DOSYA
"İnkarın nedeni bilgi eksikliği değil, bu politik bir karar"
2008'den bu yana çalışmalarını Clark Üniversitesi Tarih Bölümü Holokost ve Soykırım Çalışmaları Merkezi'nde sürdüren Taner Akçam yeni bir kitap kaleme aldı. Aras Yayıncılık'tan çıkan “Ermeni Soykırımı’nın Kısa Bir Tarihi” başlıklı kitap vesilesiyle Taner Akçam ile bir söyleşi gerçekleştirdik
Soykırım ve Türkiye: Soğuk aynadaki görüntü
‘Türk’ tanımı başlangıçta kâğıt üstünde vatandaşlığı tarif ediyordu, ancak uygulamada bu böyle seyretmedi. Nitekim kuruluşunda sahip olduğu, zaten iyice azalmış gayrimüslim nüfus bu politikalar sonucunda neredeyse sıfıra indi. Türkiye nüfusu yüz yıl içinde 8’e katlanırken, gayrimüslim nüfus ters orantılı olarak eridi.
Yaşamın sürdürülebilirliği mi?
Hacı İzzet dikildi cami kapısında Hakkı'nın önüne pervasızca. "Oooo hoş geldin Mıkhitar" dedi aniden. Hakkı şaşırdı bir an. Karşısında duran adam eliyle kendisine karşıdaki kiliseyi gösteriyor ve "Senin yerin ora Mıkhitar" diyordu aradan bunca yıl geçtikten sonra.
"Iııh" dedi. "Bu beni sınıyor herhalde."
"Talat, Gökalp ve Atatürk, kuruluş döneminin üç 'baba'sı olarak görülebilir""
Tarihçi Hans-Lukas Kieser’in ‘Talat Paşa: İttihatçılığın Beyni ve Soykırımın Mimarı’ başlıklı kitabı İletişim Yayınları’ndan çıktı. Kieser ile Talat Paşa’nın hayatı ekseninde 1908’den günümüze Türkiye’nin yakın tarihini konuştuk.
İki kez sürülmüş bir karakterin romanı
Fırat Güllü’nün ‘Adı Olmayan Adam’ romanı Delidolu Yayınları’ndan çıktı. Zaman zaman Agos’a için kaleme aldığı yazı ve röportajlarıyla da tanıdığımız Fırat Güllü’nün romanı Tudem Edebiyat Ödülü Roman Yarışması’nda ikincilik ödülüne değer görülmüştü. Daha önce ‘Vartovyan Kumpanyası ve Yeni Osmanlılar’ ile ‘System Crisis and Theatre in the Ottoman Empire’ adlı yayınlanmış iki kitabı bulunan Fırat Güllü, ‘Adı Olmayan Adam’da 2015’te yitirdiğimiz oyun yazarı Arman Vartanyan’ın hayatından yola çıkarak edebiyatı tarih ve tiyatroyla buluşturan çok katmanlı bir metin ortaya koyuyor. Fırat Güllü ile romanından yola çıkarak Türkiyeli Ermeni aydınların yaşadıklarından, toplumsal hafıza ve yüzleşmeye uzanan bir söyleşi yaptık.
Ordu Ermenileri: Müslüman oldular, fişlenmekten kurtulamadılar
Geçtiğimiz haftaki Agos’ta tarihi bir belgeye yer verdik. Ordu’da Müslümanlaş(tırıl)mış Ermenilere dair bir belge bu. Tarihi, 1945. Devletin din değiştiren ya da din değiştirmek zorunda kalan Ermenileri yakından takip ettiği bir sır değil. Ermeni Soykırımı’nın bir devamı niteliğinde olan bu politikanın örnekleri ile tarih boyunca sık sık karşılaştık. Araştırmacı Mahsuni Gül’ün Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nde rastladığı belge işte bu politikanın hangi seviyelere ulaştığını da ortaya koyuyor. Belgeye göre devlet, 1915 sonrasında Ordu’da din değişten Ermenileri hem isim isim, soy ağaçlarına kadar takip etmiş, hem fişlemiş hem de günlük hayatlarını çok yakından izlemiş.
Bedros’un peşinden acının ve yeniden yeşeren yaşamın izini sürmek
Agos’ta 6 Mart’ta Hüsnü Gürbey ve Mahsuni Gül tarafından yayımlanan “Harputlu bir Ermeni’den Mustafa Kemal Atatürk'e mektup” başlıklı yazı muhtemelen 1937 sonlarında kaleme alınmış “B. G. Karapetyan” imzalı bir mektubu Türkiye gündemine taşıdı. Karapetyan’ın mektubunda dile getirdiği önemli uyarılar vicdan ve adalet duygularının askıya alındığı, hayali iç ve dış düşman paranoyasına esir düşmüş günümüz Türkiyesi için de önem ve güncelliğini korumaktadır: “Vicdan duygusunun ehemmiyetini ve rolünü kavrayan ve onun lüzumuna kani olan ferdlerden teşekkül edecek bir millet veya bir devlet, kemiyet itibarile ne kadar küçük olursa olsun onu dâhilden ve hariçten kimse mağlup edemez.”
İzmirli Yahudiler ve Birinci Juderia
Siren Bora’nın kaleme aldığı ‘Birinci Juderia: İzmir’in Eski Yahudi Mahallesi’ kitabı İzmir Musevi Cemaati Vakfı Yayınları ve Gözlem Yayın’ın işbirliğiyle yayınlandı. İzmir Musevi Cemaati Vakfı Yayınları tarafından İzmirli Yahudilerin tarihine ve kültürüne odaklanan bir serinin ilk kitabı olan eserde, İzmir’in ilk Yahudi mahallesinin tarihi 17. yüzyıldan günümüze kadar ele alınıyor. İzmir ve çevresi üzerine yazdığı kitaplarla tanınan Dr. Siren Bora ile dünden bugüne İzmir’i ve İzmir Yahudi toplumunu konuştuk.
Ölerek ölümü yenmeye dair
1996 yılında Agos’un Diriliş Yortusu’nda yayınlanmasına anlam atfedenlerin bakışı ise tümüyle farklıydı. Cumhuriyet tarihi boyunca hakları gasp edilen Türkiye Ermenileri ilk kez kamusal alanda seslerini yükseltecekleri, uğradıkları haksızlıklara itiraz edecekleri bir basın organına kavuşuyorlardı
25 yıl önce, 25 yıl sonra
İşte 25 yıl öncesinde, Agos’un ilk 2,5 ayında yazı işleri masasının üzerinde duran en yakıcı haber konuları… İlk 10 gazetede işlenen, bugün de işlense “güncel” olacak konular…