KÜLTÜR SANAT

KÜLTÜR SANAT Berlin’in ‘Türk mahallesi’nde queer feminist bir mekân: Café Arakil

Çıplak Ayaklar Kumpanyası’nın 10 yıldır sahnelediği ‘Sar’ın Berlin’deki gösterimi için Almanya’ya gittiğimde, aslında çok da keyif almadığım bu şehirde, artık her gidişimde uğramadan dönmeyeceğim bir mekânı keşfedeceğimi tahmin etmiyordum. ‘Keşfetmek’ diyorum ama aslında Café Arakil’den, ziyaretimden birkaç gün önce, İstanbul’da tanıştığım bir arkadaşımın tavsiyesiyle haberdar oldum. Café Arakil’i özel kılan çok sayıda sebep sayacağım ancak bunlardan benim için en önemlisi, mekânın, sadece diasporada değil, İstanbul’da dahi zor bulduğum, dünyaya benzer yerden bakan; dertleri, itirazları aynı olan kişiler tarafından işletilmesi...
FOTOĞRAF Aşura günü/lensler konuşabilseydi

Fotoğrafçı Berge Arabian, Agos'un kültür sanat sayfalarında kaleme aldığı 'lensler konuşabilseydi' başlıklı köşesinde, çektiği fotoğrafların hikâyelerini anlatıyor.
KÜLTÜR SANAT Fransa'da Ermeni empresyonizmine adanmış bir sergi

Fransa’nın ünlü Barbizon Kültür Merkezi’nde “Ermeni Empresyonizminin Renkleri ve Işıkları” başlıklı bir sergi kapılarını açtı. Sergide Ermeni sanatının önde gelen isimlerinden Vardges Surenyants, Yeğişe Tadevosyan, Vahram Gayfedjian, Karapet (Charles) Adamyan, Martiros Saryan ve Sedrak Arakelyan gibi sanatçılara ait 30’dan fazla önemli eser yer alacak.
KÜLTÜR SANAT Zamanın Kıyısında Sınav: Deprem kentlerinde bir de sınav stresi

Hayatın en önemli anlarından biri olduğu düşünülen üniversite sınavına girdiğiniz günü, yaşadığınız stresi hatırlıyor musunuz? Peki, ülke tarihinin en büyük felaketinin yaşandığı, sevdiklerinizi, evlerinizi ve bildiğiniz hayatınızı kaybettiğiniz bir şehirde bu sınava giren öğrencilerin yaşadıklarını düşünebiliyor musunuz? “Zamanın Kıyısında Sınav”ı filmin yönetmeni İlkay Nişancı anlatıyor.
KÜLTÜR SANAT Leon Surmelian’ın kitabının yazılmayan hikâyesi

Uzattığı kitaba baktım. Saroyan’ın tüm kitaplarını okumuştum ama Surmelian adını o güne kadar hiç duymamıştım. Eski Ermeni yazarlar konusunda fazla bilgili değildim. Kitabın ilk sayfasına göz atarken çok anlamlı bir söz söyledi. “Boşuna arama kitabı. Eski baskılarını İngiltere’de bulman imkânsızdır. ABD’de bulsan bile çok pahalıdır. Hem kitap bakarsın belki bir gün yine sana döner.” Durmadım üzerinde. Son sözünün ne anlama geldiğini düşünmeye zaman da yoktu.