LEVON BAĞIŞ

Levon Bağış

OBUR

Şarapların en tazesi

‘Taze şarap’ ifadesi, kimseye lezzetli bir şey çağrıştırmıyordur herhalde. Ne de olsa, şarabın yıllandıkça daha iyi olacağına dair binlerce söz var. 3500 yıllık Nipur tabletlerinde, Hititli yazar diyor ki, “O bana yıllanmış şarabını verir, ben ona yıllanmış peynirler sunarım.” Ksenofon, Elazığ-Bingöl’den bahsederken, “Burada her güzel şeyi bolca buldular” dedikten sonra, bulunan yiyecekleri sayarken “zengin aromalı eski şaraplar”a da değinir.

Yıllanmaya uygun bir yıllanmış şarap, gerçekten de, genç şaraplardan iyidir. Hatta bazı şarapların yıllandırıldıktan sonra tüketilmesi gerekir. Yüzlerce dolara aldığınız üst seviyede bir Bordeaux kırmızısını içim zamanından önce açarsanız, tentürdiyotla mürekkep arasında bir tatla karşılaşma ihtimaliniz büyüktür.

Bazı şaraplar gençken, yani bir-iki sene içinde tüketilirse daha çok keyif verirler ama bir cins şarap var ki, ona, ‘genç’ bile değil, ‘taze şarap’ denir.

Farklı bir şekilde üretilen bu taze şarapların en ünlüsü, taze şarap mevhumunu dünyaya tanıtan şarabın adı olan ‘Beaujolais Nouveau’. Beaujolais, aslında, Lyon yakınlarında bulunan, Fransa’nın en verimli şarap bölgelerinden biri. Bu büyük bölgede Gamay üzümünden çok iyi şaraplar üretilir. Beaujolais Nouveau adı verilen şarap ise, bunlardan biraz farklıdır.

Beaujolais Nouveau, üzümlerin toplanmasından bir-iki ay sonra piyasaya çıkarılan bir kırmızı şarap türüdür. Üzümler tanklara konurken salkımları tamamen atılır; böylelikle, fermantasyon üzüm tanesi içinde başlar ve bu nedenle, şarap, kısa sürede içilmeye hazır hale gelir. Son bağbozumunun ilk şarabıdır Beaujolais Nouveau. Aynı dönemde dalından koparılmış olan üzümlerden üretilen şarapların içime hazır olmalarına daha çok varken, bu ‘hızlı şaraplar’ piyasaya çıkmıştır bile. Özel yapım metodu ile, fermantasyon sırasında kazandığı muz, çilek pamuk şekeri gibi çok lezzetli kokuları ancak bir-iki ay muhafaza edebildiği için, bu halde, yani gençken tüketilmesi önemlidir. O nedenle, yılın başka zamanlarında karşınıza çıkmaz. Bu rahat içimli şarap, bir-iki ay içinde tüketilir. Yani, Beaujolais Nouveau sadece genç değil, aynı zamanda, dünyanın en ‘hızlı’ şarabı; bir-iki ayda üretiliyor ve üretildikten sonra, yine bir-iki ay içinde tüketiliyor.

Tüm dünyada, ‘Beaujolais Nouveau Günü’ denen, kasım ayının üçüncü perşembesi piyasaya çıkar. Fransa’da, bu tarihlerde, vitrinlerde ‘Beaujolais est arrivé’ (Bojole geldi) yazısı sıkça görülür.

Beaujolais Nouveau, sadece yerel bir ürün değil; 110 ülkeye satılan, her yerde aynı anda piyasaya çıkan bir pazarlama harikası. Yılda 40 milyon şişeye yakın üretiliyor. Dünyanın çeşitli yerlerindeki Fransız elçiliklerinde yapılan kutlamalar dai bu şarabın popülaritesini artırıyor elbette.

Gamay üzümünden yapılan bu genç şaraplar, normal kırmızılardan biraz daha serin servis edildiğinde, daha fazla keyif veriyor. Hindiyle herhalde en iyi uyum sağlayan şarap olması da, Beaujolais Nouveau efsanesinin büyümesine neden olmuş. Amerikalıların Şükran Günü’yle aynı dönemde raflara çıkması ve o günün geleneksel yemeği olan, fırında pişirilmiş hindiyle iyi uyum sağlaması, Beaujolais Nouveau ve Şükran Günü’nü ayrılmaz bir ikili yapmış.

Sonbaharın ve soğuğun iyice hissedildiği bugünlerde, benim tavsiyem, bu şarabı kestaneyle tüketmek. Diyeceksiniz ki, “Fransız şarabını nereden bulayım?” Bu şarabın yarattığı akım, şarap üretilen neredeyse bütün ülkelerde aynı yöntemlerle devam ettiriliyor. İtalyanlar, İspanyollar kendi üzümleriyle, bu şaraplara benzeyen taze şaraplar üretiyorlar. Türkiye’de de, 1988’den beri aynı yöntemle fakat Öküzgözü üzümünden, bu tür şaraplar üretiliyor. Bugün- yarın marketlerde bu ‘hızlı ve genç’ şarapları görürseniz, bir deneyin derim.