KONUK YAZAR

Bu bölümde internete özel konuk yazarlarımızdan ve okurlarımızdan gelen yazıları yayımlıyoruz. Bu köşede yer almasını istediğiniz yazıları çekinmeden yollayın. Burası sizin pencereniz...

“Ekmeğimizin içi camla dolu” - Mehmet Uçar

Uyurken gecenin bir yarısı, eviniz taşlanarak uyandınız mı?

Ortaçağ Avrupası’nda düzen yanlıları, işini bozanları bir punduna getirir, yargılatır idam’a veya başka bir cezaya mahkûm ettirirdi. Ceza anında, toplanmış kalabalığa TANRININ DİLEĞİ BU dedirtilip yaratılan suç kolektifleştirilirdi.

Geçen gün Sürgü’de bu cümle aynen söylenmese de buna benzer şeyler söylenmiş, yapılan çirkinlik tanırının kelamıyla örtülmeye çalışılmıştır. Şimdi yapanları ve yaptıranları bilmemek mümkün mü? Bunlar, dini afyon olarak kullanmayı bilen yukarda bahsettiğimiz, Ortaçağ zihniyetidir. İnsanlığı Tanrıyla aldatan din tüccarlarıdır.

Bu topraklarda Aleviler, Yavuz döneminde çektikleri sıkıntılar kadar hiçbir dönemde çekmemişlerdir.

Bu dönem de Yavuz’un aldığı kararlardan en vahimi Osmanlı Şeyhülislam'ı İbn-i Kemal'e Kızılbaşların öldürülmesini yasallaştırmak ve haklı göstermek adına, ilk ve son olarak yeni bir fetva hazırlatmıştır. Görüleceği üzere öldürmek adına bu kadar donanımlıdır Yavuz.

Coğrafya ve tarih bilgimizi yokladığımızda, Yavuz’un doğu seferine giderken Sürgü’den de geçmiş olduğunu görürüz. İnanıyorum ki Sürgülüler o gün Yavuz’u memnun edebilmek için ellerinden geleni yapmışlardır. Belki o günlerde kayısıları yoktu ikram edecek, ama bir tas ayranları olduğunu biliyorum. O bir tas ayranı Yavuz’un boğazından geçirmek için de ellerinden geleni yapmışlardır. Bilemezlerdi ki o bir tas ayran yerine alacakları fitne ve fesatlık olacağını.

Yavuz’dan el almış ve ümmi milliyetçiliğinden beslenmiş birkaç tane çürüğün çıkarmış olduğu hadise’nin Sürgülülerin çoğuna mal edilemeyeceği gibi, bu çürüklere alanın boş bırakılmadığını göstermekte mantık dininin sahibi olan Sürgülülerin önceliği olmalıdır. Şairin dediği gibi:

Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız

Karşıyaka Köyleri, obalarıyla

Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,

Komşuyuz, yaka yakaya

Birbirine karışır tavuklarımız

Bilmezlikten değil,

fukaralıktan

Camla dolan ekmeklerimizin içi, kanla dolmasın. Öfkeleneceksek birilerine, dini afyon olarak kullananlara ve fukaralığı kaderimizmiş gibi bize bellettiren muktedirlere olmalıdır.

Pencereden, ekmek hırsızlığına sadece kediler gelsin, taşlar değil.

 

 

Mehmet Uçar

Şiir: Ahmed Arif