KARİN KARAKAŞLI

Karin Karakaşlı

ÜVERCİNKA

Ders kitapları, hayat dersleri

Doğrudan tanımadığınız birilerinden nefret etmek, her şeyden önce bir emek süreci gerektirir. Bir şekilde önyargılarla sarıp sarmalanmalı, onları kendi görüşünüz kılmak için de, moda tabirle, ‘içselleştirmelisiniz’. Eh, önyargıları en iyi nerede bulacağınızı biliyorsunuz herhalde. Açın ders kitaplarını, hainlerle tanışın. Hem de küçük yaştan, ağaç olarak henüz yaşken eğilmek üzere devletin özel eğitim hizmetiyle. Daha ne olsun?

Ders kitapları onca uyarıya, eleştirel rapora, alternatif önerilere rağmen, düşmanlık aşılayan ayrımcı ve ırkçı ifadelerinde direniyor. Tarih kitapları Ermenileri, Rumları ve Süryanileri yine ve hâlâ “hain”, “dış güçlerin emrinde” ve “bölücü” olarak sınıflandırıyor. Buna göre, I. Dünya Savaşı’nda özellikle Rusların ve Avrupalı devletlerin kışkırtmasıyla ayaklanan Süryaniler, başarıya ulaşamayınca Anadolu’dan ayrılmışlar. ‘Ermenilerin Çıkardığı Olaylar’ başlığı altında, Ermenilerce ayaklanmalar çıkarıldığı, Osmanlı Devleti’nin isyanı bastırma çabalarının, Avrupa’ya “Ermeniler katlediliyor” diye duyurulduğu anlatılıyor. Bu arada, tarihe ve genç belleklere, o dönem Anadolu’nun her yanında var olan Ermeni okullarının, çeteler tarafından cephane deposu ve karargâh olarak kullanıldıkları notu düşülüyor.

Sonra işte o dersler bitiyor, zil çalıyor ve koca bir hayat teneffüsü başlıyor. Adı geçen halklardan birilerini şahsen tanıma fırsatı olmayan çocuklar ve gençler nasıl bir yetişkinliğe evrilir sizce? Düşmanlıkta, nefretin dilinde ders kitaplarından aşağı kalmayan kimi gazetelerin manşetleri de sonraki yıllara eşlik edecektir zaten.

Son olarak Maltepe Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün onayıyla 5., 6., 7., ve 8. sınıfa giden 1000 öğrenciye dağıttığı kitaplar, eğitim hayatındaki bu koca ve bilinçli ayıbı bir kez daha gözler önünde serdi. Büyük Adım Yayınları’nın 15 kitaptan oluşan ‘Büyük Adım Biyografi Dizisi’nde, pedagojiden nasibini almamış, ırkçı ve nefret söylemli hayat öyküleri, çocuklara birtakım yabancı insanları korku filmi karakterleri misali tanıtıyor. Bu Charles Darwin’in “karga burunlu ve maymunlara fıstık atan bir Yahudi”, Sigmund Freud’un “Sapıkların babası. Özellikle siyonistler ve Marksistler Freud’a sahip çıkar” ifadeleriyle tanıtıldığı kitaplarda, Albert Einstein için “Çorapsız dolanır, ayda bir yıkanır ve sabun yemekten çok hoşlanır. (İşin acı yanı o yıllarda Gestapolar Yahudileri fırınlayıp sabun yapmaktadırlar)” cümlelerini, Charlie Chaplin için de “Bilirsiniz Amerika’da parayı bulanlar ya karılarını değiştiririler ya da yeni bir araba alırlar. Şarlo ikisini de yapar, güzel arabalar alır ve alımlı kadınlarla takılmaya başlar” yorumunu okuyoruz.

Çocuğuna reva gördüğün eğitim bu olunca, sürdüreceği hayatı da az çok belirlemiş oluyorsun. Bu gidişe razı gelmemek ancak fikir ve eylemde takipçi olmakla mümkün. Eğitim-Sen, Maltepe ilçesinde dağıtılan ırkçı ayrımcı kitaplarla ilgili olarak kamu görevlileri ve yayıncılar hakkında suç duyurusunda bulunurken, Süryani Dernekler Federasyonu da bir bildiri yayımladı. Daha önce Süryani halkına yönelik ırkçı ve kışkırtıcı ifadelerin yanlışlığının ortaya konup Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurulduğunu hatırlatan federasyon, “Geçmişte çocukların beynine yerleştirilmeye çalışılan kin ve nefret tohumlarının günümüzde de ekilmeye çalışıldığına şahit oluyoruz. Geçmişte yaratılan bu kin ve nefret tohumları ile büyüyen nesiller, Süryanilere her türlü baskıyı reva görmüş ve kendi ülkelerinde yaşamalarına izin vermemiştir” dedi.

Geçmiş yaşandı, bugün ise geleceği doğuracak. O gelecekte, bu söylemlerden hicap duyan, el ele mücadele vereceğimiz bir Türkiye toplumu kadar, okul açma hakkına bile sahip olmadan bu sesi çıkarabilen Süryanilerden feyzalan, sivil cesarete sahip bir Ermeni toplumu da diliyorum. Barış denen şey çift yönlü emek gerektiriyor ne de olsa.