büyük bir coşkuyla defalarca atıldı. Agos’un penceresinden kitleyi izleyen dostlarımızda sıcak gülümsemelere ve heyecana neden olduğunu görmemiz, karşılıklı el sallamalar ve alkışlar eylemin en anlamlı anlarından birisini oluşturdu. 

Alandan topluca çıkıp dernek binasında kurulan dost sofrasında karnımızı doyururken herkesin gözlerinde ışıl ışıl bir tarihe şerh düşmüş olmanın haklı gururu vardı.